Her gece uykunuz esnasında cildinizdeki gözeneklerde yaşayan Demodeks adlı minik akarlar, yüzünüzde dolaşmaya başlıyor.
Özellikle kıl foliküllerinin etrafında yaşamayı tercih eden bu canlılar, yağlı salgılar ile besleniyor. Boyutları ise 0.15 ila 0.4 milimetre arasında değişiyor; bir iğne ucundan bile daha küçüklükte. Uzmanlar, yüzün her bir santimetrekaresinde ortalama beş adet Demodeks bulunabileceğini ifade ediyor.
Yüzde Çiftleşip Dolaşıyorlar
Geceleri aktif hale gelen bu canlılar, uykunuz sırasında diğer Demodekslerle çiftleşip gezinirken gündüzleri tekrar gözeneklere dönüyorlar. Yaşam döngülerinin bu şekilde olmasının nedeni, ultraviyole ışınların DNA’larına zarar verme potansiyeli olarak tanımlanıyor.
Genellikle zararsız kabul edilen bu canlılar, cilt temizliği sağlamak açısından faydalı bile sayılabilir. Ancak bu temizlik işlemi sırasında ciltteki melatonini kullanarak enerji topluyorlar.
Buna rağmen, yaşlılar ve kemoterapi tedavisi gören bağışıklık sistemi zayıflamış bireylerde bu akarlar kontrolsüz bir şekilde çoğalabiliyor.
Göz Çevresinde İltihap Oluşturabiliyor
Bu durumda “demodikozis” adı verilen bir rahatsızlık ortaya çıkıyor; akarlar fazla çoğaldığında ciltte ya da göz çevresinde iltihap fisseleri oluşumuna neden olabiliyor. Ayrıca akne, kuruluk ve pullanma gibi cilt problemleri de meydana gelebiliyor.
Buna karşın akarların yol açtığı rahatsızlıkları ortadan kaldırabilecek tedavi yöntemleri mevcuttur. Ancak dermatologlar, akarların tamamen yok edilmesinin mümkün olmadığını, yalnızca denge sağlanabileceğini belirtmektedir.
Yeterli Uyu Denildiğinde…
Uzmanlar panik yapmaya gerek olmadığını vurguluyor; çünkü bu canlıların çoğu insan vücudunda sessiz bir şekilde yaşıyor. Yine de yatmadan önce yüz temizliği yapmanın oldukça önemli olduğu ifade ediliyor, özellikle makyaj yapıyorsanız.
Ayrıca yeterli uyku almadığınız takdirde cildiniz daha fazla sebum (yağ bezlerinin salgısı) üretiyor ve bu durum akarlar için bir ziyafet anlamını taşıyor.
Gelecekte Yok Olabilirler
Akarlar doğduktan kısa bir süre sonra anneden bebeğe geçiş yapmaktadır. Ancak 2022 yılında yapılan bir araştırma, bu simbiyotik ilişkinin zamanla akarların yok olmasına yol açabileceğini öne sürdü.
Buna göre, akarlar dış tehdit ya da rakiple karşılaşmadığı için gen değişimini gerçekleştiremiyor. Ayrıca akraba insanlar arasında bulaşıcı olduğu için genetik çeşitlilikten yoksun kalıyorlar.
Sonuç olarak, homojen bir yapıya sahip oldukları için uzun vadede evrimsel bir yok oluş bekleniyor.
