reklam
reklam
DOLAR39,1537% -0.15
EURO44,5963% -0.66
STERLIN53,0312% -0.2
FRANG47,5397% -0.87
ALTIN4.219,98% -1,00
BITCOIN106.156,611.802
reklam

Demokratik Hukuk Devleti

Yayınlanma Tarihi : Google News
Demokratik Hukuk Devleti
reklam

İktidar, halkın iradesini hiçe sayarak kendi iradesini dayatıyor.

Sandıkta çıkan sonuçları geçersiz kılıyor.

Seçilmiş belediye başkanlarını görevden alarak ve tutuklayarak, yerlerine kendi memurlarını kayyım olarak atıyor.

DEM Partisi’ne mensup belediye başkanlarının ardından, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da dahil olmak üzere 8 CHP’li belediye başkanı görevden alındı ve tutuklandı.

İmamoğlu’nun yerine kayyım atanmadı, ancak birçok gözaltı ve tutuklama ile belediye bürokrasisi işlemez hale getirildi.

Amaç, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni hizmet veremez duruma getirmek.

Operasyonlar hala devam ediyor.

Delilden suçluya ulaşılmıyor.

Öncelikle belediye başkanları ve ekipleri suçlu olarak ilan ediliyor, ardından deliller bulunmaya çalışılıyor.

Delil bulunamadığında ise tutuklu kişiler arasında “itirafçı” aranıyor.

Kabul edenler “itirafçı” sayılırken, reddedenler tekrar cezaevine gönderiliyor.

CHP lideri Özgür Özel, somut örnekler vererek bu durumu kamuoyuyla paylaştı.

Unutulmamalıdır ki “itirafçı” ile “iftiracı” arasında belirgin bir fark vardır.

İtiraf, tanık olunan yasalara aykırı durumları kanıtlarıyla ortaya koymaktır.

Ancak, kanıt olmaksızın “öyle duydum, öyle tahmin ediyorum, bana öyle geliyor” diyerek ifade vermek, itiraf değil iftiradır.

Günümüzde izlenen yöntem bu şekildedir.

Bu yaklaşım, sürecin hukuki değil siyasi olduğunu ortaya koymaktadır.

Demokrasiler, eşit koşullarda serbest rekabete dayanır.

Ancak iktidarın anlayışı buna ters düşmektedir.

İktidar, yerel seçimlerde ilk sırayı alan CHP’yi ve cumhurbaşkanlığı seçimini kazanma ihtimali yüksek olan adayları yarıştan çıkarmak için yargı eliyle engel oluşturuyor.

İmamoğlu ve ekibinin tutuklanmasının arkasındaki neden budur.

İmamoğlu’nu seçimde yenemeyeceğini anlayan iktidar, adaylığını idari ve yargı kararlarıyla ortadan kaldırma çabasına girişiyor.

Ancak kamuoyu bu soruşturmalara inanmıyor ve güvenmiyor.

Görüşmeler, halkın %70’inin soruşturmaların hukuki değil siyasi olduğunu düşündüğünü ortaya koymaktadır.

Halk gerçeği görmektedir.

AK Parti’nin hedefleri arasında iktidarını sürdürmek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı dördüncü kez aday gösterip seçtirmek vardır.

İmamoğlu ve diğer CHP’li belediye başkanlarının görevden alınması ve tutuklanmasını, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ve terör örgütü PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan’ın çağrılarıyla başlayan sürecin yanı sıra, anayasa değişikliği hazırlıklarının da hedefleri arasındadır.

Bu durumu sadece CHP değil, diğer muhalefet partileri, sendikalar, odalar, barolar ve sivil toplum kuruluşları da görmeli ve demokratik hukuk devletinden uzaklaşmaya karşı işbirliği yapmalıdır.

CHP’nin öncülüğünde ortaya çıkan toplumsal muhalefetin büyümesi, bu gerçeğin kavrandığını göstermektedir.

Türkiye’nin yeniden demokratik, laik ve hukuk devleti niteliklerine kavuşana kadar bu mücadele devam etmelidir.

reklam

YORUM YAP