DEM Parti, 25-26 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu’nun ara dönem toplantısında alınan kararları kamuoyuyla paylaştı.
Toplantının, 3 Mayıs’ta yaşamını yitiren DEM Parti İmralı Heyeti üyesi ve TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’e adandığı ifade edildi.
İki gün süren bu toplantıda, siyasal süreç ve son bir yıl içerisinde yapılan yerel yönetim faaliyetleri değerlendirildi ve bu değerlendirmelerin ışığında gelecek dönem için öneriler geliştirildiği kaydedildi.
Açıklamada dikkat çeken noktalar şunlardı:
– “31 Mart 2024 seçimlerinde Türkiye’deki halklar sandıklara gitmiş ve halk iradesi bir kez daha sandıklarda kendini göstermiştir. Siyaset kurumunun temsilcisi konumunda olan tüm aktörlerden, bu irade beyanına saygı göstermelerini bekliyoruz.
– Özellikle son on yılda Türkiye’de artan merkezileşmiş yönetim biçimi, yaşanan krizleri derinleştirmiştir. İlk günden itibaren, tekçiliğe dayalı yönetim anlayışına karşı yerel demokrasinin geliştirilmesi için mücadele ettik ve mücadelemizi sürdüreceğiz.
– 31 Mart 2024 seçimleri, kayyım uygulamalarının sekiz yıl sonra sonlandırılarak, belediyelerin yeniden halkın yönetimine geçmesi açısından büyük önem taşıyordu. Partimizin eşbaşkanlık sistemi çerçevesinde 78 belediyeyi kazanması, halk iradesinin bir yansımasıdır.
– Partimiz, sadece belediye başkanlıkları elde etmekle kalmayıp, birçok belediye ve il genel meclisinde de temsil kazanmıştır. Halkın sandıklarda gösterdiği bu irade, bizler için bir sorumluluk yüklemektedir. Yıllar boyunca halkla arasına set çekilen, bariyerlerle ayrıştırılan belediyelerin yeniden halkın kontrolüne geçmesi önceliğimizdir.
‘İktidarın Siyasi Tıkanmasının Belirtisi’
– Bizlerin asıl önceliği belediyeleri halkla buluşturmakken, iktidarın önceliği bir kez daha halkın belediyelerini gasp etme çabası olmuştur.
– Seçimlerden bu yana partimizin 10 belediyesinin gasp edilmesi ve kayyum atamalarının gündeme gelmesi, aslında iktidarın yaşadığı siyasi tıkanmanın bir belirtisi olmuştur.
– Türkiye halklarında yeterli bir kamuoyu ve tepkisellik oluşmaması, kayyum uygulamalarının Türkiye’nin batısına da yayılmasının zeminini hazırlamıştır.
– DEM Parti olarak, nerede olursa olsun antidemokratik uygulamalara karşı durmaya devam edeceğiz. Halk iradesini her koşul altında savunmaktan geri adım atmayacağız. Bu bilinç ve kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğimizin sözünü veriyoruz.”
