Gezi Direnişi’nin 12. yıldönümünde, çok sayıda vatandaş Mis Sokak’ta bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. ‘Herkes bilsin ki; Karanlık gider, Gezi kalır!’ şeklindeki sloganla yapılan açıklama sonrasında Taksim’e yönelenlerin, polis tarafından engellendiği bildirildi.
İstanbul’da, Gezi Parkı eylemlerinin 12. yılı dolayısıyla toplanan vatandaşlar, bu süreçte yaşamını yitiren 7 kişiyi andı.
POLİS GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALDI
Gezi Anma Komitesi ve Taksim Dayanışması’nın Taksim Meydanı’na yönelik yaptığı çağrıların ardından, Emniyet tedbirlerini artırdı. Taksim Meydanı, bariyerlerle çevrilirken, meydanın çeşitli noktalarına TOMA’lar yerleştirildi.
Gezi Parkı’nın çevresi de benzer şekilde bariyerlerle kapatılırken, parkın giriş çıkış noktalarına çevik kuvvet yerleştirildi. İstanbul Valiliği tarafından alınan bir kararla M2 metro hattındaki Taksim ve Şişhane durakları kapatıldı.
Alınan güvenlik önlemleri nedeniyle Mis Sokak’ta bir araya gelen yurttaşlar, ‘Söz bitti, Gezi tarihsel anlamıyla ve bugünüyle dimdik duruyor!’ başlıklı bir basın açıklaması yaptı.
Açıklamada aşağıdaki ifadeler yer aldı:
- “Gezi, yalnızca tarihin bir döneminde ortaya çıkmış bir halk hareketi değildir. Bugün sokakları dolduran binlerce gencin geleceği için mücadelesinde, emekçilerin ekmek mücadelesinde, kadınların yaşamları için verdikleri mücadelede, işçilerin direnişlerinde, halkın yurttaşlık mücadelesinde GEZİ DİMDİK DURUYOR!”
- “Geçen 12 yıl içerisinde, siyasi iktidar Gezi’nin meşru taleplerini bastırmak için baskı ve hukuksuzluk politikalarını daha da derinleştirdi. Ancak halk iradesine yapılan darbenin ardından başlayan direniş, gençlerin yaşanabilir bir ülke talebiyle birleşerek bu ülkenin demokratik birikiminin asla sindirilemeyeceğini bir kez daha ortaya koymuştur.”
- “Çok şeyler söylendi GEZİ’ye dair… Bu ülkenin en aydınlık, en demokrat, en yaratıcı, en sorgulayıcı, en inatçı ve en dayanışmacı insanlarına, gençlerine ve kadınlarına çapulcu denildi: Ve söz bitti.”
- “Çok şeyler söylendi GEZİ’ye dair… Demokrasinin temellerinin sarsıldığı, bürokrasinin ve yargının emir-komutan ilişkisi altında işlediği bir dönemde, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığı için hukuk değil, söz de bitti.”
- “Çok şeyler söylendi GEZİ’ye dair… Dünyanın en barışçıl ve kitlesel hareketine darbecilik iftirasının atılmasıyla, mantık ve anlam yitip gitti, Ve söz bitti.”
- “Çok şeyler söylendi GEZİ’ye dair… Gezi Parkı ve Taksim yayalaştırma projesine karşı hukuki mücadele veren Av. Can ATALAY, Şehir Plancıları Odası Başkanı Tayfun KAHRAMAN, Gezi’ye katılan Mine ÖZERDEN gibi isimlere karşı uygulanan hukuksuzluklar, masumiyet karinesi ile birlikte hukukta ve sözde bitti.”
- “Çok şeyler söylendi GEZİ’ye dair… Milyonluk tazminat davaları, kayyum atamaları gibi hukuksuzluklar sıradanlaştırıldı ve söz bitti.”
- “Çok şeyler söylendi GEZİ’ye dair… Ancak, Gezi Parkı’nın tarihsel misyonu tamamlandı. Kent yağmasına karşı direnmek için ağaçları korumanın ne denli önemli olduğunu gösterdi ve direnişin coşkusunu yaşattı… Ve söz bitti.”
- “SÖZ BİTTİ! Çünkü Gezi Parkı, bir alışveriş merkezi ve rezidans olarak tasarlanan bir araziden çok, anıtlaşmış bir mekandır. Taksim Meydanı etrafındaki tek yeşil alan, tarihine sahip çıkmış gençlerin anılarını taşır.”
- “Çok şeyler söylendi ama GEZİ, ne kadar çok insanın sesi varsa, o kadar öne çıkmaya devam edecektir.”
Gezi Direnişi’ni darbe olarak nitelendiren söylemlere sert yanıt verilen açıklama şu ifadelerle sürdürüldü:
“Bir kez daha gür sesle haykırıyoruz; ülkemizin demokrasi şöleni olarak tarihe geçen GEZİ direnişinden ‘darbe’ çıkarmaya çalışmak, boş bir çabadır!”
“Tayfun Kahraman’ı, Çiğdem MATER’i, Şerafettin Can ATALAY’ı, Osman KAVALA’yı ve Mine ÖZERDEN’i siyasi hesaplarınız uğruna tutuklamaktan vazgeçin.”
“Özcesi; düşün yakamızdan, ülkemizi ve vatandaşlarımızı rahat bırakın…”
“Yoksulun, mağdurun, çalışanın sorunlarını dinleyin; asgari ücret ve emekli maaşlarını insanca yaşanabilir hale getirin; kadın cinayetlerini sonlandırın; sağlık ve eğitimdeki sorunları çözmek için nedenlerini açıklayın; komşu ülkelerle barışçıl ilişkiler kurun; sanat, spor ve akademiyi nasıl çağdaş standartlara taşıyacağınızı anlatın; işte tüm bunlar, baskılara ve engellemelere rağmen Gezi Parkı’ndan yükselen milyonların sesidir.”
