

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, 1994‘teki yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı oldu. Erdoğan, 26 Mart 1999‘da girdiği cezaevinde dört ay on gün kaldıktan sonra 24 Temmuz 1999’da tahliye edildi.
Erdoğan’ın o dönemki partisi Refah’tan yerine Ali Müfit Gürtuna seçildi. İBB o dönemde Refah Partisi çoğunlukta değildi, ancak siyasi teamül gereği Meclis’teki partilerin oyları ile Gürtuna seçildi.
Son günlerde Gaziosmanpaşa’da AKP’nin yönetimi devraldığı görüldü. CHP’li Hakan Bahçetepe, yerel seçimde vatandaşların oylarıyla Belediye Başkanı olarak seçilmişti. Tartışmalı bir şekilde tutuklanan ve hakkında kesinleşmiş karar olmayan Bahçetepe‘nin yerine, Gaziosmanpaşa Meclisi’nde belediye başkan vekili olarak AKP’li Eray Karadeniz seçildi.
Seçimde kaybedip masada almışlardı… Erdoğan Gaziosmanpaşa ekibini böyle tebrik etti
Karadeniz‘in seçilmesinin ardından Cumhurbaşkanı ve AKP Lideri Erdoğan, kendisini arayarak kutladı.
RAKİP PARTİLERİN OYU İLE ERDOĞAN YERİNE VEKALET ETTİ
Gürtuna, dün (11 Haziran) Halk TV‘de Kürşad Oğuz‘un sunduğu Rota programına katıldı. Erdoğan’ın yerine seçilmesini şöyle anlattı:
- “Biz 1998’de Sayın Erdoğan’ın görevden ayrılması sonucunda belediye meclisinde belediye başkanlığı seçimi yapıldı. O seçimde benim parti tarafından aday gösterilmemden sonra Anavatan Partisi’nin, Doğru Yol Partisi’nin de katkılarıyla yine İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde belediye başkanı olarak seçildim.”
Gürtuna, CHP’li Bahçetepe yerine yeniden CHP’li bir adayın seçilmesi gerektiğini, bunun bir siyasi teamül olduğunu belirtti:
- Demokrasinin temel paradigması her şeyden önce şudur: Farklılıklara saygı ve farklılıkların kabulüdür. Bunu demokratik teamüllerin zeminine oturtabilirsek, her süreçte karşımıza çıkan olaylarda farklı standartlar ortaya koymayız. Bu durum, bireysel ve toplumsal güvensizlik doğurabilir; ortak değerleri zayıflatır, toplumun bağışıklık sistemini çökertir.
İBB operasyonları hakkında Gürtuna şu sözleri sarf etti:
- Herkes yargılanabilmeli. Bu, sadece belediye başkanları için değil, herkes için geçerli olmalı. Ancak usul kurallarına uygun bir yargılama süreci olmalıdır.
Gürtuna, devletin güçlü olabilmesi için kurallara sadık kalınmasının ve demokratik teamüllerin önemine dikkat çekti.