Bankacılık Devinden Enflasyon Değerlendirmesi

TÜİK’in Mayıs ayı enflasyon verilerinin açıklanmasının ardından, uluslararası finans kuruluşları Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 19 Haziran’da duyuracağı faiz kararı için yeni analizler yapıyor. Bu çerçevede, İngiliz finans devi ING, bu ay politik faiz oranında herhangi bir değişiklik beklemediğini bildirdi.

Enflasyonda Sınırlı Geri Çekilme

TÜİK’in verilerine göre, Mayıs ayında yıllık enflasyon %35,41 olarak belirlendi. Bu rakam, Nisan ayında %37 düzeyindeydi. ING, bu düşüşte baz etkisinin büyük rol oynadığını belirtirken, genel fiyat baskılarındaki azalma eğiliminin de dikkat çekici olduğunu vurguladı.

“Faiz Sabit Kalacak”

Ekonomim’de yer alan habere göre, ING’nin değerlendirmesinde şu hususlar ön plana çıktı:

“Yıllık enflasyonda görülen düşüş, baz etkisi ve genel fiyat düşüşleri ile desteklenmektedir. TCMB’nin aldığı kapsamlı ve zamanlaması iyi belirlenmiş önlemler sayesinde, son dönemlerdeki piyasa dalgalanmalarının enflasyon üzerindeki etkisi sınırlı kalmıştır.”

“19 Haziran’daki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizinde bir değişiklik beklemiyoruz.”

Yıl Sonu Enflasyon Beklentisi

ING’ye göre, büyük şoklar yaşanmadığı sürece (örneğin döviz kurunda ani dalgalanmalar, ücretlerde olağanüstü artışlar, enerji veya emtia fiyatlarında hızlı yükselişler) 2025 yılı sonunda enflasyonun %30’un altına inme olasılığı bulunuyor.

Masada İki Strateji Var

ING, Merkez Bankası’nın mevcut stratejik yaklaşımına dair iki ihtimali hatırlattı:

• Makro ihtiyati tedbirlerle birlikte faiz indirimi
• Faizi yüksek tutarak kredi hacmini kademeli olarak serbest bırakmak

TCMB’nin bu iki stratejiden hangisini seçeceği şu aşamada belirsizliğini korurken, ING’ye göre Merkez, mevcut koşullarda faiz oranını sabit tutma eğiliminde görünüyor.

Ayrıca, döviz rezervlerindeki iyileşme ve piyasa koşullarındaki istikrar sayesinde TCMB’nin bir haftalık repo ihalelerine daha fazla ağırlık verebileceği, dolayısıyla etkin fonlama faizinin mevcut %49 seviyesinden politika faizine daha yakın bir seviyeye çekilme olasılığının bulunduğu öngörülüyor.