reklam
reklam
DOLAR38,7871% -0.05
EURO43,4373% -0.15
STERLIN51,5367% -0.34
FRANG46,0709% -0.35
ALTIN3.957,90% -2,36
BITCOIN103.400,00-0.901
reklam

AB-Türkiye Göç Diyaloğunda ‘İmamoğlu’ Vurgusu

Yayınlanma Tarihi : Google News
AB-Türkiye Göç Diyaloğunda ‘İmamoğlu’ Vurgusu
reklam

Konrad-Adenauer-Stiftung’un (KAS) Ankara’da düzenlediği “Göç Politikasında Dönüşüm: Türkiye, Almanya ve Avrupa Birliği Arasında İş Birliği Yolları” başlıklı yüksek düzeyli sempozyumda, panelin açılış konuşmalarını Türkiye Direktörü Ellinor Zeino ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Burhanettin Duran yaptı. Zeino, göçü çağın en önemli ve belirleyici sorunlarından biri olarak tanımlayarak, Almanya ile Türkiye arasında göç konusunda iş birliğinin hayati önemine dikkat çekti.

Bakan Yardımcısı Duran, Türkiye’nin göç yönetimi yaklaşımına dair bir çerçeve sundu. Dünyada göçün artan önemi üzerine konuşan Duran, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde, çok boyutlu ve dengeli bir göç politikası izlediğini vurguladı. Ayrıca Türkiye’nin düzensiz göçle mücadele ederken insani sorumluluklarını da göz ardı etmediğini belirtti. “Türkiye, Suriye’de kalıcı barışa giden yolda gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüş süreçlerini başlatmak için uygun bir zamandadır” diyen Duran, bu sürecin hem Türkiye’nin hem de bölgenin güvenliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu ifade etti. Duran, ayrıca Türkiye’nin insan kaçakçılığı ve düzensiz göçle mücadelede şeffaf ve kararlı bir duruş sergilediğini, ortaklarından da aynı samimiyeti beklediğini dile getirdi.

OSSOWSKİ: İMAMOĞLU’NUN TUTUKLANMASI AB’DE ENDİŞE YARATTI

Sempozyumun ilk panelinin moderatörlüğünü Anka Review Direktörü Gülru Gezer üstlendi. Paneldeki konuşmacılardan AB Türkiye Delegasyonu Büyükelçisi Thomas Ossowski, Türkiye ile AB ilişkilerinde son bir yılda “yeniden angajman” sürecine girildiğini ve göç, ekonomi, ticaret ile güvenlik gibi konularda üst düzey temasların yeniden başladığını belirtti. Ayrıca, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından AB kurumlarında ciddi endişelerin doğduğunu ifade etti. Ossowski, “Türkiye, aday ülke olarak Kopenhag kriterlerini gönüllü olarak benimsemiştir. Ancak yaşanan son gelişmeler, özellikle ifade özgürlüğü, hukukun üstünlüğü ve medya bağımsızlığı gibi konularda bir geriye gidişe işaret ediyor” dedi ve eleştirel diyaloğun dostça ilişkilerin bir parçası olduğunu vurguladı.

YAZGAN: GÖÇ POLİTİKASI STRATEJİK VE GÜVEN TEMELLİ OLMALI

Dışişleri Bakanlığı Göç ve Vize Genel Müdürü Büyükelçi Ceren Yazgan, Türkiye’nin göç yönetiminde geçici çıkarlar değil, uzun vadeli güvenlik ve toplumsal istikrar hedefleriyle hareket ettiğini belirtti. Batı sınırından geçişlere izin verilmesinin sosyal medya aracılığıyla yaygınlaştığını ve bu durumun daha büyük göç dalgalarını teşvik ettiğini ifade etti ve bunu önlemenin stratejik bir zorunluluk olduğunu vurguladı.

Yazgan, AB-Türkiye ilişkilerinin “transaksiyonel” değil, ortak güvenlik anlayışı üzerine kurulu stratejik iş birlikleriyle yürütülmesi gerektiğini söyledi.

KNAUS: 2016 ANLAŞMASI BİNLERCE HAYATI KURTARDI

Avrupa Güvenliği Girişimi (ESI) Başkanı Gerald Knaus, 2016 AB-Türkiye mutabakatının Ege üzerinden göçmen geçişlerini yüzde 97 oranında azalttığını ve binlerce hayat kurtardığını ifade etti. Bu tür anlaşmalarla insani çözümler sağlanabileceğine dikkat çeken Knaus, Türkiye ve AB’nin bu modeli güncelleyerek yeniden hayata geçirmesi gerektiğini belirtti.

Sempozyumun ikinci panelinde göç yönetiminin uygulama boyutu, saha deneyimleri ve yerel düzeydeki iyi örnekler üzerinde duruldu. Almanya Federal Göç ve Mülteciler Dairesi (BAMF), Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ve Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (ASAM) temsilcileri, göç konusundaki deneyimlerini ve kurumsal iş birliği modellerini paylaştı.

reklam

YORUM YAP