reklam
reklam
DOLAR38,6355% -0.04
EURO43,7863% 0.13
STERLIN51,6285% 0.36
FRANG46,8196% -0.24
ALTIN4.152,53% -0,72
BITCOIN99.623,802.677
reklam

CHP’den Hakan Fidan’a diploma sorusu

Yayınlanma Tarihi : Google News
CHP’den Hakan Fidan’a diploma sorusu
reklam

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, TBMM’de gerçekleştirilen basın toplantısında çok önemli açıklamalar yaptı. Emir, şu ifadeleri kullandı:

– “Cumhurbaşkanının saplantıları, kendi çıkar kaygıları ve koltuğuna yapışma kaygısı diye tanımladığımız süreç, kur korumalı mevduatta 60 milyar dolara mal oldu. 19 Mart’taki o cunta girişiminde, Ekrem İmamoğlu’nu, yani karşısındaki en güçlü adayı cezaevine koyarak kurtulma kaygısı, bu ülkenin yoksul insanlarına 60 milyar dolara mal oldu.”

“Hakan Fidan bana 200 bin TL’lik tazminat davası açmış”

– Ekonomi bu şekilde devam ederken Sayın Hakan Fidan benimle ilgili 200 bin liralık bir tazminat davası açmış ve bu davada benim kişilik haklarına saldırdığımı öne sürüyor. Şimdi kendisinin iddialarını burada okuyoruz. Dava dilekçesi elimizde ve hangi sözlerimin hakaret olarak değerlendirildiğini tek tek inceleyeceğiz. Biliyor musunuz, Kıbrıs’ta kara para trafiği yapılıyor mu? Evet, yapılıyor. Uyuşturucu parası var mı? Var.

– Kumar oynatılıyor mu? Oynatılıyor. Halil Falyalı’nın başında bulunduğu bu yapı hakkında bu bilgileri herkes biliyor. Bu belgelere yayın yasağı konuldu; çünkü Yasin Ekrem Serim ile Halil Falyalı’nın ortaklığının ortaya çıkmasını istemiyorlar. Ama bu bir gerçek ve siz bu kişiyi hiç bir kamu görevi yokken Dışişleri Bakanlığına özel kalem müdürü yapıyorsunuz, sonra Lefkoşa Büyükelçisi olarak atıyorsunuz. Ben bunu söylemeyecek miyim?

– Demişim ki: ‘Bakın, burada milyarlarca dolar kazanılan kirli paradan, Ankara’da sarayda oturanların da pay aldıkları bir yapı söz konusu. Bu yapıdan daha rahat pay alabilmek için, kara para trafiğini yöneten kişiyle ortaklık yapan Yasin Ekrem Serim’i Lefkoşa Büyükelçisi yapacak kadar korkusuz ve fütursuzlar.’ Evet, bu durumda ne diyeceğiz?

– Halil Falyalı’nın ortağı özel kalem müdürü, ardından da Lefkoşa Büyükelçisi yapılıyorsa, biz sana elbette fütursuz deriz. Bu vatana ihanet olarak kabul edilir; Ankara’daki insanların izni olmadıkça böyle bir trafik yürütülebilir mi? Aklımızla alay mı ediyorsunuz? Mahkemeye gelirsiniz ve bu iddialara tek tek cevap verirsiniz, ama cesaretiniz varsa bunu yapın.

“Bu bir ihanettir demiştim, tekrar ediyorum evet bu bir ihanettir”

– Ben demişim ki: ‘Kıbrıs giderken gıkı çıkmıyor.’ Evet çıkmıyor. Dört ülke, Türk Cumhuriyetleri, Güney Kıbrıs’ı tanırken, gıkını çıkarmadı. 15 gün sonra bir gazetecinin sorduğunda ise ‘Bu bizim aile meselemiz’ demiştir. Talihsiz bir durum. Ben bunu söylemeyecek miyim? Dava dilekçesinde bu da var. ‘Bu bir ihanettir’ dedim. Evet, gerçekten ihanetin ta kendisidir. Eğer büyükelçi atarken dikkat etmezseniz ve sorunlu kişileri atarsanız, siyasi sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalırsınız. Ben siyasetçiyim ve sormak zorundayım.

“Susturamazsınız, susturamayacaksınız”

– Şimdi bir kaset iddiası gündemde. Bu iddiaları ilk gündeme getiren Ayşemden Akın adlı gazeteci ve Falyalı’nın kasası olarak bilinen Cemil Önal. Ayşemden Akın sürekli tehditler almakta ve Cemil Önal da Hollanda’da öldürüldü; yani susturuldu.

– Biz şimdi bu iddiaları dile getiriyoruz. Yasin Ekrem Serim’i neden oraya gönderdiğinizi, neden büyükelçi yaptığınızı ve sonrasında neden apar topar görevden aldığınızı açıklayamıyorsanız, bu iddiaların altında kalırsınız. Bunlar siyasi iddialardır. Siz buna cevap verme yerine mahkemelerle böyle yollarla CHP’yi susturabileceğinizi düşünüyor musunuz? Susturamazsınız, susturamayacaksınız.

“Hakan Fidan’ın lisans diplomasını YÖK tanımıyor”

– Ama şimdi sizlere gerçek bir soru soracağım. Değerli arkadaşlar, Hakan Fidan’ın adı cumhurbaşkanı adayı olarak geçiyor. Çünkü deniliyor ki, seçim zamanı 2028’de olacak. Peki, o zaman Tayyip Erdoğan bir daha cumhurbaşkanı adayı olamaz. Sizin adayınız kim? Sabah akşam CHP’nin adayını konuşuyorsunuz fakat sizin adayınız kim? Hakan Fidan mı? Ama hatırlatırım ki, Hakan Fidan’ın diplomasına bir itiraz olabilir.

– Hakan Fidan’ın MİT’teki CV’sine bakıyoruz; üniversite eğitimi bir hayli şüpheli. Bunun açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Çünkü, NATO görevi sırasında Maryland Üniversitesi’nin Almanya’da askerler için açtığı bir üniversiteye gittiği belirtiliyor CV’sinde. Peki, bu üniversite gerçekten YÖK tarafından tanınan bir üniversite mi? Şüpheliyiz… Çünkü bunu e-Devlet üzerinden kontrol ettik. University of Maryland’ın University College biriminin bilgilerine girdiğimizde, ‘Kurulumuzda mevcut uluslararası listelerde yer almamaktadır’ ifadesi bulunuyor.

– Şimdi Sayın Hakan Fidan’a soruyorum. Sizin yüksek lisans ve doktoranız var ama lisans eğitimi ile ilgili tereddütleri ortadan kaldırmak zorundasınız. University of Maryland University College’a gittiğinizi söylüyorsunuz ama mevcut veriler içinde YÖK’ün bu üniversiteyi tanıdığına dair hiçbir bilgi yok. YÖK’teki birimde herkes birbirinden korkuyor ve hiç kimse cevap veremiyor.

– Ben resmi olarak sordum, soru önergesi verdim ama siz de ‘Evet, ben bu üniversiteye gittim, o dönemde denkliği vardı’ şeklinde bir açıklama yapmalısınız. Bir Dışişleri Bakanı olarak YÖK’e belirtirseniz, o zaman bu denklik durumunu ve sizin eğitim yaptığınız yıllardaki ilişkilerini kolayca ortaya koyabilir ve mevcut şaibeden kurtulabilirsiniz; bunu yapmak zorundasınız.

“Saldırgan Saraçhane’ye gittiğinde emniyet işini yapmadı”

– Sayın Genel Başkanımıza saldıran şahıs, Ocak ayında Saraçhane’ye gelerek cezaevinde yattığı süre zarfında bazı mafyatik tiplerle ilişki kurduğunu, Ekrem İmamoğlu’ndan rahatsız olduklarını ve onlarla iletişim halinde olduğunu belirtiyor. Bu kişiler, İBB’nin görevlilerince dinleniyor ve emniyete bildiriliyor. Ancak emniyet ne yapıyor? İki saat boyunca dinliyor ama sonrasında hiçbir işlem yapmıyor.

– Düşünün ki, bir kişi evlat katili, toplum dışı bir cani, cezaevinde kalmış; ama röportajlarından, mafyatik kişilerle de yakın ilişkide olduğunu anlıyoruz. Onların “Ekrem İmamoğlu’nu öldürecekler” dediği biliniyor ve siz hiçbir soruşturma yürütmüyorsunuz. Kimlerle görüştüğüne, hangi bağlantıları olduğuna bakmıyorsunuz? Böyle bir katilin sokağa salınması, savcılığın ve emniyetin görevlerini yapmadığını gösteriyor.

“Saldırganın sabikasına neden bakmadınız?”

– Görevinizi yapmadığınız için bu alçak, sokağa çıkıp Genel Başkanımıza saldırmak üzere hazırlanıyor. Arkasındaki güçler ona ‘bu mesajı ver’ diyor ve o da bunu gerçekleştiriyor. Ama burada emniyet ve savcılık görevlerini yerine getirmiş değil. Eğer o sürede detaylı bir GBT taraması yapmış olsalardı, bu kişinin sabıka kaydına bakmış olsalardı, cezaevindeki ilişkisini sorgulamış olsalardı, bunların hiçbiri yaşanmazdı.

– Fakat bu yapılmadı, muhtemeldir ki bu alçak diyerek Genel Başkanımıza saldırmak isteyenlerin, aynı zamanda bu ihmallerin de baş sorumluları olduğudur. Emniyetin bu kişileri araştırması, bu ilişkileri ortaya çıkarması elzemdir; aksi takdirde görevlerini yapmamış sayılırlar.

reklam

YORUM YAP