Silivri Cezaevi’nden gençlere hitap eden İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı ekonomik ve demokratik krizlere dair kapsamlı bir mektup kaleme aldı. Gençlere umut dolu mesajlar veren İmamoğlu, “Türkiye’yi ayağa kaldıracak olan sizlersiniz” ifadeleriyle adalet, demokrasi ve üretime dayalı bir Türkiye vizyonu sundu.
MAKALENİN TAM METNİ
İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu’nun Silivri’den yazdığı makalenin tam hali:
“Ülkemiz, adalet ve demokrasi krizleriyle sarsıldığı bir dönemde, ekonomik olarak da giderek derinleşen bir çöküş içinde. Tüm darbe süreçlerinde olduğu gibi, 19 Mart darbe girişimi sürecinde de benzer bir tecrübeyi yaşıyoruz. Adalet ve demokrasiden uzaklaştıkça, otoriter bir yapıya kaydıkça gelir adaletsizliği artıyor, enflasyon durdurulamıyor ve yoksulluk derinleşiyor. Sonuç olarak iktidarın bilinçli bir şekilde oluşturduğu bu düzen, tam anlamıyla felakete zemin hazırlıyor.”
Oysaki Anadolu toprakları, tarihi, kültürel zenginlikleri ve insanıyla eşsiz bir potansiyele sahiptir. Ancak bu ülke, mevcut iktidar tarafından adalet, özgürlük ve insanca yaşamak gibi temel hakların hayal olduğu bir duruma sokulmuştur. Ülkemiz, yoksulluğun ve adaletsizliğin hüküm sürdüğü bir distopyaya dönüşmüştür.
“YOKSULU DAHA YOKSUL YAPAN BU UCUBE DÜZEN İNŞA EDİLMİŞTİR”
Tüm zorluklara ve çaresizliklere rağmen, azimle çalışan milletimiz, emeklerinin hakkını almak bir kenara dursun, ağır vergilerle bir avuç insana zenginlik sunan bu talan düzenine mahkum edilmiştir. Zengin olmak suç değildir; ancak zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bu sistem, iktidarın halka karşı işlediği bir suçtur.
İktidarların görevi, halkın realitesini anlayıp krizleri aşmaktır. Ancak mevcut iktidar, yoksulluk, adaletsizlik ve çaresizliğe çözüm üretmek yerine, sadece kendi koltuğunu koruma derdine düşmüştür. Bu süreçte gerek toplumsal gerek ekonomik bedeller ödendi. Ancak bu bedeller, iktidarın hatalarını üzerimize yıktığı bir durumdan öteye geçemedi.
“SİLİVRİ’DEKİ HÜCREMDE MİLLETİMİZİN YÜKLEDİĞİ SORUMLULUKLA…
Bu cefakar millet, yaşatılanlara mahkum değildir. Geleceği inşa etme gücü ve azmiyle, yoksulluk duvarını aşabilecek potansiyele sahip. Adaletten ve demokrasiden uzak olan bu düzende, üstümüzdeki sorumlulukların farkındayız. “İstanbul Modeli”, bu sorumluluğa uygun icraatlerin adıdır. Sağladığımız sosyal projelerle İstanbul’u dayanışmanın simgesi haline getirdik.
Ekonomik programımız doğrultusunda, millî sanayi politikamızla birlikte, teknolojik kapasitemizi artıracak stratejiler geliştiriyoruz. Tüm paydaşlarımızla iş birliği içinde çalışacak ve sanayi politikalarını tekrar şekillendireceğiz.
Bununla birlikte, en önemlisi yoksullukla mücadeledir. Türkiye büyürken, halk küçülemez. Adil bir düzen kurmak, öncelikli hedefimizdir.
“YOKSULLUĞU SÜRDÜRÜLEBİLİR KILMAK DEĞİL, AŞMAK LAZIM”
İktidar, sadece kendi milletini değil, aynı zamanda dünya üzerindeki dönüşümleri de göz ardı ediyor. Yeni teknolojilerle ve üretim yöntemleriyle dünya arenasında yerimizi almak zorundayız. Tarım politikalarını gıda güvenliği üzerine kurmalıyız. Çiftçilerimizin, ekolojik değişimlere uyum sağlaması için desteklenmesi şarttır.
Önümüzde hızlıca yola çıkmamız gereken bir süreç var. Gençlerimiz, Türkiye’nin geleceğinde önemli bir rol oynayacaktır. Onlara gereken desteği sağlamak, eğitim sistemimizi güçlendirmek ve her bireyi uluslararası düzlemde rekabet edilebilir kılmak önceliğimiz olmalıdır.
Bütün hedeflerimiz için somut planlarımız hazır. Ekonomimizi yeniden yapılandırarak, zenginliğin konuşulduğu bir Türkiye yaratmak hepimizin ortak sorumluluğudur.
Aziz milletime sesleniyorum; umutsuzluk ve yoksulluk değil, adalet, demokrasi ve zenginlik için birlikte çalışmalıyız. Geleceğimizi sarsılmaz bir temele oturtmak dileğimizdir.”
