

6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde Malatya’nın Yeşilyurt ilçesi Özalper Mahallesi’nde bulunan Trend Garden Rezidans yıkıldı. Bina enkaza dönerken, Spor Toto 1. Lig ekibi Yeni Malatyaspor’un kalecisi Ahmet Eyüp Türkaslan ile birlikte 31 kişi yaşamını yitirdi. Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 sanık hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” ile “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak” suçlamalarıyla dava açtı.
“Olası Kastla Cezalandırılmalarını Talep Etti”
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına, depremde yakınlarını kaybeden aileler, tutuksuz sanıklar ve avukatlar katılırken savcı, esas hakkında sunduğu mütalaasını yineledi. Binada annesini kaybeden ve enkazdan yaralı kurtulan Meryem Gündüz, sanıkların en ağır cezayı almalarını talep etti.
Müşteki avukatlarından Pınar Ersu, binada donatı eksiklikleri ve defalarca yapılan tadilatlarla birlikte, 12 bağımsız bölümün 42 bağımsız bölüme çıkarıldığını, binanın “yeni” diye kiraya verildiğini ve uzun yıllar atıl vaziyette kaldığını ifade ederek “Sanıkların bilinçli taksirden cezalandırılması, aslında ödül olacaktır. Burada ‘olası kast’ söz konusu olup, binanın eski ve yeni sahiplerinin imar barışından yararlanmak için organize olduklarını, kar elde etme amacı güttüklerini savunuyoruz. En üst seviyede olası kasttan sanıkların cezalandırılmalarını talep ediyoruz.”
Ekonomik kriz deprem korkusundan büyük: Eskiden en azından gelip fiyat sorarlardı
4 Sanığa 12 – 17 Yıl Arasında Hapis Cezaları Verildi!
Sanık, müşteki ve taraf avukatlarını dinleyen mahkeme heyeti, rezidans sahipleri Engin Aslan ve Sefa Gülfırat’ın 17 yıl 6’şer ay, müteahhit Bahattin Doğan ve statik proje müellifi Bülent Yeroğlu’nun ise 12 yıl 5’şer ay hapis cezası almasına karar verdi. Sanık Özkan Gülfırat’ın yurt dışında olduğu için dosyasının ayrılmasına hükmedilirken diğer 10 sanık beraat etti.
“Kamu Vicdanını Tatmin Etmemektedir”
Duruşmanın ardından müştekiler ile müşteki avukatı Pınar Ersu, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Öncelikle taleplerimizi yeterince izah edemedik. Mahkemeden sanıkların ‘olası kast’ ile yargılanmasını talep ettik. Çünkü bu bina ne 6 Şubat ne de 1999 depremlerinde yıkılan yapılarla kıyaslanabilir nitelikteydi. 1975 yönetmeliğine bile uygun yapılmamış, 12 bağımsız bölümlük bir bina izinsiz şekilde 42 bölüme çıkarılmış ve insanlara sıfır bina gibi kiralanmıştır. Bu bina adeta tuzla buz olmuş, otopsi raporlarına göre içeride insanlar nefes dahi alamamıştır. 31 kişi hayatını kaybetti; çoğu parçalanarak veya oksijensiz kalarak.”
“Gelinen aşamada sadece 4 sanık ceza aldı. İkisi 12,5 yıl, diğer ikisi de 17,5 yıl ceza aldı. Bu cezalar hem infaz sistemi açısından yetersizdir hem de kamu vicdanını tatmin etmemektedir. Diğer sanıkların beraati ise kabul edilemez. 12 bölümlük bir binayı 42 bölüme çıkarmak bilinçli bir tercihtir; bu bilinçli taksir değil, olası kasttır. Bu yön göz ardı edilerek düşük cezalar verilmiştir. Karar gerekçesi elimize ulaştığında istinafa başvuracağız.”
69 kişiye mezar olmuştu, duruşma çıkışı depremzedenin “Sanık gibi muamele gördük” isyanı
“Bunlar Katil, Hiçbir Pişmanlıkları Yok”
Depremde kızı Ege Okant’ı yitiren Sibel Köksalan, “3 kuruş daha kazanmak için evlatlarımızı böyle bir kapana koymuşlar. Mahkeme sonucundan nasıl memnun olalım. Benim gördüğüm kadarıyla verilebilecek en az cezayı verdiler. Çünkü bunlar katil, hiçbir pişmanlıkları yok. Umarım bize destek çıkan başka insanlar da olur. Hep birlikte buna karşı yürürüz ki başka ölenler olmasın.”
Depremde kardeşi İbrahim Kurt’u kaybeden Hatice Açıkalın ise “Bu bir katliam, sıradan bir ölüm değil. Çünkü burada hayatını kaybedenlerin çoğu boğularak ya da uzuv kaybıyla öldü. Verilen cezalar adeta ödül gibiydi. Zaten hiçbir ceza bizim acımızı hafifletmez, ama en azından yenileri yaşanmasın. Tekrar canlar yanmasın, aileler perişan olmasın. 6 Şubat’tan bu yana acımız azalmadı, aksine artarak devam etti. Umarım kimse bir daha böyle bir felaket yaşamaz. Ancak caydırıcı cezaların olmaması, bu tür ölümlerin artmasına ve bizim gibi daha çok insanın hayatını kaybetmesine yol açar. Devletin asli görevi vatandaşını korumaktır ama bunu ne deprem öncesinde ne de kurtarma sürecinde yaptı. Şimdi de adalet aşamasında bu görevini yerine getirmiyor. Bütün mücadelemiz, bugün bizim başımıza gelenin yarın başkasının başına gelmemesi içindir. Bu kararı kabul etmiyoruz ve kararın bozulması için en üst mahkemeye kadar gideceğiz.” ifadelerini kullanarak gözyaşları içinde karara tepki gösterdi.