reklam
reklam
DOLAR39,5851% -0.32
EURO45,6681% -0.99
STERLIN53,6762% -0.71
FRANG48,7561% -0.08
ALTIN4.328,32% 0,00
BITCOIN104.785,53-0.328
reklam

Boğazlar Düğümlendi, Gözyaşları Sel Oldu: Kartalkaya Ailelerine Travma Sempozyumu

Yayınlanma Tarihi : Google News
Boğazlar Düğümlendi, Gözyaşları Sel Oldu: Kartalkaya Ailelerine Travma Sempozyumu
reklam

Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’deki yangında hayatını kaybedenlerin yakınları, Başkent Üniversitesi’nde düzenlenen “Yaşam Hakkı ve Travma Sempozyumu”nda bir araya geldi.

Sempozyumun açılışında konuşan Başkent Üniversitesi kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal, yangının birçok insanın ölümüne neden olduğunu, bu kayıpların arasında arkadaşları ve öğrencilerinin de bulunduğunu belirtti.

Haberal’ın konuşmasının ardından, yangında hayatını kaybedenlerin yakınları söz aldı.

Oğlunu ve kızını kaybeden Duygu Can, yangının ihmalkarlık, denetimsizlik ve görmezden gelme gibi nedenlerden ötürü gerçekleştiğini ifade etti.

Yangında yalnızca çocuklarını değil, aynı zamanda çocuklarının babasını da yitirdiğini aktaran Can, “Yılmaz o yangından çocukları çıkardı, kalanları da kurtarırdı. Ama yetmedi, o da orada kaldı. Bir dostumu, yol arkadaşımı da yitirmiş olarak yaşamaya çalışıyorum” dedi.

Can, adalet aradıklarını ve yangının unutulmaması gerektiğini dile getirdi.

Yangında kaybettiği oğlu Eren Bağcı’nın çok akıllı ve başarılı biri olduğunu belirten Ezgi Bağcı, yalnızca Eren için değil, yangında hayatını kaybeden herkes için sempozyumda bulunduğunu ifade etti.

“Bugün Susanın Yarın Konuşma Hakkı Yok”

Türkiye’de bir daha hiçbir çocuğun ihmal yüzünden hayatını kaybetmesini istemediklerini vurgulayan Bağcı, “Biz, bu katliamın tüm sorumlularının adalet önünde hesap vermesini istiyoruz. Gerçek adalet sadece mahkeme salonlarında değil, toplumun vicdanında da yer bulmalıdır. Bugün bizim başımıza gelen, yarın sizlerin başına gelebilir ve o zaman bu cümlelerin her biri size ait olacak. Bugün susan herkesin yarın konuşmaya hakkı olmayacak” dedi.

“Yasım Dinmiyor, Dinmeyecek”

Yangında eşini ve kızını kaybeden Hilmi Altın, bu yıl ilk kez Babalar Günü’nün kendisi için kutlama günü olmadığını söyledi.

Evladını kaybeden bir anne ve babanın yasının tarifsiz olduğunu belirten Altın, “Ama bu kayıp bir ihmalin, göz yummanın ve cezasızlık düzeninin sonucuysa, o zaman yas başka bir şeye dönüşür: isyana, haykırışa, adalet arayışına… İki canımı, hayatımın tümünü, o insan eliyle yapılmış katliamda kaybettim. O günden bugüne yasım dinmiyor, dinmeyecek.” şeklinde konuştu.

Altın, “Benim bu hayatta artık sarılamayacağım bir evladım var. Ama onun için sarılmam gereken bir hakikat, bir mücadele var; adı ‘adalet’. Adalet sadece bir mahkeme kararından ibaret değil, aynı zamanda ölenin ardından kalanlara ‘yalnız değilsiniz’ demenin hukuk dilidir. Biz bu mücadeleyi sadece kendi çocuklarımız için değil, bir daha hiç bir babanın Babalar, hiçbir annenin Anneler Günü’nde böyle bir konuşma yapmaması için veriyoruz.” dedi.

Yangında oğlunu kaybeden Zeynep Kotan ise otelde yaşananların bir kaza değil, bir katliam olduğunu belirtti ve “Yalnız değiliz, kalabalığız, daha da kalabalık oluyoruz. ‘Bu davadan bir şey çıkmaz, boşuna uğraşmayın’ diyenler bizi yıldıramaz. Başardıklarımız ve başaracaklarımız var. Sizler yanımızda olun.” diye konuştu.

Konuşmaların sürdüğü esnada, salondaki katılımcılar duygulu anlar yaşadı.

reklam

YORUM YAP