Dışişleri: PKK ve uzantıları kendilerini lağvetmezse…

Yayınlanma Tarihi :

Suriye, Esad rejiminin devrilmesiyle birlikte yeni bir döneme girmiştir ve ülkede siyasi geçiş süreci sürmektedir.

Dışişleri kaynaklarına göre, Türkiye, rejimin devrilmesinin ardından, bölge ülkeleri ve Suriye yönetimi arasında bir angajman ve ortak anlayış geliştirmek için yoğun çaba sarf etmiştir. Bu çabaların ABD dâhil diğer önemli paydaşlarla temaslar ve toplantılarla devam ettiği belirtilmektedir.

Kaynaklara göre, Türkiye’nin Suriye politikası, ülkenin toprak bütünlüğü ve birliğinin korunması, terör unsurlarının temizlenmesi, güvenlik ve istikrarın tesis edilmesi ve yaptırımların kaldırılmasıyla Suriye’nin yeniden inşasının sağlanması gibi unsurlara dayanmaktadır.

KAMIŞLI’DAKİ MESAJLAR TARTIŞMA YARATTI

Suriye’nin güneyindeki askeri hareketliliğin kısmen durduğu belirtilirken, güneydeki silahlı grupların yeni orduya entegrasyonu yönünde çalışmaların başladığı ifade edilmektedir. Bununla birlikte, ara sıra görülen kışkırtma ve provokasyonlar nedeniyle münferit çatışmalar gözlemlenmektedir.

Şam yönetimi ile SDG arasında imzalanan mutabakat kapsamındaki temas trafiklerinin devam ettiği bilgisi verilmektedir. Ayrıca, PYD ile KDP çizgisindeki partilerin oluşturduğu ‘Suriye Kürt Ulusal Konseyi’nin katılımıyla Kamışlı’da 26 Nisan 2025 tarihinde ‘Kürt Birlik ve Tutumu’ adlı bir konferans düzenlenmiştir.

Suriye yönetimi, bu konferansta verilen mesajların varılan mutabakata uygun olmadığına dair bir açıklama yapmıştır.

‘TÜRKİYE OLARAK GEREKLİ ALAN SAĞLANMIŞTIR’

Bakanlık kaynaklarına göre, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğinin korunmasının, Türkiye’nin yanı sıra Suriye yönetiminin de temel önceliği olduğu belirtilmektedir. Anayasa bildirgesinde de ifade edildiği üzere, bu hedefin merkezi bir idare etrafında ve Suriye’nin tüm unsurlarına eşit vatandaşlık hakkı verilerek sağlanması önem taşımaktadır.” denilmektedir.

Türkiye’nin, Suriye’deki vatandaşların anayasal garanti temelinde eşit hak ve özgürlükler edinebildiği, kendi kimliklerini ve inançlarını güvence altında ifade edebildiği bir sistem görmek istediği, bu tür bir girişimi engelleyecek hiçbir duruma müsamaha gösterilmeyeceği vurgulanmaktadır. Suriye’deki terör unsurları ile ayrılıkçı hareketlerle mücadele, Suriye yönetiminin temel sorumluluğudur.” ifadesi yer almaktadır.

Açıklamanın devamında, “Bu sorunların Suriye yönetiminin tercih ettiği yöntemle aşılmasına olanak tanınması için Türkiye gerekli alanı sağlamıştır. Türkiye, terör örgütüyle bağlantılı oluşumların siyasi ve askeri düzlemde etkin olmasının engellenmesi ile Suriye yönetimi ile SDG arasında varılan mutabakatın hayata geçirilmesini beklemektedir. Aynı zamanda PKK’nın yapılan çağrıya hızlı bir şekilde olumlu yanıt vermesi, silahlarını bırakması ve bölgede normale dönüşün önünde engel oluşturmaktan vazgeçmesi beklenmektedir.” denilmektedir.

‘PKK VE UZANTILARI KENDİLERİNİ LAĞVETMEZSE…’

Türkiye’nin, Suriye’de toprak bütünlüğünü hedef alan, egemenliği zedeleyen, merkezi otorite dışında silah taşınmasına olanak tanıyacak ve terör örgütlerinin devamını sağlayacak hiçbir girişimi kabul etmeyeceği ifade edilmektedir. “Suriye’de PKK ve uzantıları kendilerini lağvetmezse, terör örgütünün sistem dışına çıkarılması için gerekli irade ve imkân mevcuttur.” denilmektedir.

Kaynaklar, 9 Mart 2025 tarihinde Amman’da Suriye ve dört komşu ülkenin Dışişleri ve Savunma Bakanları ile İstihbarat Başkanlarının bir araya geldiği toplantıyı hatırlatmaktadır. Bu toplantıda, bölgesel sahiplenme ilkesi temelinde ve mevcut uluslararası çabaları destekleyecek şekilde, terörizmle mücadele amacıyla ortak bir operasyon merkezi kurulması üzerinde mutabık kalındığı belirtilmektedir.

Basın No:
Warning: Undefined array key "basin_ilanno" in /home/izmirme1/karsimedya.com/wp-content/themes/theHaberV8/thewp/single_resmiilanlar.php on line 54