Son yapılan bir çalışma kapsamında 103 katılımcıdan 82’si, uygulanan yeni immünoterapi ilacının etkisiyle ameliyat gereksinimi olmadan tedavi edildi.
Sonuçlar oldukça umut verici olsa da, bu çalışmanın New York’taki Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi’nde gerçekleştirildiği ve bazı hastaların kanserlerinin ilerleyip ilerlemeyeceği konusunda yeterince uzun bir süre takip edilmediği belirtiliyor, diye yazıyor ABC News.
Çalışmaya katılan hastalarda birçok farklı kanser türü bulunmaktaydı; bu durum ise her bir kanser türü için özel bir değerlendirme yapılmasını zorlaştırıyordu.
Ayrıca, çalışmada “uyumsuzluk onarım defekti” taşıyan hasta grubu üzerinde yoğunlaşıldı. Bu genetik problem, hücrelerin DNA hasarını onarmasını engelleyerek immünoterapiden daha iyi sonuç almayı sağlamaktadır.
Çalışmanın yazarlarından Dr. Luis Diaz, MSK’daki Katı Tümör Onkolojisi Bölüm Başkanı, “Bu grup hastalar kendilerini seçmiş gibi oldu çünkü belirli bir genetik değişime sahiplerdi ve bu değişim, kanser hastalarının yalnızca yüzde iki ila üçünde görülüyor” ifadelerini kullandı.
İnsanlarda erken evre kanser teşhisi konulduğunda, genellikle kitle ya da yumruyu çıkarmak için büyük cerrahiler gerekmektedir. Fakat bu tür ameliyatlar sonrasında hastalar agresif tedavi yöntemleri olan kemoterapi veya radyasyonla karşılaşmak durumunda kalabiliyor.
Bu kanser türlerinin çoğu karın veya sindirim sistemindeki organları etkilediğinden, ameliyatın hastanın yaşam kalitesi üzerinde büyük etkileri olabiliyor. Bazı hastalar yemek borularının veya midelerinin bir kısmını ya da tamamını kaybetmekte, bu da normal beslenmeyi zorlaştırabilir. Bazı durumlarda dışkı toplama torbası gerekebilir ya da gebe kalma yeteneği kaybolabilir.
Çalışma süresince, altı ay boyunca immünoterapi tedavisi gören erken evre rektum kanserli 49 hastanın tamamı ameliyattan kurtuldu.
Bir diğer yazar olan Dr. Andrea Cercek, “Altı aylık tedavi sürecinin sonunda tümörlerin tamamen ortadan kalktığını gördük,” diyerek hastaların başka bir tedaviye ihtiyaç duymadıklarını belirtti.
İki yıl sonra hastaların yüzde 92’sinin kanserden tamamen kurtulduğu gözlemlendi. Beş yıllık süreyi tamamlayan ilk grup hastalardan ikisinin iki çocuk sahibi olduğu belirtildi.
Diaz, “Şaşırtıcı olan şu ki, standart tedavi uygulanmış olsaydı bu hastalar çocuk sahibi olamazlardı,” ifadelerini kullandı.
Diğer erken evre kanser hastaları arasında ise 54 hastadan 35’i immünoterapinin ardından kanserden kurtulmayı başardı ve ameliyattan kaçınmadı, ancak iki hasta yine de ameliyatı tercih etti.
Kanseri tekrarlayan beş hastanın çoğunluğu tekrar başarılı bir şekilde tedavi edildi.
Cercek, immünoterapinin tek başına çoğu kanser hastasının ameliyat olmasını engellemede henüz yeterli olmayabileceğini, ancak çalışmalarının geleceğe umut verdiğini belirtti.
“Hayal edin ki bir gün kanser teşhisi alıyorsunuz ve yemek borunuz, mideniz, rektumunuz veya mesaneniz yok. Belki de bu yüzde üç için ameliyatsız tedavi mümkün olabilir. Bu son derece dönüştürücü bir durum,” dedi Diaz.
Cercek, bu immünoterapinin farklı yaklaşımlarla bir araya getirilmesiyle, başarısının diğer kanser türlerinde de tekrar edebilmesi ümidiyle çalışmalara devam ettiklerini kaydetti.
Cercek, “Bu nedenle bu deneyi sürdürüyoruz ve çalışmayı Memorial’ın ötesine, daha fazla hastaya ulaşarak bu tedaviyi standart bakım olarak sunabilmek için çabalıyoruz.
