

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararını değerlendirerek, ekonomiye dair önemli açıklamalarda bulundu.
Aran, yüksek faiz ortamının reel sektör üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, politika faizinin %49’a düşeceği yönünde tahminde bulundu.
Konya Sanayi Odası’nın (KSO), Ekonomi Gazetesi iş birliğiyle düzenlediği Konya Ekonomi Forumu’nda konuşan Aran, “Enflasyonu öncelikleyen politikada reel sektör, özellikle imalat sanayii sektörü üzerine düşen fedakârlığı yerine getiriyor. Bu süreçte küçülüyor” ifadesini kullandı.
Aran’ın eleştirileri arasında şunlar yer aldı: “Ancak istihdam artmıyor ve milli gelire katkısı azalıyor. Reel sektör süreci yönetmeye çalışıyor.”
Enflasyonla mücadelenin öncelikli konu olduğuna değinen Aran, şu sözleri sarf etti:
“Ancak enflasyon düşerken sanayinin, imalat sanayinin de ne durumda olduğunu kontrol etmemiz ve programı daha dengeli bir şekilde revize etmemiz gerekiyor.”
“FAİZ İNDİRİMİ KONUŞULMALI”
Politika faizinin %46 olduğu bir dönemde, gecelik faiz oranının %49 seviyelerinde bulunduğunu belirten Aran, Merkez Bankası’nın faiz kararlarına ilişkin şunları aktardı:
“Merkez Bankası’nın Haziran ayındaki toplantısına kadar önümüzde bir ay var. Bu süre içerisinde piyasadaki %49 oranının politika faiz seviyesine düşmesini bekliyorum. Eğer Haziran toplantısına kadar bu gerçekleşmezse, Merkez Bankası’nın şahin duruşu gereği politika faizini %46’dan %49’a artırmasını bekleyebiliriz. Yüzde 49’a çıkan politika faizi sonrasında gecelik faiz oranı bu sefer %52’ye doğru yükselebilir. Bu durum reel sektörü daha da zor duruma sokacaktır. Merkez Bankası’nın bu tavrı, enflasyonla mücadelede önemli bir avantaj sağlar.”
Aran, %46’lık faiz oranında kredi taleplerinin yetersiz olduğunu belirterek, artan faiz oranlarının kredi taleplerini daha da azaltacağını ifade etti. Bu sürecin enflasyon üzerinde olumlu etkiler yaratabileceğini, ancak reel sektörün finansmanı üzerinde ciddi olumsuz etkiler doğurabileceğinin altını çizdi.
“YÜZDE 42,5’E GERİ DÖNEMEMİZ LAZIM”
Aran, sözlerine şöyle devam etti:
“Reel sektörün zorlandığı bu ortamda enflasyonun düşmesinin ne kadar olumlu bir gelişme olduğu da ayrıca değerlendirilmelidir. Eğer reel sektörü düşünüyor ve geleceğini önemsiyorsak, piyasalardaki normalleşmeyi hızlandırmamız ve faiz indirimlerinde son kaldığımız %42,5 seviyesine bir an önce geri dönmemiz gerekir. Alınacak tedbirler ve beklentilerin yönetimi, Temmuz toplantısında tekrar faiz indirimini konuşabilir hale gelinmesini sağlayacaktır. Bu konunun yönetilebilir olduğuna inanıyorum.”
“BU FAİZLE SANAYİCİNİN KREDİ KULLANMASI ANLAMLI DEĞİL”
Hakan Aran, uluslararası pazarlarda ürün satışı yapan ve Türkiye’ye döviz kazandıran üreticilerin desteklenmesi gerektiğinin üzerinde durdu. Bunun önemini enflasyonla mücadele döneminde cost efficiency (maliyet etkinliği) artırmak ve kâr marjlarını yükseltmek açısından açıkladı.
Mevcut kredi faiz oranlarına dikkat çeken Aran, bu ortamda sanayicilerin kredi kullanmalarının mantıklı olmadığını vurguladı.
Aran, “Döviz kazandıran üreticilere yönelik desteğin, cazip bir şekilde daha düşük oranlarla sağlanması gerekmektedir. Dünya pazarına mal satan üreticilerin müşteri kaybetmemesi için bir kaynağa ihtiyaçları var. Müşteri kaybedildiğinde geri kazanmak oldukça zor.” ifadelerini kullandı.
Aran’ın ekonomi politikalarına ilişkin son yorumları ise şöyle oldu:
“Yeni bir hikâye yazarken, bu hikâyeyi desteklememiz ve kaynak ayırmamız gerekiyor. Katma değeri yüksek üretime geçiş yapmak isteyenler, bu alana yatırım yapmak isteyenler desteklenmelidir. Ancak bu, reel sektöre yönelik ‘katma değerini yükselt’ yaklaşımı ile olmamalıdır.
Geleneksel sanayinin hızlı bir şekilde dönüşümü mümkün değildir. Bu geçiş maliyetli, ayrıca insanları mutlu eden bir süreç değildir. Bu nedenle bir yol haritası oluşturulmalı ve sanayicilere 4-5 yıl içerisinde dönüşümleri için destek sağlanmalıdır. Mevcut üretimlerin de gelir üretmeye devam etmesi sağlanmalıdır.”