reklam
reklam
DOLAR39,1781% 0.04
EURO45,0221% 0.87
STERLIN53,3814% 0.69
FRANG47,9415% 0.85
ALTIN4.257,24% 0,84
BITCOIN105.171,11-0.424
reklam

DEM Parti Şerhini Açıkladı: Beklentileri Karşılamıyor

Yayınlanma Tarihi : Google News
DEM Parti Şerhini Açıkladı: Beklentileri Karşılamıyor
reklam

DEM Parti, Adalet Komisyonu’nda kabul edilen ve TBMM Genel Kurulunda görüşülecek yeni infaz yasa teklifine ilişkin muhalefet şerhini duyurdu.

Muhalefet şerhinde Türkiye halklarının tarihi bir dönüm noktasında olduğu, barış arayışının ilk şartının toplumsal kesimlerin dışlanmaması ve ayrımcılığa maruz kalmaması olduğuna dikkat çekildi.

Bunun, ortak geleceğe olan inancın toplumsallaştırılması ve barış adımlarının amacına ulaşmasının ön koşulu olduğu vurgulandı.

Şerh metninde şu ifadelere yer verildi:

– “Ancak mevcut kanun teklifinin bu gereklilikleri karşılamadığı açıktır. Toplumsal barış adına önemli bir adım olması beklenen siyasi mahpusların tahliyesi, temel bir beklenti olarak karşılıksız kalmıştır.

– Sorunun tanınması ve çözüm için sorumluluk almak, barış arayışının temel taşlarını oluşturur. İnfaz alanında bu tanımanın öncelikli muhatabı da siyasi mahpuslardır.

– Siyasi mahpuslara uygulanan ayrımcı norm ve uygulamalar, barış arayışlarının başarısız olmasının önemli nedenlerindendir. Çözüm, bu ayrımcılığı aşmakla mümkündür.

– Aylarca toplumsal barış umuduyla karşılanan düzenleme, Meclis’e sunulan teklifin toplumsal barış iradesini destekler nitelikte olmadığı görülmektedir.

– Mevcut teklif, siyasi mahpuslara yönelik ayrımcı anlayışı sürdürmekle kalmayıp, toplumsal umut ve barış ilişkisini de göz ardı etmektedir.

– Demokrasinin derinleşmesi sayesinde, siyasi mahpusların demokratik toplum inşasında merkezi bir rolü olacağı düşünülmelidir. Tahliyelerinin gerekçesi de bu şekilde anlaşılmalıdır.

‘ÇÖZÜM CEZALANDIRMA DEĞİL’

Şerhte, “Barışın bir inşa süreci olduğu ve cesur adımlar gerektirdiği” ifade edilirken, hükümetin bu konuda sorumluluk alması gerektiği vurgulandı:

– “Eldeki teklif, bu sorumluluğu yansıtmaktan çok uzaktır. İnfaz rejiminde baskın olan ayrımcı anlayışın değişmesine dair herhangi bir öngörü sunmayan teklif, cezayı artırmayı çözüm gibi sunmaktadır.

– Cezalandırıcı yaklaşım, geçmişten gelen bir yansıma olarak kalmaktadır. Toplumun sorunları adalet, eşitlik ve demokratik katılım ile çözülmelidir.

– Cezaların artırılması, toplumsal dönüşüm amacını göz ardı eden bir yaklaşımı temsil etmektedir. Çözüm, ceza ile disipline etmek değil, sorunların kökenini ortadan kaldırmak ve ahlaki dönüşümü sağlamaktır.”

‘BÜYÜK BİR UMUTLA BEKLENDİ, BEKLENTİLERİ KARŞILAMADI’

Paketin ceza infaz sistemini etkileyen bölümlerinin büyük bir umutla beklenmesine rağmen bu beklentileri karşılamadığı belirtilerek, özellikle Kovid-19 salgını döneminde çıkarılan geçici infaz düzenlemeleri çerçevesinde 3 yıl erken tahliye hakkından yararlanamayanların durumunun hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu ifade edildi:

– “10. yargı paketiyle bu eşitsizliğin giderileceği umuluyordu ancak iktidar bu konuda bir adım atmamıştır.

– Bunun başlıca nedeni, çıkarılan infaz düzenlemelerindeki temel kaygının toplumsal adalet sağlamak değil, siyasi sebeplerle belirli grupların tahliye edilmesini engellemektir.

Paketin mevcut durumunun, adli mahpuslara yönelik genişletici hükümler getirilirken, siyasi mahpusların dışlanmasını eleştirdiği ve bu ayrımın hukukun evrensel eşitlik ilkesine aykırı olduğu vurgulandı.

Şerhte, “Gerçek bir ceza reformu için, adli mahpuslar üzerindeki ayrımcı uygulamaların ve siyasi mahpuslara yönelik dışlayıcı yaklaşımın terk edilmesi gerekmektedir” değerlendirmesi yapıldı.

MÜKERRER SUÇLAR..

Teklif ile mükerrer suçlarda koşullu salıverilme yasağının kaldırıldığı ancak bunun da yalnızca adli mahpuslara yönelik olduğu belirtildi. “Bu hükmün kaldırılamaması, siyasi mahpusların infazda eşitlikten yoksun kaldığını göstermektedir” denildi.

YAŞLI HÜKÜMLÜLERE EVDE İNFAZ

Teklif ile, evde infaz uygulama alanının genişletildiği ancak Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçların bunun dışında bırakıldığı da ifade edildi. Bu ayrımın açıkça hukuka aykırı olduğu vurgulandı.

HASTALIK NEDENİYLE TAHLİYE

Teklifte, ağır hastalık veya engellilik nedeniyle hayatını kendi başına sürdüremeyenlerin ceza üst sınırının kaldırıldığı, ancak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılanların bu düzenlemenin dışında kaldığına dikkat çekildi.

‘UMUT HAKKI’

Bunun cezaevinde kalamayacak durumda olan hasta mahpusların tahliye edilmeyerek hayatlarının cezaevinde sonlanmasına yol açacağı; bu durumun yaşam hakkının ihlali olduğu ifade edildi. “Anayasa’ya ve uluslararası insan hakları sözleşmelerine göre, hiçbir insanın ölmesine terk edilmemesi gerektiği” belirtildi.

ÇOCUKLARA YÖNELİK DÜZENLEMELER

DEM Parti’nin muhalefet şerhinde çocuk kapalı ceza infaz kurumları ile ilgili eleştiriler yer aldı. “Kapalı cezaevine göre daha fazla imkan sunan çocuk eğitimevlerine yer verilmesi beklenirken, kapalı cezaevlerinin öncelendiği geriye gidiş olarak değerlendirilmektedir” denildi.

SES VE GAZ FİŞEKLERİNİN ATEŞLİ SİLAH SAYILMASI

Teklifteki ses ve gaz fişeklerinin ateşli silah olarak kabul edilmesi önerisi de endişe yarattı. “Bu düzenleme, anayasa ile güvence altına alınmış olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını ciddi şekilde etkileyebilir” denildi.

Şerh yazısında, yasa teklifinin geniş ve soyut ifadelerle kaleme alındığı ve keyfi uygulamalara neden olabileceği vurgulandı.

Muhalefet şerhinin sonuç bölümünde, Kanun Teklifi’nin hukuk devleti ilkesi, infazda eşitlik ve toplumsal barış açısından önemli eksiklikler taşıdığı belirtildi. “Teklif, mevcut ayrımcı uygulamaları derinleştiren bir yaklaşım benimsemiştir” denildi.

– “Teklif, Türkiye’de mevcut sürecin gereklerine uygun bir barış iradesini desteklemekten yoksundur. Türkiye halklarının acil ihtiyacı, kararlı ve cesur bir barış iradesidir.”

reklam

YORUM YAP