reklam
reklam
DOLAR39,6710% -0.06
EURO45,9803% 0.35
STERLIN53,7914% 0.4
FRANG48,8619% 0.71
ALTIN4.308,19% 0,25
BITCOIN102.826,303.925
reklam

CHP’li Veli Ağbaba, “Türkiye’de Emeğin Durumu Raporunu” açıkladı

Yayınlanma Tarihi : Google News
CHP’li Veli Ağbaba, “Türkiye’de Emeğin Durumu Raporunu” açıkladı
reklam

Muhalif – Ankara

Raporda öne çıkan bulgular şöyle:

  • Emekçinin GSYH’den aldığı pay her geçen gün azalıyor!
  • Türkiye, enflasyon ve gıda enflasyonunda dünyanın en yüksek oranlarına sahip ülkelerden biri!
  • Türkiye’de istihdam, OECD ve AB üye ülke ortalamalarının çok altında!
  • Asgari ücret sefalet ücretine dönüştü!
  • Türkiye’de işsizlik, AB ve OECD ülke ortalamalarının yaklaşık iki katı!
  • Türkiye’de çalışma süreleri, AB ve OECD ülke ortalamalarının oldukça üzerinde!
  • Yaklaşık 8,5 milyon işçi haftalık 50 saatin üzerinde çalışıyor!
  • Her 100 çalışandan 12’si yoksulluk sınırının altında yaşıyor!

Rapordan ayrıntılar şöyle:

Emekçinin GSYH Aldığı Pay Her Geçen Yıl Düştü!

İşçi sınıfının GSYH’den aldığı pay yüzde 35’e gerilerken, sermayenin aldığı pay yüzde 47’ye ulaşmıştır. Türkiye ekonomisi, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarları döneminde izlenen sermaye yanlısı ekonomi politikaları nedeniyle ciddi biçimde zayıflamıştır. 2013 yılından itibaren her yıl düzenli olarak yayımlanan “Dünyanın En Kırılgan Beş Ekonomisi” listesinde Türkiye’ye yer verilmesi, bu kırılgan yapının uluslararası düzeyde de tespit edildiğini göstermektedir.

Kırılgan bir ekonomi; yüksek enflasyon, düşük büyüme oranları, yüksek dış ticaret açığı ve sıcak paraya olan aşırı bağımlılık gibi yapısal sorunlarla karakterize edilir. Buna ek olarak, artan antidemokratik uygulamalar ve hukuk devletinin zayıflaması, Türkiye’ye duyulan güveni önemli ölçüde sarsmıştır.

Tüm bu olumsuz gelişmelere karşın, gerekli ekonomik tedbirler alınmamış; emeğinden başka geçim kaynağı olmayan işçi sınıfı, giderek bozulmakta olan gelir dağılımı ve azalan alım gücüyle karşı karşıya bırakılmıştır. Bu süreç, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içinde işçilerin aldığı payın da sürekli olarak azalmasına neden olmuştur. Nitekim 2024 yılı dördüncü çeyreği itibarıyla işçilerin büyümeden aldığı pay yüzde 35’e düşerken, sermayenin aldığı pay yüzde 46,9’a yükselmiştir.

Türkiye, Enflasyon ve Gıda Enflasyonunda En Yüksek Oranlara Sahip Ülkeler Arasında!

Türkiye’de enflasyon oranı, son yıllarda kontrolsüz bir biçimde yükselerek ekonomik istikrarı ciddi şekilde tehdit eder hâle gelmiştir. Mart 2025 itibarıyla yıllık tüketici enflasyonu (TÜFE), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre %38,10 olarak gerçekleşmiştir. Alternatif veri sağlayıcısı olan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise aynı dönemde yıllık enflasyonu %75,20 olarak hesaplamıştır. Buna karşılık, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ortalama tüketici enflasyonu yalnızca %2,5 düzeyindedir.

Bu çarpıcı fark, Türkiye ekonomisinin yaşadığı yapısal kırılganlıkları açıkça ortaya koymaktadır. Türkiye, hem Avrupa’da hem de küresel düzeyde en yüksek enflasyon oranına sahip ülkeler arasında yer almaktadır. Yüksek enflasyonun doğrudan bir sonucu olarak halkın alım gücü azalmış, özellikle düşük gelirli haneler temel ihtiyaçlara erişimde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştır.

Gıda enflasyonu ise genel enflasyondan daha yıkıcı bir etki yaratmaktadır. Temel gıda maddelerine yönelik sürekli fiyat artışları, hanehalkı bütçelerini sarsmakta; emekliler, asgari ücretliler ve dar gelirli kesimler üzerinde ağır bir ekonomik yük oluşturmaktadır. Mart 2025 itibarıyla “gıda ve alkolsüz içecekler” grubunda yıllık enflasyon %37,12 olarak kaydedilmiştir. Ocak 2025’te bu oran %41,8 seviyesindeydi. AB ülkelerinde ise aynı dönemde bu oran %3,3’tür.

Asgari Ücret, Sefalet Ücretine Dönüştü

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) döneminde, asgari ücretlinin alım gücü ciddi şekilde erimiştir. 2002 yılında AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte, asgari ücretin alım gücünde büyük bir düşüş yaşanmıştır. 2003 yılında asgari ücret ile alınabilen 25 Cumhuriyet altını, 2025 yılında yalnızca 11 Cumhuriyet altını alabilmektedir. Bu dramatik değişim, en çok altın fiyatlarıyla kıyaslandığında belirginleşmektedir. 2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarı ile 25 Cumhuriyet altını alınabilirken, 2005’te bu sayı 31’e çıkmış, ancak son yıllarda artan ekonomik kriz ve altın fiyatlarının yükselmesiyle 2021 ve 2022 yıllarında bu oran 8’e düşmüştür.

Türkiye’de İstihdam, OECD ve AB Üye Ülke Ortalamalarının Çok Altında!

Türkiye’de istihdama katılım, çalışma hayatına ilişkin başlıca sorunlardan birini oluşturmaktadır. İstihdam yaratmayan ekonomik politikalar, özellikle 2008 sonrası dönemde işsizliği artırmış ve iş gücüne katılım oranları ile birlikte istihdam oranlarını da olumsuz etkilemiştir. Bu süreçte, Türkiye’deki istihdamın hem niceliksel olarak yetersizliği hem de cinsiyet temelli eşitsizliklerin derinliği dikkat çekicidir.

OECD verilerine göre, Türkiye, üye ülkeler arasında istihdam oranının en düşük olduğu ülke konumundadır. Ayrıca, iş gücüne katılım oranı açısından Türkiye, OECD ülkeleri arasında sondan üçüncü sırada yer almakta ve işsizlik oranları bakımından da üst sıralarda bulunmaktadır. Bu göstergeler, Türkiye’nin istihdam piyasasında yapısal sorunlarla karşı karşıya olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Karşılaştırmalı olarak incelendiğinde, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ortalama istihdam oranı %70 düzeyindeyken, Türkiye’de bu oran %50’nin altında kalmaktadır. OECD ülkeleri ortalamasında ise istihdam oranı yaklaşık %70 seviyesindedir. Almanya, Hollanda ve İsveç gibi ülkelerde bu oran %75’in üzerine çıkmaktadır.

Cinsiyete dayalı istihdam göstergeleri ise Türkiye’nin, hemen tüm OECD ve AB ülkelerinin gerisinde kaldığını göstermektedir. OECD ortalamasına göre kadınların istihdama katılım oranı %63,5, AB ortalamasına göre ise %66,2 seviyesindedir. Buna karşın, Türkiye’de kadınların istihdama katılım oranı yalnızca %32,3 olup, bu oran AB ve OECD ortalamalarının neredeyse yarısı kadardır.

Türkiye’de İşsizlik, AB ve OECD Ülke Ortalamalarından İki Katı Fazla!

Türkiye’de işsizlik, yapısal bir sorun olarak devam etmekte ve ekonomik ve toplumsal birçok alanda olumsuz etkilerini sürdürmektedir. Özellikle iş gücüne ve istihdama katılım oranlarının düşük seyretmesi, bu sorunun derinleşmesine yol açmaktadır. Türkiye ekonomisinin uzun yıllardır karşı karşıya kaldığı bu yapısal problem, yalnızca genel işsizlik oranlarında değil, aynı zamanda cinsiyet temelli farklılıklarda da kendini açıkça göstermektedir.

Verilere bakıldığında, Türkiye’de işsizlik oranı hâlâ yüksek seviyelerde seyretmektedir. 2024 yılı itibarıyla Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkelerinde ortalama işsizlik oranı %5,0, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ise %6,1 olarak kaydedilmiştir. Buna karşın, Türkiye’de bu oran %8,4 seviyesinde olup, hem OECD hem de AB ortalamalarının oldukça üzerindedir. Bu durum, Türkiye’nin istihdam piyasasında yapısal sorunlar bulunduğunu ve iş gücü piyasasında ciddi dengesizliklerin olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

İşsizlik verileri, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin çalışma yaşamına nasıl yansıdığını da gözler önüne sermektedir. Kadınların iş gücü piyasasındaki durumu, erkeklere kıyasla çok daha kırılgan ve sınırlıdır. Örneğin Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan gibi ülkelerde kadın işsizliği %5’in altında seyretmektedir. Buna karşın Türkiye’de kadın işsizliği oranı %11,8 düzeyindedir. Bu oran, Türkiye’nin kadın istihdamı ve iş gücüne katılım konusunda diğer ülkelerin oldukça gerisinde kaldığını göstermektedir.

Türkiye’de Çalışma Süreleri, AB ve OECD Ülke Ortalamalarının Çok Üstünde!

Bugün birçok ülkede tabloda görüldüğü gibi haftalık çalışma süreleri 40 saatin altına, bazılarında ise 35 saate kadar inmiştir. Almanya, Avusturya, Hollanda, İspanya, İtalya ve İsveç gibi ülkelerde haftalık çalışma süresi ise 35 saat civarındadır. OECD ortalaması ise 37,1’dir. Türkiye’de ise haftalık çalışma süresi yasal olarak 45 saat olmasına karşın ortalama çalışma süresi ortalaması bunun üzerine çıkmıştır. Türkiye’de haftalık ortalama çalışma saati kadınlarda 43,9, erkeklerde ise 46,3’tür. Toplamda ise 45,5 saatlik bir çalışma süresi görülmektedir.

8,5 Milyona Yakın İşçi Haftalık 50 Saatin Üzerinde Çalışıyor

Ülkemizde haftalık çalışma süresinin üstünde çalışan sayısı 8,5 milyonu yani toplam istihdamın yüzde 28,2’sini buluyor. Türkiye’deki haftalık çalışma sürelerini daha ayrıntılı incelediğimizde ise toplam istihdam içerisinde yer alan 17 milyon 828 bin ücretli, maaşlı ve yevmiyeli çalışanın %36’sının (6 milyon 578 bin kişi) haftalık 50 saatten fazla çalıştığı görülmüştür. Yine ücretli, maaşlı ve yevmiyeli çalışanların %65’i (11 milyon 619 bin kişi) ise 41 saat ve üzeri çalışmaktadırlar.

Her 100 İşçiden Sadece 15’i Sendikalı!

Kayıtdışı istihdam dahil edildiğinde gerçek sendikalaşma oranı yüzde 9,8’dir!

AÇSHB Ocak 2025 istatistiklerine göre sendikalı işçi sayısı 2 milyon 524 bin 547’dir. Sigortalı işçi sayısı ise 16 milyon 864 bin 733’tür. Böylece sigortalı işçiler arasındaki sendikalaşma oranı (resmi sendikalaşma oranı) yüzde 14,97 olmaktadır. Ancak bu oranın birçok yönden hatalı olduğunu kabul etmek gerekir. Bakanlığın sendikalaşma oranı iki nedenle eksiktir. Birincisi, kayıt dışı işçiler hesaba katılmadığı için sendikalaşma oranı fiili durumdan daha yüksek çıkmaktadır. İkincisi ise bu oranın toplu iş sözleşmesi (TİS) kapsamındaki sendikalı işçi sayısını yansıtmamasıdır. Bakanlık sendikalaşma oranını; toplam sendika üye sayısını SGK’ye kayıtlı işçi sayısına bölerek bulmaktadır. Bu oran, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından benimsenen hesaplama yöntemiyle uyumsuzdur. Sigortalı işçileri esas alan resmi sendikalaşma oranı yüzde 14,97 iken, kayıtlı ve kayıtsız tüm işçileri esas aldığımızda fiili sendikalaşma oranı yüzde 9,8’e gerilemektedir.

Çalışanların Her 100 Kişiden 12’si Yoksul!

Türkiye’de çalışan yoksulluğu, özellikle son yıllarda giderek derinleşen bir sorun haline gelmiştir. Yüksek enflasyon, düşük ücretler, güvencesiz çalışma koşulları ve artan yaşam maliyetleri, çalışanların büyük bir kısmını yoksulluk sınırının altına itmektedir. Çalışan yoksulluğu, hem bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen hem de toplumdaki gelir eşitsizliğini artıran bir olgu olarak ekonominin önemli sorunlarından biri olarak öne çıkmaktadır. Nitekim ülkemizde çalıştığı halde yoksul olanların oranı yüzde 12’ye yakındır. Bu oran erkeklerde yüzde 13,7, kadınlardaysa yüzde 7,6’dır.

reklam

YORUM YAP