

YURDAGÜL UYGUN / NEFES
Türkiye hayvancılıkta dışa bağımlılığını sürdürürken, zor durumda olan küçük aile tipi besiciliğe yeni bir darbe daha bekleniyor. Önümüzdeki hafta Meclis Genel Kurulu'nda ele alınacak iklim kanunu tasarısında, sera gazı salımına yönelik cezaların yer alması gündemde. Yeni iklim kanunuyla küçük besicilerin zor durumda kalacağı ve hayvancılığın büyük işletmelerin egemenliğine geçeceği iddia ediliyor. Tasarıya göre, küçük işletmeler hayvansal atıklarını geri dönüştürebilecek teknolojik altyapıyı kurmak zorunda kalacak. Bu yükümlülüğü yerine getiremeyen besicilere ceza verilecek.
HAYVANCILIK BİTİRİLECEK
Sera gazı salımı konusunda en çok tartışılan konulardan biri de hayvancılık faaliyetleri. Geviş getiren hayvanların sindirim sistemleri, önemli ölçüde sera gazı üretmekte. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kanun teklifindeki maddelerin hayvancılığı yok edecek bir bakış açısıyla hazırlandığını dile getirdi.
Gürer, “Teklifte sera gazı salınımına yönelik cezai hükümler bulunmakta. Ama arkadaşlar, dolaylı olarak getirilen bu cezaların içerisine hayvancılığı sona erdirmek de gizlenmiş durumda. Yani inek gaz çıkardı diye ahırdaki hayvanlara ceza mı keseceksiniz?” şeklinde eleştiride bulundu.
Gürer, “Hayvancılıkla ilgili yapılması gereken önlemler varken, bunun yerine küçük aile işletmelerini yok edip daha büyük çiftlikler kurmaya yönelik politikaları sürdürmek, bu sürecin daha olumsuz yönetilmesine yol açar” diyerek, küçük aile tipi işletmelere destek verilmesi gerektiğini vurguladı.
Tarım yazarı Gazi Kutlu, bir besici ailesinin tek başına hayvansal atıkları geri dönüştürecek bir altyapı kurmanın pratikte mümkün olmadığını belirterek, bu konuda hibe destek programları oluşturulması gerektiğini ifade etti. Kutlu, “Ülkede hayvancılık zaten zor durumda iken, ithalata bağımlılığımız artarken, bu tasarının getirilmesi ithalatı daha da artıracaktır” dedi.
Büyük İşletmelerin Kontrolüne Geçer
Tarım yazarı Gazi Kutlu, söz konusu tasarının kabul edilmesi halinde uygulamaya hemen geçmeyeceğini belirterek, “Bir süre sonra büyük işletmelere yönelik denetimlerin benzeri küçük işletmelere de uygulanmaya başlanır. Bu da küçük işletmeler için ekstra maliyetler doğurur. Türkiye’de aile işletmeleri zaten kazanç sağlayamıyor, girdi maliyetleri oldukça yüksek. Bu durum eklendiğinde sistem, büyük işletmelerin eline geçer. Devlet de bunu hedefliyor” dedi.