reklam
reklam
DOLAR39,5851% -0.32
EURO45,6681% -0.99
STERLIN53,6762% -0.71
FRANG48,8102% -0.46
ALTIN4.328,32% 1,03
BITCOIN104.618,61-1.099
reklam

Diyanet: Bekârlığa veda ve cinsiyet partisinin dinimizde yeri yok

Yayınlanma Tarihi : Google News
Diyanet: Bekârlığa veda ve cinsiyet partisinin dinimizde yeri yok
reklam

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlanan “Düğün Yapmanın da Bir Âdâbı Vardır” başlıklı Cuma hutbesinde, Müslümanların evlilik süreçlerine dair dini bilgilere vurgu yapıldı.

Hutbede, nişan, nikâh ve düğün gibi etkinliklerin “sevinç ve mutluluğu paylaşmanın nazik yolları” olduğu belirtildi ve bu merasimlerin belirli kurallar çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerektiği ifade edildi.

Metinde, toplumda yaygınlaşan bazı düğün geleneklerine ilişkin eleştirilerde bulunularak şu uyarılar yapıldı:

“Mahremiyetin korunmadığı, tesettürün göz ardı edildiği, alkol tüketilen, sevinçleri sıkıntılara dönüştüren silahlı kutlamaların yapıldığı, yüksek sesli müziklerle çevrenin rahatsız edildiği, konvoylarla insanların can ve mal güvenliğinin tehlikeye atıldığı bir eğlence anlayışı dinimizde yer almaz.”

Diyanet, ayrıca “şatafatlı salonlardan israf kokan menülere”, “tesettüre uymayan giysilerden takı yarışlarına” kadar pek çok uygulamanın evliliğin ruhuna zarar verdiğini vurguladı:

  • “Günümüzde düğün merasimleri, israf ve gösterişin zirveye ulaştığı törenlere dönüşmüştür.”

DİYANET O PARTİLERİ HEDEF ALDI

Diyanet, bazı yeni nesil kutlamaları eleştirdi:

“Gelin hamamı”, “Bekârlığa veda partisi”, “Cinsiyet partisi”, “Bebek geliş kutlaması” gibi dinimizde ve kültürümüzde yeri olmayan, Allah’ın haram kıldığı günahlara kapı aralayan etkinliklere katılmamalıyız.”

Diyanet‘in hutbesinden öne çıkan ifadeler ise şöyle:

Evliliğin ilanı olan nişan, nikâh ve düğün gibi kutlamalar, sevinç ve mutluluğu paylaşmanın zarif yollarıdır. Bu merasimler, toplumdaki bağları güçlendirmenin, dostlukları pekiştirmenin değerli fırsatlarıdır. Her bir işimizde olduğu gibi nişan, nikâh ve düğünlerdeki ölçümüz İslam’dır. Dinimiz, düğünlerde erkeklerin ve kadınların birbirleriyle meşru sınırlarda eğlenmelerine izin vermektedir. Ancak, mahremiyetin göz ardı edildiği, tesettürün hiçe sayıldığı, alkolün tüketildiği, sevinçleri kedere çeviren silahlı kutlamaların yapıldığı, gürültülü müziklerle çevrenin huzurunun kaçırıldığı ve konvoylarla can ve mal güvenliğinin tehdit altında tutulduğu bir eğlence anlayışı dinimizle bağdaşmaz.

Kıymetli Müslümanlar!

Düğün merasimleri sade bir yüzük, içten bir dua ve küçük bir ikram ile gerçekleştirilmelidir; fakat maalesef günümüzde, israfın ve gösterişin zirveye ulaştığı etkinliklere dönüşmüştür. Şatafatlı salonlardan israf kokan menülere, tesettüre uymayan giysilerden, hediyeleşme ruhundan uzak ve neredeyse bir borç gibi algılanan takı yarışlarına kadar her şey evliliğin özünü zedelemektedir.

Bu yüzden, evlilik teklifi, kız isteme, söz kesimi, kına ve çeyiz gibi evliliğe yönelik adımlar, aileler ve gençler için yönetilmesi zor yükler haline getirilmemelidir. “Gelin hamamı”, “Bekârlığa veda partisi”, “Cinsiyet partisi”, “Bebek geliş kutlaması” gibi dinimizde yeri olmayan, Allah’ın haram kıldığı günahlara kapı aralayan etkinliklere katılmamalıyız.

Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, fıtrat gereği çocukların sünnet edilmesini teşvik etmesi gibi sünnet düğünleri de abartıdan uzak tutulmalıdır.

reklam

YORUM YAP