

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP Grup Toplantısı’nda sarf ettiği sözlere yanıt verdi.
Erdoğan’ın “Cumhurbaşkanlığı hevesi yolunda daha kaç CHP’li telef olup gidecek?” ifadesine sert bir şekilde karşılık veren Akdoğan, AKP milletvekillerine yönelik eleştiride bulundu.
“Hepimiz milletvekiliyiz, buraya yurttaşlarımızın oylarıyla geldik. Bu nedenle yurttaşlarımızın sesine kulak vermeliyiz. Saraydaki bir avuç kötü niyetli akıl sahibine itiraz etmeliyiz. Halk adına vicdanınızı düşünün, yüreğinizin üstüne koyun, elinizi vicdanınıza koyun. Zalimler ve vicdansızlar, bugün o kadar ileri gittiler ki, evlerimizin mahremiyetini ihlal etmeye başladılar. Aile bireylerine saldırıyorlar. Ben yargılanıyorum, eşim bu konuda bir şeyler söyleyebilir; bu, kabul edilebilir bir durumdur. Ancak değerli AK PARTİ milletvekilleri, hiç sormaz mısınız, sabahın karanlığında, iki çocuğunun yanında birkaç soru sorabilmek için bir insanın evine baskın yapmak ne anlama geliyor? Bu niye yapılıyor diye soruyoruz, hadi siz de dinleyin. Cumhurbaşkanı ne diyor? ‘Cumhurbaşkanlığı hevesi yolunda daha kaç Cumhuriyet Halk Partili telef olup gidecek.’ Evinden çeyrek altın, dolar ve kumbaradan 4500 lira çıkmış; bunların hepsi sahte. Tüm derdiniz, Cumhurbaşkanının ifade ettiği gibi, o koltukların korunması. Amaç buymuş, herkes bunu anladı. Bugün iktidardasınız, değerli milletvekilleri; yarın muhalefette olduğunuzda karşınızda nasıl bir iktidar görmek istiyorsanız, öyle davranmalısınız. İranlı düşünür Sadi Şirazi’nin dediği gibi: ‘İnsanın ruhunu iki şey karartır: Susulacak yerde konuşmak, konuşulacak yerde susmak.’ İşte, vicdanınızın kararmaması adına bunları söylüyorum, lütfen konuşulması gereken yerlerde susmayın.”
Akdoğan, AKP sıralarına hitaben şu soruları yöneltti:
“Aranızdan biri çıksın ve desin ki, iktidar partisinin milletvekilleri; birisi de desin ki ‘İmamoğlu davasıyla ilgili söylediklerimize neden bu halk inanmıyor?’ Aranızdan biri çıksın ve söylesin ki ‘Diyor ki’yle ‘demiş ki’yle ‘duymuştum’la ‘hissettim’le bir dava yürütülür mü?’ Aranızdan biri çıksın ve desin ki ‘Kin ve devlet işlerini ayıramazsak bu ekonomiyi nasıl düzeltiriz?’ Aranızdan biri çıksın ve desin ki ‘Hırsızlık, arsızlık, yolsuzluk karasına yalnızca muhalefet mi sahip? Bizim bürokratlarımızdan, belediyelerimizden, bakanlarımızdan böyle bir şey yapan yok mu da yargılanmıyor?’ diye sorsun.”