Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) son yerel seçimlerde önemli bir zafer elde etti. CHP, AK Parti iktidarını geride bırakarak, Türkiye’nin büyükşehirlerinin çoğunluğunu kazandı.
Yüzde 25 barajını aşan CHP, iktidardaki ‘silkeleme’ politikaları ile mücadele ederken bir yandan da ‘parti içi’ tartışmalar gündeme geldi.
Özgür Özel‘in ilk kez Genel Başkan seçildiği Kurultay ile ilgili iddialara cevap vermek amacıyla Olağanüstü Kurultay düzenlendi. Özgür Özel, delege oylarının tamamını alarak genel başkan seçildi.
CHP, anket sonuçlarında yükselişini sürdürürken, parti içindeki tartışmalar da hız kazandı.
Gürsel Tekin, 2024’te istifa edip “Kararsızlar Partisi” kurma niyetinde olduğunu belirttiği bir metin paylaştı ve CHP’nin mevcut durumuna ilişkin eleştirilerde bulundu.
Tekin, CHP’nin belediyelerine yönelik tartışmalı operasyonlara hiç değinmeden, istifasıyla ilgili düşüncelerini dile getirdi.
İKİ CÜMLE İLE NOKTAYI KOYDU
Gazeteci İbrahim Kahveci, Tekin‘e iki cümle ile şunları söyledi:
- “Partimiz ne hale geldi” diyor sayın Gürsel Tekin…
- Valla partiniz yüzde 35-36 ile birinci parti haline geldi; bu mu derdiniz!
Tekin‘in düşünceleri ise şöyle:
Bu parti masa başında kurulmadı. Bu parti milletin küllerinden doğdu. Savaş meydanlarında kuruldu. Anadolu’nun yokluk içinde verdiği kurtuluş mücadelesinin siyasi aklı oldu. Her karış toprağın, her alın terinin, her gözyaşının içinde bu partinin izi var.
Dünyanın en eski, en köklü siyasi partilerinden biriyiz. Yüz yılı aşan bir geçmişimiz var; sayısız kurultay, kongre, divan… Her biri bir gelenek, her biri bir miras. Böylesine büyük bir tarihin, böylesine derin bir kültürün içinden süzülüp gelen bir partinin, bugün bu tür tartışmaların odağına yerleştirilmesi beni derinden yaralıyor.
Birbirimizi suçlamakla, “O haklı, bu haksız” demekle bir yere varamayız. Asıl meseleye bakmamız gerekiyor: Partimiz ne hale geldi?
Deşifre edilen ses kayıtları, kamuoyuna yansıyan iç kavgalar, parti içindeki paralel yapılar, yok edilen gelenekler, ayaklar altına alınan teamüller… Bunlar bir siyasi partinin değil, bir milletin hafızasını zedeler. Çünkü biz sadece bir parti değiliz; bu ülkenin demokrasi mücadelesinde köşe taşı olmuş bir anıtız.
Ben bu işin okulunda yetişmiş, gençliğini siyasetin mutfağında geçirmiş biriyim. O yüzden o tabloyu gördükçe içim acıyor. Partinin gelenekleri, öfleri, adetleri öylesine terk ediliyor ki, artık kurultaylar umut değil, korku ve kutuplaşma vesilesi oluyor.
Bu ses, sadece bir serzeniş değil; bir çığlıktır. Çünkü biz bu partiyi sokak sokak, meydan meydan büyüttük. Şimdi ise izlemek zorunda bırakıldığımız tablo içimizi kanatıyor.
Unutmayın: Kurultaylar hesaplaşma değil, helalleşme yeridir. Geleneklerimizi, ilkelerimizi, kardeşliğimizi kaybedersek, geriye sadece isim kalır. O zaman ne tarih bizi affeder, ne de halkımız…
KARARSIZLAR PARTİSİ…
Tekin, geçtiğimiz mart ayında Gazeteci Saygı Öztürk‘e yaptığı açıklamada partisinin adının Kararsızlar olacağını duyurmuştu.
Tekin, Öztürk‘e, “Eski Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun kuracağımız Kararsızlar Partisi ile bir ilgisi yok. Kendisini davet ettim ancak kabul etmedi.” şeklinde bilgi vermişti.
