reklam
reklam
DOLAR39,1011% 0.04
EURO44,4609% 0.52
STERLIN53,0381% 0.6
FRANG47,6494% 1.01
ALTIN4.204,13% 1,96
BITCOIN108.979,04-0.458
reklam

CHP’ye Bursa sansürü! Miting afişlerine izin verilmedi

Yayınlanma Tarihi : Google News
CHP’ye Bursa sansürü! Miting afişlerine izin verilmedi
reklam

CHP‘nin 25 Mayıs Pazar günü Bursa’da gerçekleştireceği “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingi öncesi billboardlara afiş asma talebi, TMSF tarafından hukuki bir gerekçe sunulmaksızın reddedildi. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Canan Taşer, bu durumu bir sansür olarak değil, “Daha geniş çaplı bir susturma politikası” olarak nitelendirdi.

CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, afiş engellemesine karşı CHP’lilerin sırtlarına miting afişlerini yapıştırarak dolaşıyor. Öztürk, “Bugün TMSF’nin sansürüne karşı Orhangazi İlçe Başkanımız Berna İl ve Orhangazi ilçe örgütümüzle birlikte, miting afişlerini bastırdığımız tişörtlerimizle Orhangazi Pazarı’na gittik” açıklamasında bulundu.

Billboardların engellenmesini “halkın iradesine müdahale” olarak tanımlayan Taşer, konu ile ilgili şu ifadeleri kullandı:

CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk afişleri giydi

“25 Mayıs Pazar günü genel başkanımız Sayın Özgür Özel’in katılımıyla gerçekleştireceğimiz ‘Millet İradesine sahip çıkıyor’ mitingimizle alakalı il başkanlığımızın billboardlarda reklam verme talebi maalesef TMSF tarafından reddedildi. Bu engelleme, milli iradeye, demokrasiye, insanların haber alma özgürlüğüne ve demokratik katılımlara yönelik bir darbedir. Biz bu tür engellemelere alışığız.”

CHP’li Taşer, mitinge halkın geniş katılım göstereceğini vurgulayarak şu açıklamayı yaptı:

“19 Mart’ta nasıl ki millet iradesine yapılan darbeyi milletin gücüyle püskürttüysek, yine Pazar günü kent meydanında yüzbinler olarak toplanacağız ve hem genel başkanımızın yanında olacağız. Haksız bir şekilde adaletin artık bir kenara bırakıldığı bu ülkede hukuksuz bir şekilde tutuklu bulunan cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’na destek vereceğiz.”

Bursa’da birçok belediyeyi kazandıklarını hatırlatan Taşer, CHP’li başkanların halkla iç içe bir yönetim anlayışını benimsediğini belirtti:

“Bursa’da büyükşehir belediyesi başta olmak üzere Osmangazi, Harmancık, Kemalpaşa belediyeleri, 47 yıl aradan sonra Cumhuriyet Halk Partisine oy vererek halkçı belediyecilikle tanıştı. Bursa ve Türkiye’nin birçok ilinde belediye başkanlarımız, halkçı ve sosyal belediyecilik anlayışını en şeffaf ve dürüst şekilde halkımıza ulaştırmaya devam ediyor. Yapılan anketler de son yerel seçimlerde seçilme oranımızın her ay arttığını gösteriyor. Bu başarı, genel iktidarı da getiren bir başarıdır. Hem cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nu haksız yere tutuklayarak hem de belediyeleri kendi söylemleriyle etkisiz hale getirmeye çalışarak başarılı çalışmalarımızın önünü kesmeye çalışıyorlar. Ama halk gerçeği çok iyi görüyor.”

Billboard yasaklarına karşı saha çalışmalarını artırdıklarını dile getiren Taşer, “Billboardları yasakladılar ama sokakları yasaklayamazlar.” diyerek şu sözlerle devam etti:

“Biz CHP olarak her gün sahadayız, alanlardayız. Gerek sivil toplum kuruluşlarıyla, hemşehri dernekleriyle ve akademisyenlerle buluşuyoruz. Gerekse çarşıda pazarımızda esnaflarımızla konuşuyoruz. İnsanlar artık bu ülkede yaşayamadıklarını dile getirirken, ekonomik sıkıntılarını aktarıyorlar. Ancak herkes şunun farkında: Bu ülkede adalet olmadan, gerçek anlamıyla adalet sağlanmadan, ne ekonomi ne eğitim ne de sağlık düzelebilir. Bu nedenle halk gerçeği görüyor, ne yaparlarsa yapsınlar bunu engellemeyi başaramayacaklar.”

Sözcü’nün haberine göre; Taşer, bazı ilçelerde CHP’li belediye başkanlarının fotoğraflarının indirilmesine sert tepki gösterdi:

“Ekrem başkanın ve Emrah başkanın fotoğraflarının indirilmesi, aslında tek adam ve saray rejiminin ne kadar aciz durumda olduğunun bir göstergesidir. İçeride hukuksuz şekilde tuttukları cumhurbaşkanı adayımızın fotoğraflarından bile korkar hale gelmiştir cumhurbaşkanı. Bursa’da yapacağımız miting öncesinde billboard engellemeleriyle karşılaştık ama örgütümüz sahada. Broşür dağıtımlarını yapıyor, aynı şekilde ilçe örgütlerimiz araçlarıyla sokak sokak, mahalle mahalle gezerek mitingimizin duyurusunu yapıyorlar. Bugün genel merkezimizin otobüsü Bursa’nın tüm sokaklarını gezerek anons yapacak. Bu otobüse ilk ben geçip anonsu yapacağım. Ne olursa olsun, yüzbinlerle buluşmamızı engelleyemeyecekler.”

TMSF’NİN İLGİSİ NEDİR?

Tele16Haber’den Tayfun Çavuşoğlu’nun aktardığına göre TMSF’nin billboardları kontrol etmesinin sebebi ise şu:

Aynı cümle içerisinde bu kelimelerin peş peşe dizilmesi epey şaşkınlık uyandırdı. Akıllara şu soru geldi: Ne alaka?
CHP’nin miting davetini içeren görsellerin ücretinin ödenmesi konusunda billboardlarda yayınlanmasının TMSF ile bir ilgisi var mı?
İlişki şu şekilde: Bursa’da billboard işini yürüten şirket, eskiden Zeno olarak bilinen Kentvizyon… Ulusalda ise İlbaklar’ın da aralarında bulunduğu firmalar bu işi yürütüyordu. Ekrem İmamoğlu ile ilgili soruşturma dolayısıyla tutuklanan Murat İlbak ve kardeşlerinin şirketine TMSF tarafından el konuldu. Böylece, TMSF “ulusal” olarak adlandırılan reklamların billboardlarda yayınlanması konusunda neredeyse tamamen yetki sahibi oldu. Projelerin Bursa ayağındaki Kentvizyon, yerel reklamlarla ilgileniyor.
TMSF’nin, CHP’nin 25 Mayıs’ta Bursa’da yapacağı mitingin tanıtımı konusuna neden ve nasıl dahil olduğuyla ilgili açıklama budur.
TMSF bu şirketleri yönettiği için, “beğenmediği” ya da “siyasi çizgisine uygun bulmadığı” reklamları engelleyebiliyor.
Bu süreçte neden “Kayyum bahane, reklam panoları şahane” başlığı atıldığına dair, olayların gelişimini özetlemek önemlidir. “Reklam şirketlerine kayyum atanması boşuna değil” diyenleri haklı çıkaran gelişmeler bunlardır. Seçim döneminde rekabet ortamının sağlıklı olup olmadığını sorgulamak gerekiyor!

reklam

YORUM YAP