reklam
reklam
DOLAR40,4343% 0.24
EURO47,1614% 0.49
STERLIN54,2613% 0.02
FRANG50,4609% 0.59
ALTIN4.350,44% 0,55
BITCOIN118.164,370.162
reklam

Murat Çalık’ın annesi hastane bahçesinde nöbette: “Feryadımı duyun”

Yayınlanma Tarihi : Google News
Murat Çalık’ın annesi hastane bahçesinde nöbette: “Feryadımı duyun”
reklam

Mehmet Murat Çalık, 1999 yılında akut lösemi tedavisi geçirmişti. Sonrasında, kanser tedavisi iki kez tekrar eden Çalık’ın sağlık durumu, tutukluluk sürecinde yeniden gündeme geldi.

Cezaevinde kötüleşen sağlık durumu, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık için kamuoyunda endişe yarattı. Daha önce iki kez kanser tedavisi gören ve tutukluluk döneminde lenfoma şüphesiyle ameliyat edilen Çalık, sonrasında cezaevinde fenalaşarak anjiyo geçirmişti. Ailesi, doktor raporlarına rağmen tahliye edilmeyen Çalık için yardım talebinde bulundu.

Murat Çalık'ın ailesi, yaşadığı sağlık sorunları karşısında seslerini yetkililere duyurmak için kamuoyuna çağrıda bulunuyor. Tutuklu bulunduğu süre zarfında rahatsızlanan ve hastaneye kaldırılan Çalık’ın, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan tetkiklerinde lenfomanın nüksetme riski belirlendi. Yapılan kemik iliği biyopsisinde kritik eşik olan “4-5” düzeyinde değerler saptandı. Ancak hastane raporuna rağmen Adli Tıp Kurumu (ATK), tüm tetkiklerin tekrar yapılmasını isteyerek Çalık’ın İzmir Şehir Hastanesi’ne sevk edilmesine karar verdi.

“O RAPOR NASIL DEĞİŞTİ?”

Çalık’ın ablası Sema Koçhan, hastanede detaylı tetkikler yapıldığını ve riskin ciddi boyutlarda olduğunu belirterek, ATK raporunda değerlerin “3-4” olarak belirtilmesine tepki gösterdi.

Koçhan, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Biz Murat Başkan ile 15 gün boyunca Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeydik. Her gün bir tahlil ve tetkik yapıldı. Kemik iliği biyopsisinin sonucu raporda 4-5 olarak belirtildi, sınırın 6 olduğu ifade edildi. 4-5’te nüksetme riskinin yüksek olduğu söylendi. Ayrıca boynundan bir kitle alındı; bu da, doktorların değerlendirmelerine göre 'başlangıç' aşamasıydı. Yani ilerlemiş bir durum farklı bir probleme dönüşebilirdi. O yüzden bu durumu atlatmak zorundayız. Ancak Adli Tıp’a gönderilen raporda değerlerin 3-4 olduğu yazılmış. Bu durum karşısında biz şok olduk. Elimizde hastanenin rapor bilgileri var ve bu neden değiştirildi? Kardeşime orada herhangi bir muayene yapılmadı. Sadece görsel olarak bakıldı. Neye dayanarak 3-4 olarak kaydedildi? Aklımız almıyor. Biz de bunu sorguluyoruz. Neden bu değerler değişti?

İstediğimiz şey, tekrar kemik iliği biyopsisinin alınmaması. Çünkü bu işlem oldukça ağrılı. Kardeşim hastaneye girdiğimizde bu acıyı çektiğini söyledi. Artık sesimizin duyulmasını istiyoruz. Ben hâlâ ve ısrarla soruyorum: Bu ATK raporu neden 3-4 olarak kaydedildi?

Başından beri bu durumu 'hasta' olarak değil, 'hastalığı nükseder' şeklinde ele aldık. Ve o aşamada kaldık. Hâlâ neyi araştırıyorlar bilmiyoruz. Sadece vicdanlarına sığınıyoruz. Vicdan diyoruz, merhamet diyoruz. Asla kötü bir şey istemiyoruz. Diyoruz ki, 'Allah’ım, sen dualarımızı kabul et.' Başka sığınacak bir şeyimiz kalmadı.”

AVUKATLARA SINIRLAMA GETİRİLDİ

Aile üyeleri ayrıca, hastane odasına sadece iki avukatın girişine izin verilmesine de tepki gösterdi. Yeşim Koçhan, şu duyguları ifade etti:

“Şu an gerçekten çok çaresiz bir durumdayız; oradan oraya sürüklenmenin sıkıntısını yaşıyoruz… Allah’ın adaletine güveniyoruz, tıp doktorlarına da güveniyoruz. Adalet Bakanı’na merhamet diyoruz, doğru kararlar vermeye davet ediyorum. Çünkü kardeşimin İzmir Araştırma Hastanesi’nde çıkışı 4-5 sınırında olan kemik iliğinden alınan tetkik değeri, Adli Tıp raporunda 3-4 olarak değiştirilmiş.

Aklımız almıyor. Nasıl böyle bir şey olur? Bu hangi vicdana sığar? Herkesi merhamete davet ediyorum. Bu yaşadıklarımızı Yüce Rabb'im kimseye yaşatmasın. Biz merhametli, vicdanlı ve ahlaklı insanlarız. Kardeşimin bir an önce doğru bir karar ile evine dönmesini istiyoruz. Kardeşim çok zayıfladı; vücut bütünlüğü bozulmuş, perişan halde. 18 yerine 25 kilo kaybetti. Sağlığıyla birlikte en kısa zamanda evine dönmesini diliyorum. Avukatlar da dediler ki, iki avukat sınırlaması getirilmiş.

İkiden fazla avukat yanına giremiyor. Bu kısıtlama neden? Kardeşimin ne suçu var, neyin kısıtlaması? Biz kardeşimizi görürsek ne yapabiliriz? Allah’ın adaletine sığınıyorum.”

“FERYADIMI DUYUN”

Murat Çalık’ın annesi Gülümser Çalık, hastane önünde nöbet tutmaya devam edeceklerini belirtti. Gülümser Çalık, yaşadıklarıyla ilgili şunları anlattı:

“Durum hakkında şaşkınım. Birdenbire görüş günümüzde oğlumu alıp götürdüler. Üzgünüm ve şaşkınım. Neden böyle oldu? Daha önce yattığı hastanede yapılan işlemleri burada tekrarlamanın bir anlamı yok. Oğluma sadece acı veriyorlar. İstemiyorum. Oğlum günden güne zayıflıyor. Bu bir anne olarak beni derinden etkiliyor. Ne yapacağımı bilemiyorum.”

“Adalet Bakanı’na yalvarıyorum; merhamet diyorum, insaf diyorum. Oğlumu bir an evvel inceleyip cezasını kesip eve göndersinler. Oğlunun çocukları var, günah. Ben bir anne olarak çok üzgünüm. Gerçekten çok üzgünüm, feryat ediyorum, başka bir şey istemiyorum. Görüşüm engellendi. Onu göremeyeceğim. Bir ümit, buradaydım; onu görüyordum.”

“Artık görüş de yok, nasıl göreceğim belli değil. Bugün 11’inci kata çıktım ancak görüşme şansım olmadı. Bu durum beni oldukça üzüyor ve hastane bahçesine indim. Feryadımı duysunlar.”

“Nöbet tutmaya devam edeceğim ve hastane bahçesinden hiç gitmeyi düşünmüyorum. Burada kalmayı planlıyorum, çıkana kadar… Onların da anneleri, evleri, aileleri var. Bak, gelinim rahatsızlandı, gelemedi. 12 yaşında torunum var. O da babasını istiyor yanında. Onların da çocukları var. İnsaf diyorum, vicdan diyorum; feryadımı duyun.”

reklam

YORUM YAP