

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın başdanışmanı Mehmet Uçum, sosyal medya platformunda yayınladığı bir yazıyla CHP’ye yönelik sert eleştirilerde bulundu. Uçum, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) operasyonlarına dair açıklamalarından rahatsızlık duyduğunu ifade ederek, Özel’i “kabadayılık” ile suçladı.
Uçum, İBB soruşturmasının ardından CHP’nin dilinin hukuk dışına kaydığını savundu. CHP Lideri Özgür Özel’in İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek hakkında sarf ettiği sözlere de tepki gösterdi.
Uçum, CHP’nin kullandığı ifadeleri “kabadayı repertuvarı” olarak nitelendirerek, bu tutumun siyaset sahnesinde statü kaybetme korkusunun bir yansıması olduğunu öne sürdü:
- “Bu tarz ve üslup, statü kaybetme korkusu ve yüzleşmekten kaçınma olarak kabul ediliyor.”
POZİTİF HUKUK ELEŞTİRİSİ
CHP yönetimini pozitif hukuku tanımamakla eleştiren Uçum, İBB soruşturmasındaki işlemler ve iddianamesiz tutuklamalarla ilgili herhangi bir açıklama yapmadığını belirtti.
Uçum, Özel’i tutumundan dolayı eleştirirken, aynı zamanda İmralı Süreci’ne ve yeni Anayasa’ya destek vermesini talep etti.
“Asıl olan, CHP’nin Terörsüz Türkiye ve Yeni Anayasa konusundaki tarihsel sorumluluğunu yerine getirmesidir.”
Uçum‘un mesajı şu şekilde ifade edildi:
Kurban Bayramımız kutlu olsun.
SUÇ İŞLEYEREK DEMOKRATİK MUHALEFET YAPILAMAZ!
Demokratik muhalefet, iktidarla her alanda seçimler de dahil olmak üzere, alternatif politikalar ve hukuk zemininde kalan eleştirilerden oluşur. Ancak İstanbul’daki bazı belediyelere yönelik yolsuzluk ve terör soruşturmalarının ardından CHP yönetiminin dili demokratik muhalefetten uzaklaşmış görünüyor.
Özellikle İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek’e yöneltilen tehditler, CHP’nin demokratik eleştiri alanını terk ettiğinin bir göstergesi. CHP’nin dili, artık yıkıcı ve saldırgan bir hale bürünmüştür.
Eleştirinin pozitif ve yapıcı olması gerektiğini vurgulayan Uçum, demokratik muhalefetin yasal sınırlar içinde kalması gerektiğini ifade etti.
Demokratik muhalefetin yapıcı eleştirilerine örnek verirken halka hizmetin denetimi, yasama işlemleri üzerine itirazlar gibi konulara dikkat çekti. Ancak bu eleştirilerin hukuk sınırları dışına çıkmaması gerektiğini belirtmekteydi.
Vurgulanan asıl nokta, saldırgan üslupla yapılan muhalefetin demokrasiyi tehdit ettiğidir. Bu tarz bir muhalefet, demokratik normlara aykırıdır.
CHP’nin demokratik değerlere inanıyorsa, bir an önce muhalefet diline ve pratiğine dönüş yapması gerektiğini belirtti. Günü kişisel çıkarlar üzerinden siyaset yapma değil, hukukun ve demokrasinin korunmasına destek verme günü olarak yapılandırdı.