reklam
reklam
DOLAR39,1911% 0.09
EURO45,0120% 0.9
STERLIN53,3385% 0.66
FRANG47,9460% 0.88
ALTIN4.250,43% 0,68
BITCOIN105.388,89-0.571
reklam

AKP’yi Üzecek Genç Seçmen Analizi: İktidara Karşı Mesafeli ve Eleştirel

Yayınlanma Tarihi : Google News
AKP’yi Üzecek Genç Seçmen Analizi: İktidara Karşı Mesafeli ve Eleştirel
reklam

Toplum Çalışmaları Enstitüsü Araştırma ve Veri Analizi Program Direktörü Yağmur Uzunırmak, AKP’nin genç seçmen arasında yaşadığı oy kaybının ardındaki yapısal dinamikleri inceledi.

Sosyal Devlet İlkesi ve Siyasi Tercihler: Gençlerin AK Parti’den Uzaklaşmasının Yapısal Dinamikleri” başlığı altında gerçekleştirdiği analizde, kamu hizmetlerine erişimde eşitlik ilkesinin sosyal devlet anlayışının temel göstergelerinden biri olduğunu, ancak Türkiye’nin bu alanda uluslararası kıyaslamalarda zayıf bir performans sergilediğini belirtti.

2000 yılından bu yana sosyal devlet göstergelerinde belirgin bir gerileme yaşandığı, özellikle sosyoekonomik yaşama entegrasyon mücadelesi veren genç kuşakların dezavantajlı koşullardan çıkmalarını zorlaştırdığı vurgulandı. “Söz konusu yapısal sorunlar, yaşamları boyunca yalnızca AK Parti iktidarını deneyimleyen genç neslin, siyasal tutum ve davranışlarında partiye karşı mesafeli ve eleştirel bir bakış açısı benimsemesine zemin hazırlıyor” ifadesi dikkat çekti.

“Yalnızca Ekonomik Göstergelerle Açıklanamaz”

Genç seçmenlerin AKP’ye karşı sergiledikleri mesafeli tutumların arkasında, sosyal devlet ilkelerinin zayıflamasıyla birlikte gelişen yapısal faktörlerin etkili olduğunu belirten Uzunırmak, “Genç seçmenlerin siyasal tercihleri yalnızca ekonomik temelinde şekillenmemektedir. Bu tercihler, sosyal adalet, liyakat, eşitlik ve kapsayıcılık gibi değerlere duyulan bağlılıkla da şekillenmektedir. Mevcut siyasi yönetimin, gençlerin sosyoekonomik statülerinde yukarı yönlü hareketlilik sağlama potansiyeli için yalnızca ekonomik büyümeye yönelik politikalarla yetinmesi değil, aynı zamanda sürdürülebilir ve gerçekçi toplumsal eşitlik politikalarını uygulaması gerekmektedir” şeklinde belirtti.

“Liyakat ve Fırsat Eşitsizliği Kökleşiyor”

Türkiye’nin sosyal mobilite düzeyinin 82 ülke arasında 64. sırada olduğu vurgulanarak, fırsat eşitliği ilkesinin yeterince işlemediği, alt sosyoekonomik gruplardan üst katmanlara geçişin oldukça sınırlı olduğu ifade edildi. Bu durumun, OECD ülkeleriyle kıyaslandığında yoksulluğun kuşaklar boyunca kalıcı hale geldiği ve zenginliğin korunduğunu ortaya koyduğu belirtildi. Ayrıca, en üst yüzde 1’lik kesimin gelirden aldığı payın 2007’de yüzde 16,7’den 2023’te yüzde 24’e, en alt yüzde 50’lik kesimin payının ise yüzde 16,7’den yüzde 14,1’e gerilediği ifade ediliyor. Alt sınıfların durumunun sadece statükoyu korumakla kalmadığı, aynı zamanda giderek daha yoksul hale geldiği kaydediliyor.

Kamu Hizmetleri ve İstihdamda “Adaletsizlik” Vurgusu

Kamu hizmetlerine erişimde siyasal gruplar arasında ciddi adaletsizliklerin yeniden belirginleştiği belirtilirken, 2000 yılından itibaren düşüş eğiliminde olan bu endeksin, 2023 itibarıyla Türkiye’yi 175 ülke arasında 146. sıraya yerleştirdiği ifade edildi. Devlet kadrolarına yönelik istihdamda siyasal ayrımcılığın çok yüksek olduğu, Türkiye’nin bu endekste Çad ve Yemen arasında 145. sırada bulunduğu vurgulandı. Bu düşük performans, kamu kadrolarının liyakat yerine siyasal aidiyet temelinde şekillendiği algısına işaret ettiği ve genç seçmenlerin eleştirel tutumunu anlamada önemli bir gösterge niteliği taşıdığı kaydedildi.

“Toplumsal Eşitlik Politikalarını Hayata Geçirmek Şart”

Yapısal eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasında sosyal devlet ilkelerinin belirleyici olduğuna dikkat çeken Uzunırmak,

“Fırsat eşitliği, kamu hizmetlerinin adil dağılımı ve liyakate dayalı kamu istihdamı gibi konularda Türkiye’nin düşük performans ortaya koyduğu anlaşılmaktadır. Araştırmalar, genç kuşakların bu eşitsizlikleri yalnızca soyut verilerle değil, kişisel deneyimleriyle de hissettiklerini göstermektedir. Bu durum, genç bireyleri mevcut siyasi düzene karşı daha mesafeli ve eleştirel bir tutum benimsemeye yöneltmektedir. Bu nedenle, mevcut siyasi yönetimin gençlerin sosyoekonomik durumunda yukarı yönlü hareketlilik sağlayabilmesi, ekonomik büyümeye yönelik politikalarla sınırlı kalmamalı, sürdürülebilir ve gerçekçi toplumsal eşitlik politikalarını hayata geçirmesi kaçınılmazdır” şeklinde belirtti.

reklam

YORUM YAP