İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, bugün (7 Mayıs) partisinin Grup Toplantısı‘nda konuştu.

Dervişoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel‘e yönelik yumruklu saldırıya tepki gösterdi. Bu saldırının arka planında ‘size siyaset yaptırmayız’ mesajı yer aldığını ifade etti.

Dervişoğlu şöyle söyledi:

• “Ana muhalefet partisi genel başkanı böyle bir fiziki saldırının hedefi oluyor. Üstelik yüzlerce kişinin, onlarca gazetecinin önünde bu gerçekleştirilebiliyor, öyle mi?
• Türkiye bu noktaya gelmiştir. Ey iktidar sahipleri, sizin amacınız nedir? Bir cani, hem de bir çocuk katili, infaz yasasından faydalanmış bir şekilde aramızda dolaşıyor. Canlı yayında, kameraların önünde bir parti genel başkanına denk geliyor ve ona saldırıyor.
• Anayasanın her yurttaşa tanıdığı siyaset yapma hakkına yönelen bu saldırılar basit bir adli vaka değildir. Bu sıradan bir cebri fiil asla olamaz. Bu anayasal düzene, demokratik hayatımıza ve cumhuriyetin temel ilkelerine yönelik doğrudan bir tehdittir.
• Bu ülkede her istediğimiz kişiye her istediğimiz şeyi yaptırırız dayatmasıdır. Buna pabuç bırakmayacağız. Herkes de bunu iyi bilmelidir.
• Bir milletvekiline, bir il başkanına, bir siyasi parti liderine yapılan saldırı sadece bir bireye değil, bir hakka, bir kuruma ve bir rejime yönelmiş demektir.
• “Sana siyaset yaptırmayacağım” demektir. Ya da ben siyaset yapma hakkını, bile, siyaset yapma hakkını bile ortadan kaldırabilirim tehdididir. Bu nedenle bu eylemler sıradan bir asayiş suçu olarak ele alınamaz, alınmamalıdır.”

Dervişoğlu, Alparslan Türkeş’in kabrinde kızı Ayyüce Türkeş‘in saldırıya uğramasına da tepki gösterdi.

“BALGAT’TAN ALACAKLARI İZNİN PEŞİNE DÜŞTÜLER”

Dervişoğlu, valilik ve emniyetin ‘Balgat’tan’ talimat beklediğini öne sürdü.

Cumhur İttifakı‘nda çatışma olduğunu belirten Dervişoğlu, kamu görevlilerinin bu çatışmanın tarafı olmaması gerektiğini ifade etti:

• “Ne yazık ki biliyorsunuz, bunları daha önce de yaşadık. Tehditler artık sıradan bir durum haline gelmiştir. Alparslan Türkeş’in kabrinde yaşanan olay, valilik ve emniyeti, 200 kişiyi oradan uzaklaştırmakta aciz bir durumda gösteriyor. 200, 150, 200 kişi var. Valilik ve emniyet mensupları bunlarla baş edemeyecekmiş gibi bir noktaya getiriliyor. Bir milletvekilini, bir kadını, bir evladı, merhumun evladı, merhumun aziz hatırasını korumak yerine, cumhur koalisyonunu korumayı tercih ediyorlarsa, bu onların devlet olma vasfını yitirdiği anlamına gelir.
• Çünkü devlet olmanın gereğini yapmak yerine, Balgat’tan alacakları iznin peşine düşmüşlerdir.
• Buradan sivil, asker, yargıç, kamu görevlilerine sesleniyorum. Sizin işiniz cumhur ittifakı içerisindeki çatışmalarda taraf olmak değildir.
• Sizin işiniz siyasette ağırlık oluşturmak da değildir. Aynı şekilde iktidar ve ortakları bu durumu iyice kavramalıdır. Yarattığınız bu kutuplaştırma ve ayrımcılığın sonucu önümüzdeki dönemde, tüm kontrolün kaybolması anlamına gelecektir.
• Hele ki her alanda istikrarsızlıklar, krizler, dar boğazlar yaşadığınız bu ülkede, tüm insanların canı burnundayken bir gün öyle bir noktaya gelir ki, kriz kaosa dönüşür. İşte orada anarşi ortaya çıkar. Ve ne sizin sarayınız ne de herhangi bir iktidar bu durumdan sağ çıkamaz. Bu suni dengelerle makamda kalırım umudunda olanlar bilsin ki, o batan iktidar gemisinde sizi artık hiç kimse kurtaramayacaktır!
• Buyurarak, emrederek, talimat vererek siyaset yapılmaz. Hele de bu devlet yöntemleriyle yönetim oluşturuluyorsa, orada devlet sürekli bir tehdidin nesnesi haline getirilmiştir. Siyaset meşru bir kavgadır.”