

TBMM Adalet Komisyonu’nda, 30 maddeden oluşan 10 farklı kanunda değişiklik öngören Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmeleri başladı. Anayasa’ya aykırılık temelinde sunulan önergeler oy çokluğuyla reddedildi.
Anayasa’nın 13. maddesinde tanımlanan güvenlik hakkı ile yaşam hakkını göz ardı ettiklerini belirten CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, “Böyle bir ülkede hukuk devleti olamaz. Bu yapı içerisinde özgürlüklerden söz edilemez. Yargının bağımsız olmadığı, saraydan gelen talimatlarla rakiplerin etkisiz hale getirildiği bir sistem, yani kişilere özel yargı kararları veren bir yapı hukuk devleti olarak kabul edilemez.” açıklamasında bulundu.
CHP Grubu tarafından iç tüzüğe dair önerge sunuldu. Ardından CHP Grubu, komisyona ön norm denetimi raporu ve etki analiz raporu talep etti. Komisyon Başkanı Cüneyt Yüksel, konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Görüşmekte olduğumuz kanun teklifine dair komisyonumuza iletilmiş bir etki analizi raporu bulunmamaktadır. Ayrıca, ön norm denetimi ile ilgili olarak da Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı tarafından hazırlanmış anayasa uyumluluğuna yönelik bir norm denetimi raporu mevcut değildir. Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı tarafından hazırlanan inceleme raporu, iç tüzüğün 38. maddesi uyarınca bir anayasaya uygunluk incelemesi içermemekte, sadece teknik bilgi notu niteliği taşımaktadır.”
“Halkın beklentisini yok sayan bir tutumu hala ısrarla sürdürmek istiyor”
Teklifin tümü üzerinde görüşmelerin başlamasının ardından söz alan DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, CHP’li belediye başkanlarına yönelik gerçekleştirilen operasyonu kınayarak, “Bu ülke, halkın iradesini yok sayan bir yerde değil; 10. Yargı Paketi ile bir kez daha halkın beklentisini hiçe sayan bir tutumu sürdüren bir iktidar söz konusudur. Bu Meclis’ten halkın büyük beklentisi varken, antidemokratik uygulamalardan vazgeçilmesi ve hukuk devleti ilkelerine geri dönülmesi konusunda net bir arzu var, fakat bu beklentilere karşı gelen bir aklın varlığı sürüyor.” şeklinde konuştu.
“Yine kulak tıkayan bir siyasal iktidar gerçeği var”
Kunt Ayan, yürütülen sürece ilişkin görüşlerini belirterek, şunları ifade etti:
“Mevcut siyasi iktidar, bu fırsatı tekrardan ıskalamakta ısrarcı. Toplumsal barış söylemlerinin arttığı bir dönemde, 10. Yargı Paketi ile toplumun ihtiyaçları ve talepleri konuşulmadığı gibi, bu konulara kulak tıkayan bir siyasi iktidar gerçeğiyle karşı karşıyayız. Adalet Bakanı, Şubat ayından beri mikrofonlara büyük sözler verdi. Ancak, bu büyük sözlerin arkasında bir muhatap bulmakta zorluk yaşıyoruz.”
“Saray talimatlarıyla, yargı aparatlarıyla rakibinin bir kenara itildiği bir yapı hukuk devleti olamaz”
CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, 10. Yargı Paketi hakkında değerlendirmelerde bulunarak, “Erken saatlerde kapı çalınıyorsa demokrasi vardır; ancak güvenlik mensuplarının sabahın erken saatlerinde gelmesi demokrasi açısından sıkıntılıdır.” şeklinde dikkat çekti.
“Hukuk devleti olmanın gerekliliklerini yerine getirmeyen bir yapı içerisinde, kişilere özel yargı kararlarını barındıran bir sistem oluşturulamaz. Ayrıca vatandaşların temel hakları ihlal edilmekte ve gözaltına alınma süreçleri ihlal edilmektedir. Böyle bir ortamda hukuk devleti olmaktan söz edilemez.”
“Artık hakim savcılara verdikleri karar hakkında hesap soramıyoruz”
Bülbül, umut hakkının önemine de değinerek, “Cezaevine giren bireylerin de umut hakkı olmalıdır. Bu süreçte infazların adil ve eşit bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Ne yazık ki Türkiye, AİHM’de ifade özgürlüğü, adil yargılanma hakkı gibi konularda en çok ihlalde bulunan bir ülke haline gelmiştir. Ancak artık hakim ve savcılara verdikleri kararlar hakkında hesap sorma imkânımız kalmamıştır.” şeklinde konuştu.