Asgari Ücrete Zam İçin Örgütlenme Şart

NİSANUR YILDIRIM / NEFES

Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanlığı görevini 2012-2015 yılları arasında üstlenen CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, hem akademik kariyerini hem de siyasi kimliğini her daim korumuştur.

CHP’nin ekonomi yönetimi başındaki Karatepe, NEFES’e asgari ücrete yapılacak ara zam, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından dövizin dalgalanması ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomi üzerine açıklamalarını değerlendirdi. Karatepe, asgari ücrete zam yapılabilmesi için güçlü bir toplumsal muhalefetin ortaya çıkması gerektiğini belirterek; “Siyaseten yapabileceğimiz her şeyi gerçekleştireceğiz. Ancak asgari ücrete artış yalnızca toplumsal muhalefetin güçlü bir şekilde kendini göstermesiyle mümkündür. Toplumsal muhalefeti örgütleyip bu talebin kuvvetlice duyulmasını sağlayacağız. TÜRK-İŞ’in belirlediği açlık sınırı 25 bin TL. Açlık sınırıyla ilgili bir iktisatçı olarak bu durumu dile getirmekten üzüntü duyuyorum.” ifadelerini kullandı.

REFAHTA REKABET GEREK

Türkiye ile Mısır’daki asgari ücret karşılaştırmalarının doğru olmadığını vurgulayan Karatepe, şunları dile getirdi: “Bu karşılaştırmalar, ‘yoksullukta rekabet’ demektir. ‘Kim daha fazla yoksullukla yüzleşmeye razı olacak’ tartışmasıdır. Biz CHP olarak yoksullukta değil, refahta rekabet etmeyi hedeflemeliyiz. Mısır’daki ucuz iş gücüyle rekabet edebilmek adına Türkiye’de ücretleri düşürmeli miyiz? Düşürseniz bile, bu işleri yaptıranlar, ‘Bangladeş’te, Sri Lanka’da, Kamboçya’da 70 dolara çalışıyor’ diyecekler. Sürekli daha düşük ücretli iş gücü var. Ücretleri bir rekabet unsuru olarak görmeden ekonomi ve sanayi politikamızı geliştirmemiz gerekiyor. Aksi takdirde, sürekli sizden daha yoksul birini işaret edip, ‘Onlar daha ucuza çalışıyor’ denecektir. Yoksullukla rekabete karşı çıkıyoruz.”

FAİZ ARTIRIMI İŞLERİNE GELDİ

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve tutuklanması sonrasında piyasaların dalgalanmasını değerlendiren Yalçın Karatepe, şunları ekledi: “İmamoğlu’nun gözaltına alınması, kurların hızla hareketlenmesine, faizlerin artmasına ve ekonominin geleceğine dair beklentilerin hızlı bir şekilde bozulmasına yol açtı. Ekonomi yönetiminin, özellikle Merkez Bankası ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bu durumdan memnun olduklarını düşünüyorum. Faiz indirim döngüsü başlamıştı ancak enflasyonda bir azalma olmamıştı. Göreve gelmelerinin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen enflasyonda yalnızca 1 puanlık bir düşüş gerçekleşti. Bunlar göreve başladığında yüzde 39,5’ti, nisan ayında 38,5 enflasyon vardı. Bu denli ağır maliyetler çıkarılmasına rağmen enflasyon düşmüyordu, faiz indirim süreci başlamıştı ve buna yoğun bir baskı vardı. Faiz artışı, Merkez Bankası’nın menfaatine oldu. Ekonomiyi biraz daha kısma fırsatı verdi onlara. ‘İndirecektik ancak bakın 19 Mart’tan dolayı ek tedbir almamız gerekti’ demiyorlar ama eylemleri bunu gösteriyor.”

BU BİR EKONOMİ POLİTİKASI MI?

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomi yönetimini eleştiren Karatepe, şunları söyledi: “Mehmet Şimşek, hiç kimsenin aklında olmayan, bilinmeyen, alışılmadık işlere imza atan bir ekonomi politikası mı uyguluyor? Yaptığı şey oldukça basit; yüksek faiz ver, kurları baskı altında tut, ücretleri düşür, ekonomi zamanla düzelir. Bu mu yani mühendislik? Bunu daha önce de yaptılar. Mehmet Şimşek’e atfedilen ‘yurtdışı finans piyasalarıyla bağlantısı var’ ifadesi, yani faizciler. Türkiye’nin kurtuluşunu, yüksek faize gözünü dikip bekleyenlerle mi sağlayacağız? Yüksek faiz verin, herkes gelir, bu bir ekonomi politikası mı? Geçmişte de bunlar yapıldı, Mehmet Şimşek ilk defa bu ülkede bakan olmuyor.”

Yalçın Karatepe ile amcası Kadir Okçu, Malatya Doğanşehir’deki “Karatepe Kitabevi”nde.

Akademiden Siyasete Uzanan Yolculuk

Yalçın Karatepe, 1982 yılında, 12 Eylül darbesinin gölgesinde Ankara’ya gitti. Türkiye’nin köklü eğitim kurumlarından biri olan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) İktisat Bölümünü kazandı. Öğrenciyken Tuncer Bulutay, Korkut Boratav gibi Türkiye’nin değerli hocalarının okuldan uzaklaştırıldığını gördü. Yıllar sonra, 2017’de aynı kurumda meslektaşlarının KHK’lerle ihraç edildiğine tanıklık etti. Bu süreci, “Bunun Nazi faşizminden farklı bir yanı var mı? 80 yıl önce Hitler’in yaptığını, 2017’de Türkiye’de mevcut iktidar gerçekleştiriyordu” sözleriyle anlattı. Bu çelişkili tarih, onun demokrasi ve hukuk mücadelesini derinleştirdi.

BURSLA EĞİTİM ALDI

Üniversite eğitimini tamamladıktan sonra Milli Eğitim Bakanlığı’nın yurt dışı bursunu kazanarak ABD’ye giden Karatepe, New Orleans Üniversitesi’nde iktisat alanında yüksek lisans ve doktora yaptı. 1996 yılında, mezunu olduğu Mülkiye’ye akademisyen olarak döndü. “Mülkiye’nin hem öğrencisi hem de hocası oldum” ifadesiyle bu yolculuğun anlamını kısaca özetledi. 2012-2015 yılları boyunca Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanlığı görevini üstlenen Karatepe, akademik kariyerinin yanı sıra siyasi kimliğini her daim korudu.