Kurban Bayramı’nın üçüncü günü, Ankara’daki Mühye Köyü’nde fiyatların yarı yarıya gerilediği gözlemlenirken, satışlar beklenen seviyede ilerlemiyor.
Besiciler, artan maliyetlere rağmen fiyatları arefe gününe göre önemli ölçüde düşürdüklerini belirtirken, vatandaşların alım gücünün yetersiz kaldığını vurguladı.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurban bağış fiyatlarına ilişkin eleştirilerini dile getiren besiciler, devletten destek talep ediyor.
Besici Bülent Akyıldız, fiyatlandırmanın vatandaşların alım gücüne göre belirlenmesinin üretim maliyetlerini karşılamadığını ifade ederek, şu sözleri aktardı:
– “Durum oldukça kötü. Tüm çadırlarda hayvanlar elde kaldı. Satışlar durgun, alım gücü yok. Emekliler geliyor ve ’10 bin liraya kurban var mı?’ diye soruyor. Ekonomik durumlar, insanların alım gücünü düşürdü. Geçen sene burada 38 çadır vardı, şimdi 65 çadır var. Bazı vatandaşların durumu oldukça kötü.”
– “Hayvancılık sektörü bitme noktasında. Yem fiyatları, geçen sene 190 bin lirayken bu sene 850 bin lira. Çadır maliyetleri ise 12 bin liradan 30 bin liraya yükseldi. Nakliye maliyeti ise 15 bin liradan 35 bin liraya çıkmış durumda.”
– “Tarım Bakanlığı’nın uyguladığı hatalı politikalar var. Ankara dışından gelen hayvancıların %80’i ceza aldı, 210 bin lira. Daha önce sevkiyat izinlerini alıp direkt buraya getiriyordun, şimdi noktalar oluşturulmuş, ve işlem zorlaşıyor.”
‘VATANDAŞIN SIRTINDAN CEZAYLA GEÇİNMEYE ÇALIŞIYORLAR’
– “Devlet, tamamen vatandaşın sırtından geçinmeye çalışıyor. Üreticiyi de bitirme noktasına getirdi. 2-3 seneye kadar küçükbaş hayvancılık da bitecek. Bugün bu hayvanlar 34-35 bin lira iken, fiyat 18-20 bin liraya düştü. 185 hayvanla gelmiştik, elimizde şimdi 40-50 hayvan kaldı. Fiyatlar dip yaptı.”
– “Et ve Süt Kurumu’ndan bir fayda yok. Malı vereceksin, 3 ay sonra çek verecek, nakit ödeme olmayacak. Herkes zarara uğramış durumda. Ülkemizde alım gücü ciddi anlamda azalmış, bu yılı daha da açık bir şekilde gördük.”
‘ALICI DA HAKLI’
Bir diğer besici Mehmet Taşçı, bayramın üçüncü gününde hayvan fiyatları ve besicilerin sıkıntılarına ilişkin, “Alıcı da bu durumda haklı, emekli maaşları bellidir. Bizim sattığımız mal, bizi kurtaracak düzeyde 22-25 bin lira, insanların verebileceği fiyat ise en fazla 10-12 bin lira. Borcu olanlar, borcunun yarısını kapatmak için yarı fiyatına satıyor. Benim gibi köyde hayvancılık yapanlar, hayvanlarını geri yükleyip götürecek.” dedi.
‘EN AZINDAN SEVAP ALIRIM’
Emekli maaşlarının düşük olması sebebiyle emeklilere kurban satışı yapamadıklarını söyleyen besici Selçuk, pazara 100 hayvanla geldiklerini ancak sadece yarısını satabildiklerini aktardı.
Et ve Süt Kurumu’nun kurbanlık alım uygulamasını eleştiren Selçuk, “Fiyatları yarıya kadar düşürdük ama yine de alıcı yok. Vekilin ucuza et yediği yerde, vatandaş ot yiyor. Hiçbir şekilde düzelme olmaz. Bana öldüğüm parayı teklif ettikten sonra Et ve Süt Kurumu’na verene kadar burada garibana veririm, sevap alırım.” şeklinde konuştu.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıkladığı kurbanlık bağış fiyatlarına da tepki gösteren Selçuk, şunları belirtti:
– “Kurumlar, 5 bin liraya koyun bağış fiyatı açıkladı. 5 bin lira bağış yapan biri benden 17-18 bin lira vermek istemez. Bu bağış olaylarına bir çare bulmaları gerekiyor. Kurbanı gördün mü, kurban vasfı var mı diye sorgulamıyorlar. Kurban parasını yolluyorsun ama karşı tarafın kesip kesmediğini bilmiyorsun.”
– “Pazardaki en büyük kaybımız, sosyal medya ve devletin destek çıkmaması. Ne çiftçiye ne emekliye destek var. Emekli güzel bir ikramiye alsa, satışlarımız artardı. 15 gündür buradayız, toplasanız 50 hayvanın içinde 6-7 emekliye satışı gerçekleşti.”
– “Erken gelen emekliler, düşük fiyatlar aradığı için sorun yaşıyoruz. 15 bin lira istediğim koyuna emekli amca 8 bin lira teklif ediyor. İşin içinden nasıl çıkacağım? Buraya getirmemin maliyetini bile karşılamıyor 8 bin lira. Vermezsem emekli amca boynunu büküp gidiyor. Pazar gerçekten içinden çıkılmaz bir hale geldi.”
