Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu, sosyal medya platformu üzerinden Türkiye’nin mevcut siyasi ve ekonomik durumuna yönelik sert eleştirilerde bulundu. Yapılan paylaşımda şu cümlelere yer verildi:
“Kıymetli milletim, son yıllarda maruz kaldığımız ağır ekonomik kriz, gözaltı ve tutuklamalarla birleşince ortaya çıkan siyasi baskı ortamından hepimizin bunaldığını hissediyorum. Bu zor atmosferin yanı sıra, ülkemizin çevresinde meydana gelen yıkıcı savaşlar, durumu nefes alınamaz hale getirdi. Geleceğe dair umutlarımız da azalmış durumda.
Oysa bu yaşananları asla hak etmiyoruz. Devletimiz ‘vergi ver’ dedi, verdik; ‘kurallara uy’ dedi, uyduk; ‘askere git’ dedi, gittik; ‘savaşın’ dedi, savaştık; ‘can verin’ dedi, gerektiğinde can verdik; şehit olduk, gazi kaldık. Tüm bunları niçin yaptık? Devletimizi yönetenlerin mutluluğumuzu, huzurumuzu, güvenliğimizi, bereketimizi sağlamak amacıyla bunca fedakârlığı gösterdik.
‘SADECE KONUŞAN DEĞİL, DÜŞÜNEN DAHİ TUTUKLU’
Bugün devlet yetkilileri bile, yönetimdekilere karşı korku ve çekince içinde görevlerini tarafsızlık ve bağımsızlıkla yerine getiremiyor. Askerimiz, kurucumuza bağlılık gösterdiği için tutuklanıyor. Hâkimler adaletli kararlar verdiğinde sürgüne gönderiliyor, doktorlarımıza şiddet uygulanıyor, avukatlarımız tutuklanıyor, memurlarımız ve işçilerimiz açlık ve sefalet içinde sürünüyor. Belediye başkanları, milletvekilleri, bürokratlar, gazeteciler ve avukatlar… Herkes tutuklu. Sadece konuşan değil, düşünen dahi tutuklanıyor. Babalar yetmiyor, oğullar ve eşler de maalesef tutuklu.
Büyük Türk Milleti bu tarz bir baskıyı kesinlikle hak etmiyor. Bu fedakâr millet, adil, demokratik ve özgür bir ülkede mutlu, huzurlu ve sağlıklı yaşamayı sonuna kadar hak ediyor. Hepimizin atası, dedesi yedi cephede savaşarak can verip bizlere bu güzel vatanı bıraktı. Bugün öz vatanımızda sürgün, ana yurdumuzda parya konumundayız.
‘ÜLKEMİZ EKONOMİSİ TIKANDI’
Ülkemiz ekonomisi adeta tıkandı. Hepimize yetecek miktarda ürün üretemiyoruz. Ürettiğimizde ise yabancı şirketler tarafından elimizden alınıyor. Milletimiz fakirlik içinde harap ve bitap düşmüş durumdadır. Milletimiz baskı altında boğulurken, ‘Dünya liderimiz var, şükredin’ diyerek bize baskı yapılıyor. ‘Ekmeğimiz yok ama uçağımız var, hainlik etmeyin’ diyerek aşağılanıyoruz.
Bu aşağılanmayı, dışlanmayı ve düşmanlaştırmayı hak etmiyoruz. Hakkımızı aramak amacıyla sokağa çıktığımızda coplanıyor, gözaltına alınıp tutuklanıyoruz. Bizleri koruması gereken polislerden korkar hale geldik, hâkim ve savcılara güvenemiyoruz.
‘MİLLET DAĞILMASIN, DEVLET ÇÖKMESİN DİYE BUNCA ACIYI ÇEKİYORUZ’
En parlak beyinlerimizle birlikte millî sermayemiz yurtdışına göç ediyor. Artık oy hakkımızın bile bir anlamının kalmadığı, seçimlerin anlamsız olduğu bir duruma sürükleniyoruz. Bu ülke işgal altına girse, düşmanlarımıza karşı ölümüne savaşırız. Ama asıl sorunumuz, bize bunu yapanların bu memleketin evlatları olması. Biz yine de vatanımız bölünmesin, milletimiz dağılmasın, devletimiz çökmesin diye bunca acıyı çekiyoruz.
Ancak artık dayanacak gücümüz kalmadı. Bu durum sürdürülemez hale geldi. Tek bildiğim, büyük Türk Milleti’nin hiç kimsenin, makamın veya zümrenin kölesi olmayacağıdır. Allah sonumuzu hayır etsin. Umuyorum ki hukuk ve demokrasi içerisinde bu karanlık günleri aşabiliriz. Kendi adıma kararımı çoktan verdim ve bunun bedelini ödemekteyim.”
