CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, Cumhurbaşkanına hakaret suçlarına ilişkin Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un verdiği yanıta tepki gösterdi. Öztürk, Bakan Tunç’un kendisine yönelttiği soru önergesine “İnternet sitesinden bakın” şeklinde yanıt verildiğini bildirdi.
Öztürk, “Son 5 yılda Cumhurbaşkanına hakaret suçundan açılan soruşturmaların sayısı nedir? Hangi ifadeler bu kapsama girmektedir?” sorusunun yer aldığı önergesini, Bakan Tunç’un yanıtlaması için TBMM Başkanlığına sunduğunu ifade etti.
Bakanlıktan gelen “İnternet sitesinden bakın” tarzında bir yanıt aldığını belirten Öztürk, şunları söyledi:
– “2012’de 4 soruşturma, 1’i kamu davası olarak açılmış ve 1 tane mahkumiyet alınmış. 2020’de 36 bin 66 tane soruşturma açılmış ve 2 bin 462 tane mahkumiyet. 2024’te 24 bin 803 tane soruşturma açılmış, 2 bin 253 tane mahkumiyetle sonuçlanmış.
– Buradan anlaşılıyor ki neredeyse her cümle hakarete girmekte. Bu kadar çok şeyi hakaret olarak görebilen savcıların ve cumhurbaşkanının avukatlarının kendilerine bir bakması gerekiyor; insanların neden eleştiride bulunduğunu anlamaları gerekiyor.”
Öztürk, ifadenin özgürlüğünün fiilen kaldırıldığını ve AKP iktidarı döneminde ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçuna ilişkin TCK’nın 299. maddesinin siyasi baskı aracı haline geldiğini söyleyerek, “Vatandaşın attığı bir tweet, sokakta söylediği bir söz veya bir şarkı sözü bile dava konusu yapılabiliyor. Soruşturma sayılarındaki artış bir otoriterleşme raporudur.” dedi.
2024 yılında yalnızca 5 bin 866 dava açıldığını, 2 bin 253 kişinin mahkum edildiğini ve bin 934 kişinin beraat ettiğini vurgulayan Öztürk, “Binlerce yurttaşın sadece düşüncelerini ifade ettikleri için yargılandığı bir ülkede adaletten ve özgürlükten söz edilemez.” şeklinde konuştu.
Öztürk, Adalet Bakanlığı’nın yanıtını değerlendirerek, “Hangi cümleler ve kelimeler hakaret sayılıyor; bunu açıklamaktan kaçıyorlar. Çünkü biliyorlar ki gerçekler ortaya çıkarsa yargıyı nasıl kullandıkları da ifşa olur. Biz CHP olarak halkın ifade özgürlüğünü savunmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
CHP’li Öztürk, TCK 299’un demokratik ülkelerde yeri olmadığını vurgulayarak, bu maddenin ya tamamen kaldırılması ya da yalnızca gerçek tehditleri kapsayacak şekilde daraltılması gerektiğini belirtti.
