reklam
reklam
DOLAR38,7921% 0.01
EURO43,7076% 0.44
STERLIN51,7250% 0.37
FRANG46,1973% 0.28
ALTIN3.901,11% -1,51
BITCOIN102.352,28-1.525
reklam

En şaşırtıcı özelliği üç gözlü olması değil

Yayınlanma Tarihi : Google News
En şaşırtıcı özelliği üç gözlü olması değil
reklam

500 milyon yılı aşkın önce, Kambriyen Dönemi’nde yaşamış olan 6.3 santimetre uzunluğundaki bir deniz canlısı Mosura fentoni, üç gözlü, dişlerle çevrili dairesel bir ağza ve pençelere sahip bir türdür.

İlk fosili 1909 yılında Charles Walcott tarafından bulundu, ancak detaylı incelemeleri 2012’de yapılan yeni keşiflerle mümkün oldu.

Bugün bildiğimiz yengeç ve böcek gibi eklembacaklıların atası olarak kabul edilen radiodont grubuyla benzer özellikler taşıyan Mosura, diğer radiodontlara nazaran daha kompleks bir vücut yapısına sahiptir.

VÜCUDU 26 SEGMENTE AYRILMIŞ

Üç gözlü olması, onu diğer canlılardan ayıran bir özellik olsa da, en eşsiz özelliği bu değildir.

Mosura’nın 26 segmente ayrılmış bir gövdesi bulunmaktadır ve bu, onu diğer radiodontlardan ayıran en belirgin özelliktir. Bilim insanları, Mosura’nın geniş yüzme kapakçıklarının yanı sıra, sırtında bulunan segmentlerin çoğunun solungaçlarla dolu olduğunu tespit etmiştir.

Mosura Fentoni
Jean-Bernard Caron/ROM

Bu özellik, at nalı yengeçleri, tahtakuruları ve belirli böceklerin solunum için kullandıkları karın benzeri yapılara benzemektedir. Bu karmaşık segment yapıları, eklembacaklı evriminin daha öncel bir döneminde segmentleşmenin başlamış olabileceğini göstermektedir.

AÇIK DENİZLERDE AVLANIYORDU

Mosura’nın küçük deniz canlılarını açık denizde avladığı tahmin edilmektedir. Aynı dönem içerisindeki Anomalocaris ve Titanokorys gibi büyük yırtıcılardan kaçmak zorunda kalan Mosura’nın, hareketli yaşamı sayesinde iyi bir oksijen alma kapasitesine sahip olduğu düşünülmektedir.

Bugüne kadar bulunan Mosura fosillerinin bazıları, iç organların oldukça iyi korunmuş bir şekilde bulunduğu dikkat çekmektedir. Bilim insanlarına göre, Mosura’da keşfedilen dikkat çekici bir başka özellik ise karanlık bölgelerdir. Araştırmacılar, bunların kanla dolu boşluklar olabileceğini öne sürmektedir.

Bununla birlikte, bazı bilim insanları bu izlerin bağırsak bezleri olabileceği görüşündedir.

reklam

YORUM YAP