reklam
reklam
DOLAR38,6238% -0.08
EURO43,5170% -0.52
STERLIN51,3973% -0.12
FRANG46,5011% -0.92
ALTIN4.104,44% -1,87
BITCOIN101.403,244.857
reklam

Gençlerde Bir Kanser Türünde Artış, Bilim Dünyasını Endişelendiriyor: Çocukluğunuzda Bunu Yaşadıysanız…

Yayınlanma Tarihi : Google News
Gençlerde Bir Kanser Türünde Artış, Bilim Dünyasını Endişelendiriyor: Çocukluğunuzda Bunu Yaşadıysanız…
reklam

Çocukluk döneminde birçok kişi tarafından deneyimlenen yaygın sindirim sorunları, gençler arasında kolon kanseri salgınını tetikleyebilir.

Uzun zamandır yaşlıların hastalığı olarak nitelendirilen kolon kanseri, ABD ve İngiltere’de giderek daha fazla yirmili, otuzlu ve kırklı yaşlardaki gençleri etkiliyor ve bu durum hekimleri şaşırtıyor.

Kaliforniya Üniversitesi San Diego’daki araştırmacılar, olası bir suçlu saptadıklarına inanıyor: The Guardian’a göre, her yıl yaklaşık 75.000-90.000 Amerikalıyı ve en az 1.500 İngilizi etkileyen gıda kaynaklı bir bakteri olan E. coli.

Bilim insanlarından oluşan bir ekip, kolon kanseri olan genç hastaların DNA’sını inceledi. Sindirim sistemlerinde eşsiz genetik değişimler tespit ettiler ve bu değişimlerin tümör oluşum riskini artırdığı gözlemlendi. Bu değişikliklerin muhtemelen çocukluk döneminde, vücut henüz gelişim aşamasındayken oluştuğu düşünülüyor.

E. coli’nin altı türü, kanserle bağlantılı kolibaktin adlı bir toksin üretiyor ve bu maddenin 40 yaşın altındaki hastaların tümörlerinde bulunduğu belirlenmiştir. Toksin üreten E. coli, kanlı ishal, mide krampları, kusma ve ateşe yol açabilir. Ağır vakalarda dehidrasyona, hemolitik üremi sendromuna ve böbrek hasarına neden olabilir.

E. coli enfeksiyonunun en yaygın kaynağı, işleme sırasında bakterinin bulaşabileceği az pişmiş etlerdir. Ancak marul veya ıspanak gibi yapraklı sebzelerden de bu bakteriyle enfekte olmak mümkündür. Bu tür sebzeler çoğunlukla kirlenmiş sulardan veya hayvanlarla temastan dolayı kontamine olabilmektedir. Çiğ süt ve pastörize edilmemiş süt ürünleri, elma, salatalık ve Brüksel lahanası gibi çiğ meyve ve sebzeler de risk taşımaktadır.

Çalışmanın kıdemli yazarı ve Kaliforniya Üniversitesi San Diego’da hücresel ve moleküler tıp profesörü olan Ludmil Alexandrov, “Bu mutasyon kalıpları genomda bir tür tarihsel kayıt niteliğindedir ve hastalığın erken başlamasının itici gücü olarak yaşamın erken dönemlerinde kolibaktine maruz kalmanın işaret ettiğini” ifade etti.

Bunun, İnsanların Kansere Bakış Açısını Değiştirdiğini de Ekliyor.

Sadece yetişkinlik döneminde yaşananlarla sınırlı olmadığı ve kanserin, yaşamın erken dönemlerinde, hatta belki de ilk birkaç yılda meydana gelen olaylardan da etkilenebileceğini vurguladı. Kanserin önlenmesi ve tedavisi için küresel çabaların zamanında hayata geçirilmesi amacıyla bu tür araştırmalara yatırım yapmanın son derece önemli olacağını sözlerine ekledi.

Ekip ayrıca kolibaktinle ilişkili mutasyonların kolon tümörlerinin gelişim sürecinin erken aşamalarında oluştuğunu belirledi. Bu bulgu, daha önce yaşamın ilk 10 yılında meydana geldiğini öne süren araştırmalarla tutarlılık göstermektedir.

Araştırmacılar, çocukların kolibaktin üreten bakterilere nasıl maruz kaldığını ve probiyotik gibi ilaçların bu zararlı bakteri türlerini ortadan kaldırma potansiyelini incelemeyi planlıyor. Ekip, ayrıca yaşamın ilerleyen dönemlerinde çevresel etkilere maruz kalmanın kolon kanseri riskini nasıl artırabileceğini araştırmayı hedefliyor.

Her çevresel faktör genetik yapımızda iz bırakmıyor. Ancak kolibaktin bunun mümkün olduğunu gösterebilir. Alexandrov, bu durumda genetik izlerin genç bireylerde kolorektal kanserle güçlü bir şekilde ilişkili göründüğünü belirtti.

Dünya genelinde 50 yaş altındaki kişilerde kolorektal kanser, yani kalın bağırsak ve rektum kanseri vakalarının sayısının giderek arttığı gözlemleniyor. 2030 yılına gelindiğinde birçok ülkede 50 yaş altı kişilerde kanserden ölümün önde gelen nedeni olacağı tahmin ediliyor.

reklam

YORUM YAP