23 Mart’tan bu yana Silivri’de tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, soruşturmalar sırasında ailelere yönelik yürütülen uygulamaların mağduriyet yarattığını ifade etti.
Öncelikle AKP ve MHP’li seçmenlere seslenen İmamoğlu, “İktidar bu yılı aile yılı ilan etti. 2024 yılı emekli yılı olarak duyurulmuştu ve 2 yıldır emekliler tarihimizin en yoksul ve çaresiz dönemini yaşıyor” dedi. Ardından şu sözleri ekledi:
“Üzücü bir şekilde, 2025 yılı da ailelerin büyük ve derin yoksulluklar yaşadığı yanı sıra, aile hukukunun çiğnendiği uygulamalarla anılacak. Bu yıl, ailelerimiz ve toplumun birçok kesiminin huzur, güven ve adalet duyguları sarsılmıştır.
Koltuk hırsı ve ihtiraslarının kurbanı olan bir grup muhterisin yürüttüğü operasyonlar, ailelerin haysiyetini, onurunu ve maneviyatını zedeleyerek toplumsal bütünlüğümüze büyük zarar vermektedir.
‘İnsanlar Sahur Vaktinde Gözaltına Alındı’
İnsanlar, sahur vaktinde evlerinin ve çocuklarının yanından, yüzlerce polis ve jandarmanın baskınlarıyla gözaltına alındı. İfade vermek üzere çağrılacak birçok namuslu insan, 5 gün boyunca nezarette zor şartlar altında tutuldu ve hukuksuz bir şekilde tutuklandı.
Çocuklarını tek başına büyüten kadınlar bile sabahın erken saatlerinde, evlatları korku içinde, gözaltına alındı.
‘Kirli Propaganda Yapıldı’
Sözde gizlilik kararı olan bu soruşturmaların yapılacağı günler önceden ifşa edildi. Yine alaycı bir şekilde, gizlilik kararı gereği avukatların bile ulaşamadığı bilgiler, yanlı ve yanıltıcı görseller ve ifadelerle sosyal medyada yayımlandı.
Hukuk ihlal edildi; ailelerin itibarları ve yaşamları kirli propagandalarla hedef alındı, aile hassasiyetleri ayaklar altına alındı.
‘Kirli İfadeler Geçerli Sayıldı’
Geçmişteki suçlamalarıyla itibarsız olan tanıkların ve kirli geçmişe sahip kişilerin ifadeleri doğru kabul edilirken, milyonlarca insanın oyunu almış siyasilerin ve başarılı devlet memurlarının evlerine yüzlerce polisle baskın yapıldı.
Baskın esnasında çocukların eşyalarına bile el konarak, hukuksuz ve düşmanca uygulamalar sergilendi.
‘Hayati Tehlikeler Söz Konusu’
Kadınlar, hasta ve tedaviye ihtiyacı olan bireyler, tutuklu oldukları hapishanelerden yüzlerce kilometre uzaklara zorla taşındı. Aileler ve avukatlar, bu kişilerden günlerce haberdar olamadı.
Bu zorla nakil işlemleri, ailelerin ziyaret haklarını kısıtlayarak durumu daha da kritik hale getirdi. Askeri darbe ve terörle mücadele dönemlerinde bile nadiren görülen uygulamalar, onurları çiğneyen bir muameleye dönüştü.
‘Aile Hassasiyetlerine Kalıcı Zararlar Verildi’
Kullanılan tehditler ve ikna yöntemleri, toplumun aile bütünlüğüne derin ve kalıcı yaralar açmış durumda. Yaşananlar, hiç olmadığı kadar büyük baskılar ve iftiralarla dolu bir ortama işaret ediyor.
Diploma iptali gibi uygulamalar, bu sürecin bir parçası olarak, aileler üzerinde büyük bir güvensizlik ve huzursuzluk oluşturdu. Bu durum, ailelerin edinimlerinin, mülklerinin güvencesiz bir hale gelmesi anlamına geliyor.
‘Erdoğan’a Sesleniyorum’
Aile kutsalına derin bir tutkuyla Sayın Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum:
Hangi gerekçeyle ailelerimize, kadınlarımıza ve çocuklarımıza zarar veriliyor?
Bu uygulamalarla aile kutsalı tahrip edilmiştir. Yargısız infaz ve hukuksuzluklara karşı duyarsız kalamazsınız.
İnsanlar tutuksuz yargılanmalı, iddianameler bir an önce düzenlenmelidir. Aziz milletim; bu zulüm, geleceğimiz adına acı bir darbedir.
‘Ülkemiz Huzur Bulacak’
Hiç kimsenin aile kavramına, ahlakımıza veya adaletimize saldırma hakkı yoktur. Önce Allah’a, ardından da devletimize güveniyoruz. Çiğnenen irade, bir gün tecelli edecektir ve ülkemiz huzura ulaşacaktır.
Mücadeleyi adaletin yanında olanlar kazanacaktır. Milletimiz büyüktür.
