reklam
reklam
DOLAR39,5851% -0.32
EURO45,6681% -0.99
STERLIN53,6762% -0.71
FRANG48,8102% -0.46
ALTIN4.328,32% 1,03
BITCOIN105.385,301.138
reklam

Fidan’dan Iraklılara Muafiyet Yanıtı: Göçmen Olma İhtimalleri Düşük

Yayınlanma Tarihi : Google News
Fidan’dan Iraklılara Muafiyet Yanıtı: Göçmen Olma İhtimalleri Düşük
reklam

Türkiye ve Irak Savunma Bakanları, 15 Ağustos 2024 tarihinde imzaladıkları askeri mutabakat zaptıyla “Irak vatandaşlarına vize serbestisi” kararını kamuoyuna duyurmuşlardı. Bu karar, 29 Ağustos 2024’te Resmi Gazete’de yayımlandı.

Bu düzenlemeyle birlikte, 15 yaş altı ve 50 yaş üstü Irak vatandaşları, 180 gün içinde toplam 90 gün ikamet süreli turistik seyahatleri ve transit geçişleri için vizeden muaf olma hakkına sahip olmuşlardı.

Irak vatandaşlarına sağlanan vize serbestisi, kamuoyunda çeşitli tepkilere yol açtı. Bu durum, Türkiye’ye vizesiz giriş yapabilen Iraklılar ile Türk vatandaşlarının birçok ülkeye vizesiz gidememesi ya da vize alma süreçlerinin zorlaşması eleştirileriyle dikkat çekti.

CHP Kayseri Milletvekili ve Milli Savunma Komisyonu Üyesi Aşkın Genç, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan bu kararın gerekçeleri hakkında açıklama talep eden bir soru önergesi sunmuştu.

Fidan’dan Cevap

Genç, Fidan’ın verdiği yanıt üzerine açıklamalarda bulundu. Bakanlığın, 15 yaş altı ve 50 yaş üstü Irak vatandaşlarına sunulan vize serbestisinde, bu gruptaki bireylerin düzensiz göçmen olma olasılıklarının düşük olduğunu belirttiklerini ifade etti.

Fidan, açıklamasında “Komşumuz Irak’la ilişkilerimizi her alanda geliştirme amacıyla güçlü bir irade mevcut. 15 yaş altı ve 50 yaş üstü vatandaşlar için alınan vize muafiyeti kararı, bu ortak irade doğrultusunda, iki kardeş halk arasındaki etkileşimi güçlendirmeyi amaçlamaktadır” dedi.

Sınır Güvenliği Yaklaşımı Eleştirildi

CHP’li Genç, bakanlığın açıklamasının kamuoyundaki güvenlik endişelerini gidermekte yetersiz kaldığını belirterek, “15 yaş altında ve 50 yaş üstünde olan kişiler için düzensiz göç riski ‘düşük’ şeklinde ifade edilen yaklaşım, veri temelli bir güvenlik politikası yerine öngörüye dayalı bir tutum sergiliyor. Terörle mücadelede büyük bedeller ödemiş olan Türkiye’nin sınır politikaları tahminlerle değil, somut risk analizleriyle oluşturulmalıdır” dedi.

Sınır güvenliğinin yalnızca iyi niyetle sağlanamayacağını, kamu güvenliğini önceleyen bilimsel ve şeffaf bir süreç gerektirdiğini vurgulayan Genç, “Bu karara gerekçe olarak sunulan beşeri etkileşim, diplomatik ilişkiler ve yaş grubu kriterleri önemlidir. Ancak esas mesele, bu kişilerin Türkiye’ye girişinde hangi kontrollerin gerçekleştirildiği ve güvenlik önlemlerinin neler olduğudur. Türkiye’nin sınır güvenliğini artık ‘muhtemelen bir şey olmaz’ anlayışıyla değil, somut verilerle ve kamuoyunu tatmin edecek bir şeffaflıkla yönetmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

reklam

YORUM YAP