reklam
reklam
DOLAR39,2875% -0.11
EURO44,7841% -0.54
STERLIN53,1658% -0.45
FRANG47,7837% -0.45
ALTIN4.177,02% -1,41
BITCOIN105.752,601.09
reklam

Bilinç beynimizin neresinde saklı? Yeni araştırma ezber bozuyor

Yayınlanma Tarihi : Google News
Bilinç beynimizin neresinde saklı? Yeni araştırma ezber bozuyor
reklam

Bilinç, insan varoluşunun merkezinde yer alıyor. Görmek, duymak, hayal kurmak, acı ya da haz hissetmek, korkmak, sevmek gibi deneyimlerin tümü bu soyut kavramla yakından ilişkili. Ancak bilim dünyası yıllardır bilincin beyindeki tam yerini belirlemekte zorlanıyor. Bu alanda yapılan yeni bir araştırma, bilincin doğasına dair önemli ipuçları sunuyor.

ABD, Avrupa ve Çin’deki 12 laboratuvarda 256 kişi üzerinde gerçekleştirilen çalışmada, katılımcılara çeşitli görseller gösterilirken beyinlerindeki elektriksel ve manyetik aktiviteler ile kan akışı ölçüldü. Araştırmacılar, bu süreçte beynin hangi bölgelerinin aktif hale geldiğini takip etti.

Sonuçlara göre, bilinç sanıldığı gibi beynin ön bölgelerinde, yani düşünme süreçlerinin yürütüldüğü “akıllı” kısımda değil; görme ve işitme gibi duyusal bilgilerin işlendiği arka bölgelerde oluşuyor olabilir.

Araştırma, bilincin nasıl oluştuğuna dair iki ana teoriyi sınadı:

Global Nöronal Çalışma Alanı Teorisi (Global Neuronal Workspace Theory): Bilincin beynin ön bölgelerinde oluştuğunu ve buradan tüm beyne yayıldığını savunuyor.

Entegre Bilgi Teorisi (Integrated Information Theory): Bilincin, beynin çeşitli bölgelerinin bilgi entegrasyonu yaparak birlikte çalışması sonucu ortaya çıktığını öne sürüyor.

Ancak araştırmanın sonuçları bu iki teorinin öngörüleriyle tam olarak örtüşmedi. Çalışmanın liderlerinden biri olan Seattle’daki Allen Enstitüsü’nden nörobilimci Christof Koch, bu çelişkiyi şöyle ifade etti:

“Bilinçli deneyimle ilgili bilgileri beynin ön kısmında ya hiç bulamadık ya da çok zayıf izlerine rastladık. Buna karşın arka bölgelerde çok daha güçlü sinyaller mevcuttu. Bu da, frontal lobların zekâ, muhakeme ve sosyal davranış gibi işlevlerde önemli olmasına rağmen, bilinçli görsel algıda kritik rol oynamadığını gösteriyor.”

Yine de, bilincin sürdüğü süre boyunca bu arka bölgelerde yeterli süreklilikte bağlantılar tespit edilemediği için, Entegre Bilgi Teorisi’nin de tam anlamıyla doğrulanamadığı belirtildi.

Bu bulgular yalnızca teorik değil, pratik sonuçlar da doğurabilir. Özellikle koma, bitkisel hayat veya bilinçsiz uyanıklık sendromu gibi durumlarda hastalara nasıl yaklaşılması gerektiği açısından büyük önem taşıyor.

Koch, bu tür hastaların yaklaşık yüzde 70 ila yüzde 90’ının yaşam destek tedavilerinin sonlandırılması kararıyla hayatını kaybettiğini, ancak son araştırmaların bu kişilerin dörtte birinin bilinçli olabileceğini gösterdiğini vurguladı: “Sinyal veremeyen bu kişilerin aslında bilinçli olduğunu tespit edebilmek için, bilincin beyindeki izlerini daha iyi anlamalıyız.”

reklam

YORUM YAP