

MAHİR BAĞIŞ / NEFES
Yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin akademide ilerleyebilmesi için doktor, doçent veya profesör unvanlarına ulaşmaları gerekiyor. Bunun için belli aşamalarda tez veya makale yazmaları şart. Ancak, bu hizmeti ücret karşılığında sağlayan birçok internet sitesi aktif olarak hizmet vermekte. Özellikle bir site, İlahiyat dalında hazırlanacak bir doktora tezi için 90 bin ila 108 bin TL, sosyal bilimler doktora tezi için 67 bin TL ile 85 bin TL, hukuk doktora tezi için 81 bin TL ile 99 bin TL, mühendislik için ise 76 bin lira ile 94 bin lira arasında ücret talep edilmekte.
SAYFA SAYISINA GÖRE ÜCRET
Bu tür sitelerde ücretler sayfa sayısına göre belirleniyor. Örneğin, 200 sayfalık bir tez talep edildiğinde toplam ücret 95 bin TL çıkmakta. 300 sayfa uzunluğundaki bir yüksek lisans tezinin ücreti ise 81 bin TL olarak hesaplanmakta. Prof. Dr. Nurcan Törenli, tez yazımının para ile yaptırılmasının en önemli nedeninin üniversitelerdeki nitelik kaybı olduğunu belirtmekte. NEFES’e konuşan Törenli, bu tür sitelerin varlık sebebini şu şekilde açıkladı: “Atama ve yükseltilme kriterleri, akademik personelin idareye tabi olacağı ölçütlere dönüştü. Doktora programları ve öğretim üyesi yetiştirme programları iptal edildi. Araştırma görevliliği kadroları güvenilirliğini yitirdi. Üniversitelerin özerkliği sona erdi. Yapılması gereken, YÖK’ün kaldırılması ve üniversitelerin tüzel kişiliğinin yeniden canlandırılmasıdır.”
YÖK Onayladı, Eski Dekanın Profesör Unvanı İptal Edildi
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi eski dekanı Mehmet Altunkaya’nın profesörlük unvanı, intihal ve sahte yayın iddiaları üzerine başlatılan soruşturma neticesinde geri alındı. Bu kararın YÖK tarafından da onaylandığı öğrenildi. Altunkaya’nın “Fitness Sözleşmesi” adlı kitabının, Hans Geisler’in benzer konudaki eserinin özensiz bir çevirisi olduğu kaydedildi. Eserin çeviri olduğunun anlaşılmaması için bazı bölümlere Türk hukukuna dair genel bilgiler eklenmiş ve genel kaynaklara atıf yapılmış. Soruşturma sürecinde sözlü ve yazılı savunma yapan Altunkaya, kitabın Türkiye’de daha önce işlenmemiş bir konu olduğunu, Almanca kaynaklardan faydalandığını ve eserle tematik benzerlikler bulunduğunu öne sürdü. Altunkaya, “Aşırı yararlanmak vardır. Kusurlu olmak, etik ihlal sayılamaz. Aşırı yararlanmış olabilirim ama intihal değildir.” şeklinde ifadeler kullandı.