Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) 28. Olağan Genel Kurulu’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasının önemli bir bölümünü CHP’ye ayıran Erdoğan, ana muhalefet partisi liderinin yabancı basın kuruluşlarına verdiği demeçler ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası yaptığı boykot çağrısına bir kez daha tepki gösterdi.
“Muhalefet kanadında en azından milli meselelerde değişim görmeyi umdukça her seferinde düş kırıklığı yaşıyoruz” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
‘BU ZİHNİYET DÜZELMİYOR’
“Muhalefetin siyaseti centilmence bir rekabet yerine husumetle yürütme isteği sürekli karşımıza çıkıyor. Aktörler isimler ve genel başkanlar değişse de ne yazık ki bu zihniyette zerre düzelme olmuyor.
Durum öyle vahim ki bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanı çıkıyor, kendi ülkesini yabancı basın kuruluşlarına şikayet ediyor. İktidarı yıpratayım derken Türk ekonomisine zarar veriyor. Boykot çağrısıyla yerli markalara zarar veriyor.
‘JURNALCİ, TETİKÇİ, İSPİYONCU’
Adı yolsuzlukla, rüşvetle, sahtecilikle anılan bir avuç muhterisi memnun etmek uğruna 85 milyonun tamamını hayal kırıklığına uğratıyor. Sayın CHP Genel Başkanı kusura bakmasın bunun adı ekonomik tetikçilik, jurnalcilik, ispiyonculuktur.
Sivil siyaseti zehirli söylemlerle enfekte etmenin hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Hükümet yara alsın da Türk ekonomisine ne olursa olsun anlayışı hastalıklı bir zihnin işaretidir.
Türkiye bu sorumsuz ve sorunlu söylemlerinin, ‘Tüketmeyin’ çağrılarının zirveye çıktığı Gezi kalkışmasından çok iyi bilir. Bu demode üslubun kimseye faydası yok.
‘CHP GENEL BAŞKANI KENDİNİ TOPARLAMALI’
CHP’nin süratle normalleşmesi şart. CHP’nin iradesine vurulan vesayet prangasını kırması gerekiyor. CHP Genel Başkanı’nın artık suç örgütünün boyunduruğundan kurtulup kendisini toparlaması, Türkiye’nin gerçek gündeme dönmesi gerekiyor.
Buradan herkesi, özellikle muhalefet aktörlerini aklıselime, sükunete ve sorumlu bir dille siyaset yapmaya devam ediyorum. Türkiye’nin kutuplaşmaya değil, kucaklaşmaya, iç cephesini güçlendirmeye ihtiyacı var. Bölgemizde ve dünyada tansiyon bu kadar yükselmişken yangına körükle gitme yanlışından dönülmesini temenni ediyoruz.”
