reklam
reklam
DOLAR39,2387% -0.13
EURO44,7205% -0.54
STERLIN53,0996% -0.44
FRANG47,7356% -0.45
ALTIN4.174,95% -1,46
BITCOIN104.420,003.221
reklam

Erdoğan’ın Muhalefetsiz Türkiye Vizyonu

Yayınlanma Tarihi : Google News
Erdoğan’ın Muhalefetsiz Türkiye Vizyonu
reklam

2007 yılında Vatan gazetesindeki köşemde Erdoğan Putin gibi olmak istiyor dedim. Güçlü bir konuma ulaşmak için plan yaptığını vurguladım…
O gün söylediklerim tam olarak gerçekleşti. Erdoğan, tüm kurumları kendi kontrolüne aldı ve ülkenin tek hâkimi haline geldi. Ağızından çıkan sözler, sadece bir emir değil, aynı zamanda yasa haline geldi.
Erdoğan, Putin kadar güçlü oldu fakat Türkiye, Rusya gibi olmadı. Türkiye, Rusya benzeri bir yapıya kavuşmamıştı!
Ülkenin güçlü bir sol tabanı ve itiraz gelenekleri bulunuyordu. Demokrasinin tadını az da olsa almıştık. Bu nedenle, Erdoğan Putin gibi biri oldu ama Türkiye Rusya gibi değil dediğimde haklı çıktım…
Erdoğan, şimdi Türkiye’yi Rusya modeline dönüştürmeye çalışıyor…
Bu ne anlama geliyor, diye sorabilirsiniz. Rusya’daki düzeni ve yapıyı sorgulayacaksınız…
Şunu açıklayayım…
Anayasa kitapçığında kuvvetler ayrılığı yazacak fakat fiilen kuvvetler birliği hâkim olacak…
Yargı tarafsız ve bağımsızdır ibaresi geçecek ama, iktidarın çıkarlarını gözetecek ve onu koruyacaktır. Daha net ifadeyle, iktidarın işaretine bakacak…
Elbette yasama da mevcut olacak. Demokrasinin vazgeçilmezi olarak kabul edilecek fakat bağımsızlığının yanı sıra karar alma yetkisi de daraltılacak. İktidar, daha açık bir ifadeyle, tek bir kişinin her dediğini harfiyen yerine getirecek ve otokrasinin yasalarını oluşturmakla meşgul olacaktır…
Medyasız bir düzen kurulamaz! Görünüşte pek çok gazete, televizyon kanalı ve yüzlerce internet sitesi olacak, ancak bunların büyük çoğunluğu iktidara hizmet etmeyi benimseyecektir.
Üniversiteler, her ilde görkemli binalarda öğrencilere hizmet verecek. Fakat özgür düşünceyi kapılarından içeri sokmayacaklar. Tartışma ortamı yasaklı olacak. Tek adam tarafından atanan rektörler, bilime değil iktidara hizmet etmeyi ön planda tutacak.
Bu saydıklarım, Rusya’da harfi harfine uygulanmakta.
Türkiye ise zamanla, yavaş yavaş bu duruma geldi. Erdoğan, 2007’de başladığı Putin olma yolculuğunda kaleleri teker teker fethetti…
Parti devletini tesis etti.
Yasama var mı? Var.
Yargı var mı? Var.
Medya var mı? Var.
Üniversiteler var mı? Var.
Ama işlevleri, güçleri ve kurumsal kimlikleri kaldı mı?
Ne yazık ki!…
Rusya’da olmadığı gibi, Türkiye’de de yok.

Ama…
Rusya’dan bir farkımız var; orada muhalefet yok, bizde ise mevcut. Hem de oldukça güçlü bir muhalefet… Muhalefet denilince akla ilk gelen parti ise CHP. Diğer partiler etkisiz, güçsüz ve farklı hesapların peşinde…
Peki, muhalefetsiz bir Türkiye yaratmanın yolu ne?
CHP’yi bölmek, parçalamak, itibarsızlaştırmak, belediye gücünü zayıflatmak ve etkin siyasi figürleri hapse atmak…
Son aylarda yaşananlara bu perspektiften bakmanızı öneririm…
Bayram sabahı bu yazıyı kaleme aldım; umarım ruh halinizi olumsuz etkilememişimdir. Ancak, bayram coşkusunu, bayramla kucaklaşma sevincimizi, bayram sabahı mutluluğumuzu yaşayabildik mi?
Benim, kayboldu…

reklam

YORUM YAP