

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Malatya Haçova Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği’nin yeni seçilen yönetimine hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.
Ağbaba, burada yaptığı konuşmada AKP iktidarının İmralı Süreci‘ndeki CHP’ye yaklaşımını eleştirdi.
Ağbaba, Kent Uzlaşı soruşturmasından dolayı CHP’li belediyelere kayyum atanmasına yönelik dikkat çekici ifadeler kullandı.
Ağbaba’nın açıklamaları şöyleydi:
“Gerçekten ilginç bir dönemden geçiyoruz. Bir yandan Öcalan ile barış yapılırken, diğer yandan Cumhuriyet Halk Partili belediyelere ‘kent uzlaşısının’ gerekçesiyle kayyum atanıyor, cezaevine konuluyor. Açıkça belirtmek gerekirse, kent uzlaşısı kapsamındaki belediye meclis üyelerinin tümü Kürt. İddianamede ‘Batı’da yaşayan Kürtler’ ifadesi geçiyor. Sanki Doğu’da yaşayan Kürtler ayrı, Batı’da yaşayanlar ayrıymış gibi bir algı yaratılıyor. Saçma sapan bir iddianameyle, bir siyasi kararla önce Esenyurt’a, ardından Şişli’ye kayyum atanmış durumda. Birçok ilçede belediye başkanları ve meclis üyeleri, adaylıkları nedeniyle cezaevine gönderildi. Toplumsal barışı sağlamak istiyorsan, bunu 86 milyonun barışını sağlamakla mümkün kılabilirsin. Sen, oy oranı yüzde 40’a yaklaşmış olan Cumhuriyet Halk Partisi’ni düşmanlaştırarak toplumsal barış sağlayamazsın. Tüm anketlerde Cumhur İttifakı’nın en yüksek oyu bile yüzde 40 civarında çıkıyor.”
“ÖCALAN’A UMUT HAKKI DEYİP EMRA ŞAHAN’A DÜŞMANLIK EDEMEZSİN”
“Yüzde 60’lık bir kesim var. Sen, yüzde 60 ile çatışarak, yüzde 40 ile barış yapamazsın. Öcalan’a umut hakkı verip, Emrah Şahan’a düşmanlık edemezsin.”
İmamoğlu’na yönelik yapılan operasyonları hatırlatan Ağbaba, sözlerine şöyle devam etti:
“Bir yandan Öcalan’la barışıyorsun, diğer taraftan İmamoğlu’yla savaşıyorsun. PKK’yla barışıyorsun, CHP’ye savaş açıyorsun. Kent uzlaşısı dediğimiz konuya bakın; Esenyurt Belediyesi Başkanı Ahmet Özer, 2015’te barış sürecinde KCK’nin Avrupa’daki yöneticisi Remzi Kartal’la telefonla görüştüğü gerekçesiyle terör örgütü üyesi olarak suçlanıyor ve kayyum atanıyor. Oysa şu anda müzakereler hep Remzi Kartal ile yürütülüyor. Yani, sen Remzi Kartal ile pazarlık yapıyorsan, onunla telefonla görüştü diye Ahmet Özer’e kayyum atamazsın. Ya da Mehmet Ali Çalışkan, DEM’in Genel Başkan Yardımcısı Azat Barış’la görüştü diye cezaevine gönderiliyorsa, diğer taraftan Kandil’e selam göndermekle barış yapılıyor. Barış olsun mu, evet, barış olsun. Kan akmasın mı, evet, kan akmasın. Ama bir yandan PKK’yla barışırken, diğer yandan CHP’yi düşmanlaştırıyorsan bu kabul edilemez.”
Ağbaba, İmralı Süreci ile ortaya çıkan ‘infaz’ düzenlemesine de tepki gösterdi:
“OLACAK İŞ DEĞİL”
“Bu gerçekten kabul edilemez. Çocuklara yönelik istismar, cinayet, cinsel saldırı, uyuşturucu gibi suçlardan sanıklara büyük indirim yapılacağı anlaşılıyor. Yani, sekizde bir süre yatacaklar. 12 yıl yatan birisi dokuz ay içerisinde serbest kalacakken, ömründe eline silah almamış olan Şehir Plancıları Odası Başkanı Tayfun Kahraman cezaevinde kalacak. Osman Kavala ve Can Atalay da cezaevinde kalmaya devam edecek. Bu durum toplumsal vicdana büyük bir zarar verir. Bir taraftan açıkça cinayet işlemiş, cinsel suç işleyenleri affedip, diğer taraftan siyasi olan insanları cezaevine atıyorsanız, toplum vicdanı bunu kabul etmez. Biz de bunu kabul edemeyiz. Yargının siyasallaştığı, iktidarın istismar aracı haline geldiği bir dönemde yaşıyoruz. Bu bir toplumsal uzlaşı ile olmalıdır.
Toplumun tüm kesimleriyle görüşülmesi gerekiyor. Siyasi partilerin onayı alınarak böyle bir düzenleme yapılmalıdır. Geçmişte yapılan affı örnek olarak hatırlatmak isterim; en son genel başkanımıza saldıran kişinin iki çocuğunu katledip, 12 yıl hapis yatarak serbest kaldığını biliyoruz. Bunların daha çok yaşanması bekleniyor. Bu uygulama doğru değil, karşısında duracağız.”
Gençlere “Babalar sözünde durur” sloganıyla, milli bayramlar öncesinde konser etkinliği düzenleyecek olan Ağbaba, bu yıl 19 Mayıs öncesinde 17 Mayıs’ta Pinhani konseri vereceklerini açıkladı.
“KURTULUŞ SAVAŞI’NI YUNAN BAŞBAKANI BAŞLATMIŞ GİBİ BAKIYOR”
Milli bayramlarla ilgili AKP’li Malatya Belediyesi‘nin yaklaşımını da eleştiren Ağbaba, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Keşke bu etkinlikleri yerel yönetimler yapsa ve Veli Ağbaba’nın üstlenmesine gerek kalmasa. Ancak maalesef milli bayramlarımız 29 Ekim, 19 Mayıs, 23 Nisan gibi günler, yerel yönetimler tarafından sanki başka bir ülkenin bayramıymış gibi karşılanıyor. Sanki 29 Ekim’de Yunanistan Cumhuriyeti kurulmuş, ya da 19 Mayıs’ta Yunanistan Başbakanı Kurtuluş Savaşı’nı başlatmış gibi bir bakış açısı mevcut. Tüm ülkede olduğu gibi bu günlerin kutlanması gerekiyor. Halkın bu bayramları coşkuyla kutlaması lazım. Biz biliyoruz ki, 19 Mayıs’ı, 23 Nisan’ı ve 29 Ekim’i sürekli engellemeye çalıştılar. Bayramları salona alıp sokağa yasakladılar. Ancak vatandaş, 19 Mayıs’ı coşkuyla kutlamaya devam ediyor. İster istemez bu kutlama görevimiz. Bütün Malatya’daki gençleri davet ediyorum. Büyük Atatürk’ün 19 Mayıs’ta Samsun’a çıktığı, Kurtuluş Savaşı’nın başladığı gün kutlanmalıdır. Tüm gençlerin, CHP’li ve diğer siyasi görüşlerden bağımsız olarak bu konsere katılmalarını bekliyoruz.”