

TBMM Adalet Komisyonu, AKP İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel’in başkanlığında toplandı. Yüksel, komisyonda görüşmeleri devam eden kanun teklifine dair şu sözleri sarf etti:
– “Ceza adaleti, yalnızca yasaların uygulanması ile değil; aynı zamanda toplumun vicdanında yer bulmasıyla sağlanır. Kamu vicdanı en güvenilir adalet terazisidir. Suçla mücadelede; adil, ölçülü ve insan onurunu gözeten bir tutum, hukuk devletinin en temel gereğidir. Ceza adaleti sisteminin bir amacı cezalandırmak ve caydırmak olsa da gerçek amacı rehabilitasyon ve hükümlünün topluma kazandırılmasıdır.”
– “Yani ceza adalet sistemi yalnızca suça karışanların cezalandırılmasını değil; mağdurun korunmasını, toplumun huzurunu sağlamak ve benzer eylemlerin önlenmesini de hedefler. Etkin ve adil bir ceza sistemi, toplumun hukuka olan güvenini artırır ve bireylerin adalet karşısında eşit ve güvenli bir ortamda olduklarını hissetmelerini sağlar. Bu nedenle ceza adaleti, devletin gücünü değil, adaletle birleşmiş merhametini gösterdiği bir alandır.”
“KOMİSYONUMUZ ÖNEMLİ REFORMLARI BAŞARIYLA HAYATA GEÇİRMİŞTİR”
Ceza adaletinin etkin bir ceza infaz sistemi ile sağlanabileceğini vurgulayan Yüksel, şöyle devam etti:
– “Etkin bir ceza infaz sistemi, toplumun suç ve suçlulardan korunmasının yanı sıra hükümlülerin yeniden suç işlemesini engelleyerek, rehabilitasyon süreçlerini güçlendirir ve onların topluma yeniden kazandırılmalarını sağlar. Ceza infazını doğru bir şekilde uygulamak, adaleti hakiki manada hayata geçirmek demektir. Dünya genelinde zamanla cezalandırıcı zihniyetten, insan merkezli, onarıcı ve ıslah edici bir adalet anlayışına geçiş yaşanmaktadır. Günümüzde keyfi cezalar, hükümlünün topluma uyumunu ve suçtan kaçınmasını amaçlayan bir araç olarak görülmekte ve infaz sistemleri bu doğrultuda tasarlanmaktadır.”
– “Komisyonumuz, son yıllarda hukuk sistemimizi güçlendirmek adına önemli reformları başarıyla uygulamıştır. Özellikle Yargı Reformu Strateji Belgeleri çerçevesinde, adalet sistemimizin daha hızlı, şeffaf ve erişilebilir olması adına önemli adımlar atılmıştır. Bugünkü toplantımızda ele alacağımız kanun teklifi de aynı amaçlarla uyumlu olarak, 2025 yılında yayımlanan 4’üncü Yargı Reformu Stratejisi’nde yer alan ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılması amacıyla; ‘suç, yaptırım ve infaz dengesinin toplumsal ihtiyaçlar çerçevesinde gözden geçirilmesi’ ve ‘ceza adaleti sistemindeki caydırıcılığın artırılması’ yaklaşımları dikkate alınarak hazırlanmıştır.”
“ETKİLİ REFORMLAR GERÇEKLEŞTİRECEK”
Yüksel, gerçekleştirilen teklifin hukuk sistemi üzerinde kapsamlı ve etkili reformlar gerçekleştireceğini belirterek şunları söyledi:
– “Kanun teklifi, toplumumuzun temel ihtiyaçlarına ve beklentilerine yanıt vermeyi amaçlayan önemli düzenlemeler içermektedir. ‘Gerçek adalet, yalnızca hükümde değil; infazla da vücut bulur’ yaklaşımıyla hazırlanan kanun teklifinin başlıca hedefi, toplumda ortaya çıkan cezasızlık algısını yok etmek, hukuk devleti ilkelerini güçlendirmek ve ceza adalet sistemimizin etkinliğini artırmaktır. Ayrıca; hükümlülerin tekrar suç işleme olasılıklarının azaltılması, sosyal hayata adaptasyonlarına imkan tanınması, tahliye koşullarına uyumlarının kolaylaştırılması ve toplumsal kurallara uyum becerilerinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır.”
“AMACIMIZ, ADALET DUYGUSUNU GÜÇLENDİRMEK”
Teklifin ilk imza sahiplerinden AKP Samsun Milletvekili Orhan Kırcalı, şu ifadeleri kullandı:
– “Değişim hızının arttığı dönemde, bizlerin de bu hızda değişen ihtiyaçlara ve beklentilere her alanda gereksinim duyulan reformları yapabilme kapasitesini yakalamamız önemlidir. Adalet sistemleri de yoğun bir değişim süreci içerisindedir. Ülkeler, adalet sistemlerinin varlık sebebini, hizmet anlayışını ve yöntemlerini tartışıp sürekli yenilikçi yollar arama çabasındadır.”
– “Ülkemizde de ekonomik ve sosyal gelişmeler, toplumsal beklentiler doğrultusunda köklü değişiklikler yapılmıştır. Yeni gelişmeler ışığında yargı reformları devam etmektedir. Mevcut reform paketleriyle amacımız, halkın adalet duygusunu güçlendirecek bir yargı uygulaması oluşturmaktır.”
“TEKLİFTE ÖNEMLİ DÜZENLEMELER YER ALMAKTADIR”
Kanun teklifinin 30 maddeden oluştuğunu hatırlatan Kırcalı, şu açıklamaları yaptı:
– “Teklifte, infaz adaletinin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi, caydırıcılığın artırılması, trafik düzenini ihlal eden eylemlerle etkili bir mücadele ve kişilerin trafikteki can ve mal güvenliklerinin tesis edilmesi için önemli düzenlemeler öngörülmektedir. Ceza algısını azaltma ve cezanın ıslah edici işlevinin yerine getirilmesi açısından düzenlemeler de mevcuttur.”
– “Eldeki teklifler doğrultusunda, 1 yıllık denetimli serbestlikte herhangi bir değişiklik öngörülmemekle birlikte, mahkum olan her bireyin cezasıyla orantılı bir süre ceza infaz kurumunda kalması sağlanarak, cezanın rehabilitasyon amacı güdülmesi ve caydırıcılığının sağlanması amaçlanmaktadır.”
“İSTANBUL BAŞSAVCILIĞI, TALİMATLA HAREKET ETMEKTEDİR”
Kanun teklifi üzerine söz alan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, teklifin geri çekilmesini talep ederek şu sözleri aktardı:
– “Birçok açıdan Anayasa’ya aykırı bir teklif ile karşı karşıyayız. Bu durumu kapsamlı bir şekilde görüşmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca, bu sabah belediyeler, eski milletvekilleri ve bürokratlar hakkında yapılmış olan işlemler ile Ceza Usul Kanunu’nun ihlal edildiği andan itibaren, görüşlerimizi paylaşmak isterim. Çünkü burası Adalet Komisyonu. Anayasa’ya uygunluğu, yargının bağımsızlığını, ceza adaletini ve hukukun herkes için eşit uygulanmasını burada tartışmamız lazım.”
– “Komisyonumuzda uygulanan yargı, bir düşman ceza hukuku olarak yürütülmektedir. Önce karar veriliyor; ‘Kimi tutuklayacağız?’, ‘Kimi siyaset sahnesinin dışına iteceğiz?’, ‘Kimle mücadele etmeyeceğiz?’ O kişi de Ekrem İmamoğlu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yenilgi korkusu duyduğu Ekrem İmamoğlu’nu tutuklamak için harekete geçmiştir. Bugün üzülerek ifade ediyorum ki İstanbul Başsavcılığı, maalesef ki talimatla hareket etmektedir. Bu soruşturmaların siyasi olduğunun altını çizmek zorundayım.”
“SORUŞTURMALARDA SOMUT DELİLLER OLMALIDIR”
Yolsuzluk soruşturmalarında somut delillerin olması gerektiğine dikkat çeken Emir, şunları ekledi:
– “Bir yolsuzluk soruşturmasının içinde somut deliller, para hareketleri ve sebepsiz zenginleşme olmalıdır. Ancak bunlar olmadan bir sabah bir dalga, bir sabah başka bir dalga, nereye kadar böyle devam edecek? Yüzlerce sanığın olduğu bir yolsuzluk soruşturması olamaz.”
– “Burası Adalet Komisyonu; burada birçok nitelikli hukukçu var. Bu tür bir yolsuzluk soruşturmasını kabul etmiyoruz. Elbette ki somut deliller varsa, hiçbir kimse kaçmaz. Seçilmiş kamu görevlileri, özellikle Ekrem İmamoğlu, her daim adaletin tecellisini bekleyeceklerdir.”
“TEKLİFTE ANAYASAYA AYKIRILIKLAR VAR”
Söz hakkı alan Yeni Yol Partisi Ankara Milletvekili İdris Şahin de “Hızlı bir kanun yapma tekniğine bir kez daha tanıklık ediyoruz. Dolayısıyla Adalet Komisyonu her türlü övgüyü hak etmekte. Meclis’e karşı yapılan başvurunun üzerinden 8 saat geçmeden, ‘kıl payı’ diyerek 48 saat içinde komisyonu toplamak bu hızın göstergesidir. Elbette 30 maddenin her biri için Anayasa’ya aykırılıkları dile getirmeyeceğim; ancak bazı somut Anayasa’ya aykırılıkları belirtmek gerekmektedir. Bu aykırılıkları öncelikle ifade edeceğim. Kanunun genel teklifi üzerinde de kapsamlı değerlendirmeler gerçekleştireceğiz.” diye ifade etti.
“HALKIN BEKLENTİSİNİ YOK SAYAN TUTUM, SÜRDÜRÜLMEK İSTENİYOR”
DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, teklif üzerine söz alarak şöyle konuştu:
– “Sabaha karşı bir hukuk darbesiyle uyandık. CHP’li belediyeleri, başkanları ve yerel yönetimleri ilgilendiren 47 kişi hakkında yapılan operasyonu buradan bir kez daha kınıyoruz. Bu ülke, yalnızca halkın iradesine ipotek koyan bir yerde değildir. Bugün, aslında bir yargı paketiyle, halkın beklentisini yok sayan bir tutumun sürdürüldüğü aşikar. Bu Meclis’ten halkın büyük bir beklentisi var; uzun yıllardır antidemokratik uygulamalardan vazgeçilmeli ve hukuk devleti ilkelerine dönülebilmesi için gereken değişiklikler yapılmalıdır.”
“YAPMIŞ GİBİ GÖSTERİP, BİR ADIM ATMADINIZ”
‘Kovid izni’ olarak da bilinen 31 Temmuz 2023 tarihli yasanın paketten çıkarıldığını belirten Ayan, “İnsan Hakları Derneği’nin raporu doğrultusunda Türkiye’de 1400’ü aşkın hasta mahpus mevcut. Bunun yaklaşık 350’si ağır hasta. Bu konuda somut bir düzenleme istediler ama ne yazık ki bu pakette yer verilmedi. Siz yine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını ayrı tutarak, bu mahpusların durumu göz ardı edildi. Ağır hasta mahpusların durumu dikkate alınmamış, kanser gibi hastalıkların etkisi öne sürülmeden bu düzenlemeden uzak kalınmıştır.” ifadelerini kullandı.
“COVID YASASININ EKLENMESİNİ TALEP EDECEĞİZ”
Ayan, ‘COVID izni’ olarak adlandırılan düzenlemelerin 10’uncu Yargı Paketi içerisine dahil edilmesini talep edeceklerini ifade ederek, “Son günlerde basında, ‘AK Parti ile DEM Parti arasında görüş ayrılığı nedeniyle COVID Yasası pakete alınmadı’ şeklinde haberler yer aldı. Bu konu hakkında sorularımız var. Eğer biz engelleyici bir rol üstlenmişsek, DEM Parti olarak ayrı bir yargı teklifi sunarak COVID yasasının bu pakete eklenmesini talep edeceğiz. ‘Eşit şartlarda olsun’ diyeceğiz. ‘Madem biz engel olduk, hep birlikte bunu buradan geçirelim’ çağrısında bulunuyorum. 2020’de çıkarılan ve ayrımcı uygulamalardan dolayı eleştirilen infaz yasasında dışlanan siyasi mahpuslar için eşitlik bekleniyordu. Ancak yine bu pakette buna dair düzenleme gerçekleştirilemedi.” dedi.