reklam
reklam
DOLAR39,5851% -0.32
EURO45,6681% -0.99
STERLIN53,6762% -0.71
FRANG48,8102% -0.46
ALTIN4.328,32% 1,03
BITCOIN105.524,57-0.808
reklam

Halkın Sesi

Yayınlanma Tarihi : Google News
Halkın Sesi
reklam

İktidar, toplumun tercihlerini görmezden geldiği gibi sesini de kısmayı hedefliyor.

Demokratik sistemlerde ülkeler, halkın taleplerine göre yönetilmelidir.

Halk, iktidarı ve muhalefeti sandıkta belirler.

Tüm siyasi partiler, sandık sonuçlarına saygı göstermek ve buna uygun davranmak zorundadır.

Sandık sonuçlarını göz ardı etmek, halkın sesini kısıp demokratik hukuk devleti ilkelerini çiğnemektir.

İktidar, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde karşılaştığı yenilgiyi kabullenemiyor.

Seçim sonuçlarını devlet gücüyle yok saymaya çalışıyor.

Seçilmiş belediye başkanları gözaltına alınıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu da dahil olmak üzere, CHP’li belediye başkanları tutuklandı.

Tutuklama gerekçeleri, aralarında organize suç örgütü lideri olmaktan cezaevinde bulunanların ifadelerinin yer aldığı, kanıtlanmamış beyanlardan oluşuyor.

Halkın seçtiği belediye başkanları tutuklanarak görevden alınıyor, bazılarına kayyım atanıyor, bazılarının yerine vekil seçiliyor.

İktidar, halkın tercihlerine değer vermediği gibi özgür gazetecilik yapmaya çalışan medya kuruluşlarını da cezalandırarak, halkın sesini kısıp susturmayı amaçlıyor.

Bunun son örneği Halk TV Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Mahiroğlu hakkında çıkarılan yakalama kararı oldu.

Organize suç örgütü lideri olmakla suçlanan ve cezaevinden çıkmak için iftirada bulunan Aziz İhsan Aktaş’ın bir ifadesine dayanarak Cafer Mahiroğlu hakkında bu karar alındı.

Aktaş’ın, “Anladığım şu kişilerle ortak olmuş” ifadesi, Mahiroğlu hakkında yakalama kararı çıkarılması için yeterli görüldü.

Mahiroğlu ise bu iddialara karşı belirtti:

“Halk TV’yi aldığım günden itibaren hakkımda iftiralar atılmadık kılmadılar. 35 yıldır yurtdışında yaşıyorum. Yaptığım işler ortada. Anlaşılan, halkın televizyonu Halk TV’nin sahibi olmanın, demokrasiyi, hak ve hukuku savunmanın, yanlışlara itiraz edip yolsuzluklarla mücadele etmenin bir bedeli var. Hiç tanımadığım, yaşamımda görmediğim birinin kurguladığı yalan beyanlarla suçlanıyorum. Ne yapılmak istendiğini biliyorum.”

Mahiroğlu, iftirada bulunan şahsı tanımıyor.

Öne sürülen ortaklığı bulunmuyor.

Bu iddiaları doğrulamak oldukça kolay.

Ticaret sicilinde böyle bir ortaklığın olmadığını görmek mümkün.

Bu kadar basit bir kontrol yapılmayarak yakalama kararı çıkarmak, hukuk devleti ilkesine aykırıdır.

Anlaşılan o ki, hedef Halk TV.

Halk TV, yayınlarıyla halkın sesini duyurmayı sürdürmekte.

Özgür yayıncılığı gereği gibi yürütmektedir.

Bu nedenle susturulmak istenmektedir.

Halk TV’yi susturmak, halkı susturmak anlamına gelmektedir.

İktidar, halkın sesini aktaran, özgür gazetecilik faaliyetlerinde bulunan medyalara sık sık ceza keserek, yöneticileri ve çalışanları hakkında davalar açarak, ekran yüzlerini gözaltına alarak sorunlardan kaçamaya çalışıyor.

Halkın iradesini yok saymak ve sesini kısmak, sonuç alacak bir yöntem değildir.

Tarih bunu bir kez daha kanıtlamaktadır.

reklam

YORUM YAP