reklam
reklam
DOLAR39,1862% -0.04
EURO44,8078% -0.12
STERLIN52,9253% -0.09
FRANG47,6370% -0.04
ALTIN4.201,58% 0,33
BITCOIN109.550,75-0.014
reklam

İpek Atayman Adalet Bakanlığı’na Seslendi: Bileklerim Mor, Yerde Yatıyorum, Bu İşkenceye Son Verin

Yayınlanma Tarihi : Google News
İpek Atayman Adalet Bakanlığı’na Seslendi: Bileklerim Mor, Yerde Yatıyorum, Bu İşkenceye Son Verin
reklam

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik gerçekleştirilen operasyonda 19 Mart’tan bu yana tutuklu bulunan Medya A.Ş. eski Genel Müdürü Dr. İpek Elif Atayman, Adalet Bakanlığı’na seslendi. Atayman, yaşadıklarını aktararak “Herhangi bir suçum olmadığı için adaletin tecelli edeceği inancıyla serbest kalmayı sükûnetle beklerken, Afyon’a sevk ile en somut halini alan fiziki ve psikolojik şiddet, yaşanan süreci paylaşmayı gerekli kıldı. 72 gün hücrede, ardından 5 gün koğuşta tutuldum. Sonra bir parça ekmekle, 7,5 saat bileklerim kelepçeli halde, bir metrekarelik zırhlı bir kabinin içinde Afyon’a sevk edildim” ifadelerini kullandı.

“BİLEKLERİM KELEPÇEDEN MOR”

“Bileklerim kelepçeden mor. Burada yerde yatıyorum. Eşyam çöp torbasında. Haftada sadece bir kez, 10 dakikalık görüşme hakkım var. Bu bir yargılama değil, şiddet ve açık bir cezalandırmadır. MASAK kaydım yok, HTS kaydım yok, şüpheli mal varlığım yok. 20 aylık genel müdürlük dönemine dair tüm belgeler yargıda; tek bir yasadışı, mevzuat dışı hizmetim yok. Aksi yönde bir soru da sorulmadı. Benden istenen nedir, hangi gerekçeyle bu muameleye maruz kaldığımı anlamıyorum.” sözlerini sarf eden Atayman, “Sayın Adalet Bakanı, ‘Tutuklular devletimize emanettir’ diyordunuz; böyle mi sahip çıkılıyor? Bu fiziki ve psikolojik şiddete, bu işkenceye son verin. Tüm bu gerçeklere rağmen ‘kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller’ var deniyorsa, tutuksuz yargılayın!” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik soruşturma kapsamında tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilen Medya A.Ş. eski Genel Müdürü Dr. İpek Elif Atayman, 72 gün hücrede, daha sonra ise 5 gün koğuşta tutulduktan sonra 5 Haziran günü ailesine ve avukatlarına hiçbir bilgilendirme yapılmadan, Silivri Cezaevi’nden Afyonkarahisar Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. Ailesi ve avukatları, Atayman’ın nerede olduğuna ilişkin bilgiye yoğun uğraşlar sonucunda ulaşabildi. 10 dakikalık telefonla görüşme hakkı kapsamında ailesi ile konuşan Atayman, yaşadığı fiziki ve psikolojik süreci anlattı. Tutukluluğunun işkenceye dönüştüğünü belirten Atayman, “Herhangi bir suçum olmadığı için adaletin tecelli edeceği inancıyla serbest kalmayı sükûnetle beklerken, Afyon’a sevk ile en somut halini alan fiziki ve psikolojik şiddet, yaşanan süreci paylaşmayı gerekli kıldı. 72 gün hücrede, ardından 5 gün koğuşta tutuldum. Sonra bir parça ekmekle, 7,5 saat bileklerim kelepçeli halde, bir metrekarelik zırhlı bir kabinin içinde Afyon’a sevk edildim. Bileklerim kelepçeden mor. Burada yerde yatıyorum. Eşyam çöp torbasında. Haftada sadece bir kez, 10 dakikalık görüşme hakkım var. Bu bir yargılama değil, bu açık bir cezalandırmadır” açıklamasında bulundu.

“ŞÜPHELİ MAL VARLIĞIM YOK”

Atayman, “MASAK kaydım yok, HTS kaydım yok, şüpheli mal varlığım yok. 20 aylık genel müdürlük dönemine dair tüm belgeler yargıda; tek bir yasadışı, mevzuat dışı hizmetim yok. Aksi yönde bir soru da sorulmadı. Benden istenen nedir, hangi gerekçeyle bu muameleye maruz kaldığımı anlamıyorum. Görev yaptığım süre içinde makam aracını mütevazı bir araç ile değişerek kurum menfaatini gözettim. Genel müdürlük kartvizitimi dahi çalıştığım kuruma masraf olmasın diye kırtasiyede bastırdım. Bu mu suçum?” ifadelerini kullandı.

“ZİYARET VE SAVUNMA HAKKIM FİİLEN ENGELLENİYOR”

Afyonkarahisar’ın İstanbul’a olan uzaklığı nedeniyle aile ve avukat ziyaretlerinin çok zor olacağını ileten Atayman, bu şekilde ziyaret ve savunma hakkının fiilen engellendiğini belirterek “Afyonkarahisar’a ulaşım en hızlı 6 saat sürüyor, en yakın havalimanı 60 kilometre uzaklıkta. Ailem yaşlı insanlar… Güvenlik ve sağlık haklarım ihlal ediliyor, ziyaret ve savunma hakkım fiilen engelleniyor; kişilik haklarım ve masumiyet karinesi çiğneniyor.” dedi.

Yalnızlaştırılarak, sosyal bağlarının koparıldığını ifade eden Atayman, “Bu sevk ile yalnızlaştırılarak sosyal bağlarımdan koparılıyorum. Bulunduğum koşulları hak edecek hiçbir davranışım olmadı. Bugüne dek devlete ve millete zarar verecek tek bir eylemim olmadı” sözlerini sarf etti.

“BU CEZA DEĞİLSE NEDİR?”

Atayman ailesi de yaşananların açık bir cezalandırmaya dönüştüğünü ve hukuk devleti ilkelerinin ihlal edildiğini dile getirerek, “Elif, ortada suçlama olmaksızın hücre, koğuş ve cezaevi değişikliğiyle oradan oraya savruluyor. Bu ceza değilse nedir? Uygulamalar ne hukukidir ne vicdanidir. Biz sadece adalet istiyoruz. Elif’i serbest bırakın, tutuksuz yargılayın” çağrısında bulundu.

Atayman’ın meslek hayatı boyunca tüm görevlerinde şeffaf, Medya A.Ş.’deki görevi sırasında gösterdiği az rastlanır yönetici hassasiyetlerinin, kendileri için Atayman’ın suçsuzluğunun en değerli kanıtı ve aile olarak vicdani iç huzurlarının kaynağı olduğunu ifade etti ve “Elif bir iletişim profesyoneli olarak haberden reklama, yayıncılıktan sinemaya uzanan geniş bir yelpazede deneyime sahip. Aynı zamanda Basın Konseyi’nde tüm iletişim faaliyetlerinin meslek ilkelerine ve ahlakına uygun yürütülmesi için fikir üretiyor, emek veriyor. Genel Müdürlük kartvizitini dahi çalıştığı kuruma masraf olmasın diyerek kırtasiyede bastıran bir insandan, bir anneden suçlu çıkmaz” ifadelerini kullandı.

Ailesinden habersiz başka cezaevine nakledilmişti! Oğlu isyan etti: Annem 5 gündür yerde yatıyor

Özgür Özel: Biz terörsüz Türkiye ‘de varız, siz de tutuksuz yargılamada var olun!

reklam

YORUM YAP