

Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu'nun çağrısıyla Yediler Parkı'nda toplanan vatandaşlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasına olanak tanıyan yasa teklifinin geri çekilmesi talebiyle “1 saat nöbet tutma” eylemi gerçekleştirdi.
Yurttaşlar, torba yasanın geri çekilmesi için Hamamyolu Caddesi Yediler Parkı'nda bir saat boyunca nöbet tuttu. Platform adına konuşan Nesrin Küçük, bu torba yasanın doğayı, zeytinlikleri yok edeceğini ve maden ile enerji şirketlerine avantaj sağlayan bir düzenleme olacağını belirtti.
'Şirketler İçin Dikensiz Gül Bahçesi Yaratılıyor'
Küçük, eylem sırasında şunları söyledi:
“Bu kanun teklifinin sunanların mesleki faaliyetlerinden de anlaşılacağı üzer, teklif, maden ve enerji şirketlerine faaliyetlerinde büyük kolaylıklar ve imtiyazlar tanıma amacı güdüyor. Doğamızı ve yaşam alanlarımızı talan etmelerine engel olan ÇED süreçleri ve diğer koruma yasalarını aşmayı hedefliyor. Meclis Genel Kuruluna gelecek olan bu yasayla, Anayasa, uluslararası sözleşmeler ve ekosistemin yaşamsal hakları göz ardı ediliyor. Kısacası, maden ve enerji şirketleri için bir dikensiz gül bahçesi yaratılmak isteniyor.
'Proje Başlayana Kadar Bilgi Almayacağız'
Bu yasa ile ÇED muafiyeti genişletiliyor ve kamuoyunun ve yargının denetim ve itiraz imkanlarını engellemek amacıyla, 25 hektardan küçük maden sahaları, petrol ve doğalgaz arama projeleri, HES'ler, golf sahaları, asbestli yapıların yıkımı gibi birçok proje için artık 'ÇED gerekli değildir' kararı aranmadan işlemler yapılacak. Dolayısıyla hangi alanlarda hangi projelerin başlatıldığını, proje başlamadan öğrenemeyeceğiz.
'ÇED gerekli' olan projelerde ise, 'ÇED olumlu' kararı alınmadan şirketlere izin, teşvik ve ruhsat süreçleri başlayacak. Devlet kurumları tarafından verilmesi gereken izinler, Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından temin edilecek ve bakanlık çalışanları hızlı onay için baskı altında kalacak. Kurum görüşleri jet hızıyla istenecek ve eğer kurum görüş yollamamışsa, bu durum olumlu olarak değerlendirilecektir.
'Cumhurbaşkanına Olağanüstü Yetkiler'
Bu yasayla Cumhurbaşkanına olağanüstü yetkiler tanınacak. 'Stratejik veya kritik' olarak tanımlanan madenlere dair izinlerin verilmediği durumlarda nihai kararı, cumhurbaşkanı tarafından görevlendirilen yardımcının başkanlık ettiği bir kurul verecek. Bu kurul, Çevre ve Şehircilik Bakanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Hazine ve Maliye Bakanı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı ve ilgili tüm bakanlıkların temsilcilerinden oluşacak. Bu durum, bakanlıklara bağlı kurumlar üzerindeki baskıyı artıracak.
'Zeytinlikler Özel Olarak Hedefte'
Yasa ile ormanlar 2 yıl boyunca bedelsiz olarak madencilere tahsis edilebilecek ve zeytinlikler özel olarak hedef alınacak. Zeytin ağaçları taşınacak veya sökülecek. Maden şirketlerine sağlanan ayrıcalıklar ile zeytinliklere yönelik kamulaştırma işlemleri yapılacak. Muğla bölgesinde bulunan Akbelen'deki zeytinlikler, termik santrallere kömür sağlamak amacıyla kamulaştırılacak. Kısaca, zeytinlikler yok edilecek ve köylüler yerlerinden edilecek.
'Mülksüzleştirmenin Yeni Biçimi'
Bu yasayla meralar enerji şirketlerine peşkeş çekilecek ve RES, GES, HES projeleri için mera alanları amacına aykırı şekilde kullanılabilecek. 2035 yılına kadar özel mülkiyet alanları enerji şirketleri lehine kamulaştırılabilecek. Ruhsatsız enerji tesisleri ve yasadışı yapılar yasallaştırılacak, yıkım kararları iptal edilecek. Sermayenin etkisi altındaki topraklar artık şirket arazisi kabul edilecek. Eğer bu yasa yürürlüğe girerse, kamulaştırma belgesi artık tapunun yerini alacak ve bir sabah uyanacağız ki topraklarımız artık bize ait olmayacak. Bu, mülksüzleştirmenin yeni bir biçimi olarak öne çıkıyor ve görünmeyen bir zorunlu göç hareketi başlatılıyor.
Bu yasayla anayasa açıkça ihlal edilmekte ve doğamız ile yaşam alanlarımız şirketlerin yağmasına açılmaktadır. Bu yasa teklifi derhal geri çekilmelidir. Zeytinlikler, ormanlar, su havzaları ve tarım alanları sermayeye feda edilemez. ÇED süreçleri şeffaf olmalı, halkın katılımı güvence altına alınmalı ve kamu yararı ile ekolojik denge gözetilmelidir. Platform olarak Meclis Genel Kurulu'na gelerek bu torbaya karşı Ankara'da Meclis önünde olacağız. Tüm halkımızı, bu yasa teklifine karşı ses yükseltmeye ve doğanın ve yaşam alanlarımızın sesi olmaya davet ediyoruz.