

Türkiye’nin finans piyasaları, son günlerde artan dalgalanmalarla zor bir dönem geçiriyor. Risk algısının artmasıyla birlikte yabancı yatırımcılar, Türk lirası cinsinden varlıklardan hızla uzaklaşmaya başladı.
Bu süreç, Türkiye’nin kredi risk primini (CDS) 300 baz puanın üzerine çıkarırken, Borsa İstanbul’da büyük satışlar ve tahvil piyasasında kayıplar yaşandı. İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alınmasının ardından, 21 Mart 2025 haftasında yabancı yatırımcılar yaklaşık 8 milyar dolarlık tahvil satarak piyasalardan çekilmiş oldu. Bu durum, tahvil fiyatlarında ani bir düşüşe ve faizlerde tarihi seviyelere ulaşmaya neden oldu.
CNBC-e‘nin haberine göre, 10 yıllık gösterge tahvil faizi Mart ortasında yüzde 28 seviyesindeyken, sadece bir hafta içinde bu oran yüzde 33’e yükseldi. 28 Nisan itibarıyla 10 yıllık gösterge tahvil faizi, daha önce görülmemiş bir şekilde yüzde 35‘in üzerine çıkmış durumda.
Yabancı yatırımcıların davranışlarındaki bu değişim, son bir yılda Türk tahvillerine yönelik oluşan olumlu eğilimin tersine döndüğüne işaret ediyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan’ın uyguladığı katı ekonomi politikaları sonucunda 2024 yılı boyunca yabancı yatırımcıların tahvil tarafında yaklaşık 16 milyar dolarlık net alım yaptığı görülmüştü.
2025’in başında bu eğilim bir süre daha devam etse de, 21 Mart sonrası başlayan beş haftalık süreçte yaklaşık 8,6 milyar dolarlık çıkış yaşanarak son bir yılın kazanımlarının önemli bir kısmı geri verildi.
Kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarına olan talep de bu rekor faizler nedeniyle artış gösterdi ve ilk kez 2 trilyon lirayı geçti.