reklam
reklam
DOLAR38,6280% -0.06
EURO43,7074% -0.05
STERLIN51,5746% 0.23
FRANG46,7425% -0.4
ALTIN4.167,77% -0,36
BITCOIN99.756,732.9
reklam

Ankara Barosu AYM’nin Katliam Yasası Kararına Tepki Gösterdi: Bu Utanç Sona Erinceye Dek Yaşam Hakkını Savunacağız

Yayınlanma Tarihi : Google News
Ankara Barosu AYM’nin Katliam Yasası Kararına Tepki Gösterdi: Bu Utanç Sona Erinceye Dek Yaşam Hakkını Savunacağız
reklam

CHP, 7527 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 16 maddesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması amacıyla Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) dava açmıştı. Ancak Anayasa Mahkemesi, CHP’nin iptal talebini reddetti. Ankara Barosu, bu kararın ardından Anayasa Mahkemesi önünde bir basın toplantısı düzenledi.

Baro Başkanı Mustafa Köroğlu, yaşam hakkını savunacaklarını belirterek şunları ifade etti:

“Baromuz tarafından takip edilen dosyalarda da görüldüğü üzere, ne yazık ki yasanın 10 aylık bilançosu yüzlerce hayvanın eziyetle katledilmesi, binlercesinin ise ölüm kampı barınaklarda hapsedilmesi olmuştur. Anayasa Mahkemesi’nin en temel hak olan yaşamdan yana bir karar vereceğine inanıyoruz. Daha önce verdiği kararlarla hayvanlara bakış açısını net bir şekilde ortaya koymuştur; hayvanlara ‘iyi’ davranmak, herkesin kabul ettiği ahlak kurallarındandır.”

Pek çok hayvan türünün insanoğlu gibi hissetme yetisine sahip olduğu bilinmektedir. Hayvanların birçok çıkarı olabilirken, hissetme yetisine sahip oldukları sürece acı ve ıstıraptan kaçınmanın esas olduğunu kabul etmek önemlidir. Bu düşünce, 19. yüzyıla dayanan ve normatif hayvan hakları hukukunun temelini oluşturan “insanca muamele ilkesi”nde ifade bulur.

Bu ilke, insan çıkarlarının hayvanların çıkarlarına tercih edilebileceğini, ancak bunun yalnızca zorunlu durumlarda yapılması gerektiğini savunur. Hayvanlara gereksiz yere acı çektirilmemesi şarttır. Hayvanların ahlaki statüsüne dair tartışmalar her geçen gün artarken, çağdaş demokrasilerde kabul gören insanca muamele ilkesi yalnızca bir ahlaki kural değil, aynı zamanda hukuki bir düzenlemedir. Nitekim hayvanları koruma yasaları hayvanların “gereksiz” yere acı çekmelerini yasaklamaktadır.

Ancak, 2 Ağustos tarihinde yürürlüğe giren katliam yasası, devletin hayvanları yaşatma konusundaki olumlu yükümlülüğünü ortadan kaldırmakta; Anayasa Mahkemesi’nin de kabul ettiği gibi, hayvanların acı çekme ve sui generis hak özneleri olduğunu göz ardı ederek, hayvanların öldürülmesini meşru hale getirmeye çalışmaktadır.

2 Ağustos’tan beri meydana gelen yüzlerce hayvan istismarı ve katli, bu yasadan kaynaklanmaktadır. Bu yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi, yalnızca hayvanların haklarını korumak için değil, insan onurunun zorunlu bir gerekliliği olarak görülmelidir.”

“Sahiplendirmeye Yönelik Teşvik Yok!”

Sahiplendirmeye yönelik herhangi bir teşvik yapılmadığını belirten Baro Başkanı Köroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Üretim, satış ve ithalatın yasaklanmadığı, sahiplendirmeye yönelik hiçbir teşvikin bulunmadığı, hayvanların kısırlaştırılmasının neredeyse durma noktasına geldiği bu cümleler, 5199 sayılı Kanun değişikliği ile sokakta yaşayan hayvanları bir eziyet ve ölüm döngüsüne sokmuştur.”

“Kamu Yararı Barındırmadığı Kanıtlanmıştır”

Kanun değişikliği sonrasında sokakta ve barınaklarda hayvanlara yönelik şiddet vakalarında ciddi oranlarda artış gözlemlenmiştir. Bu yasayla birlikte, 13 Aralık 2024’te yayımlanan Uygulama Yönetmeliği, katliamın şiddetini artırarak insan-hayvan arasındaki iletişimin engellenmesine, barınaklardan hayvan sahiplenmenin önüne ciddi engeller getirmiştir. Ayrıca hayvanların kayıtsız ve şartsız öldürülmesine yol açacak bir durum oluşturulmuştur. Öyle ki, ateşli silahlarla öldürme yetkisi verilmesiyle sokaklarda şiddet görüntüleri artmış, sosyal huzur ve barış tehdit altına girmiştir.

Yasanın yürürlüğe girmesiyle yaşanan durum sadece hayvanların katledilmesiyle sınırlı düşünülmemelidir. Şiddetin toplumun her yönüne yayıldığı bir sistemde hayvanlar yalnızca birer bahane olmaktadır. Hayvanlar üzerinden toplumun da içine sokulduğu bu şiddet sarmalının sona ermesi için yasanın iptal edilmesi zaruridir.”

“Bu nedenle, Ankara Barosu olarak, Sayın Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na tüm somut verilerle ilettiğimiz amicus curiae başvurumuzu yineliyor ve toplum vicdanında yara açan, bilimsel ve etik değerlerden yoksun bu yasanın ivedilikle iptalini talep ediyoruz,” diyen Mustafa Köroğlu, şu şekilde devam etti:

“Son olarak belirtmek isteriz ki; Dünyada her gün bizler gibi acı çekme yetisine sahip milyonlarca hayvan, insanlar tarafından akıl almaz işkencelere tabi tutulmakta ve katledilmektedir. Bu utanç sona erinceye dek, yaşam hakkını savunacak ve mücadeleye devam edeceğiz.”

reklam

YORUM YAP