

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güvenlik ekibinin mayıs ayına ait harcama detayları ortaya kondu.
İçişleri Bakanlığı’na bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) verilerine göre, Erdoğan’ın koruma biriminin bağlı olduğu Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı, mayıs ayında toplam 1 milyar 245 milyon 321 bin 733 TL harcama gerçekleştirdi. Koruma ekibinin yılın ilk beş ayındaki toplam masrafı ise 3 milyar 952 milyon 421 bin 135 TL olarak kaydedildi.
Ayrıca, Cumhurbaşkanlığı'na ait harcamaların da dikkat çekici olduğu gözlemlendi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Muhasebat Genel Müdürlüğü’nün verilerine dayanarak, Cumhurbaşkanlığı'nın haziran ayı harcaması 609 milyon 392 bin TL olarak belirlendi.
Bununla birlikte, Cumhurbaşkanlığı yılın ilk altı ayında toplamda 6 milyar 607 milyon 825 bin TL harcama yaptı.
CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, iktidarın tasarruf genelgesine dikkat çekerek, “Cumhurbaşkanı'nın yalnızca mayıs ayındaki koruma giderinin 1 milyar 245 milyon TL olması, saray rejiminin halkla arasının ne kadar açıldığını bir kez daha gözler önüne sermektedir. Günde 40 milyon 171 bin 668 TL, saat başı 1 milyon 673 bin 820 TL harcanan bir koruma ordusu, artık güvenlik ihtiyacından çok; iktidarın halktan duyduğu korkunun sembolüdür,” şeklinde konuştu.
Dört Yılda Yüzde 770’lik Artış
“Bu yalnızca durumun görünen yüzü” diyen Genç, geçmiş yıllarla yapılan kıyaslamalarla durumu değerlendirdi:
– Koruma giderleri 2020 yılında 263 milyon TL iken, 2024 yılında 2 milyar 291 milyon TL’ye çıkması yüzde 770 oranında bir artışı göstermektedir. Aynı dönemde emekli maaşlarına, asgari ücrete veya tarımsal destek ödemelerine böyle bir artış yapılmış mıdır? Hayır. İktidar, kaynakların dağılımını adaletli bir şekilde değil, şatafatla gerçekleştirmektedir. Bir kişinin güvenliği için harcanan milyarlarca liranın bedelini 85 milyon vatandaş ödemektedir.
– Emeklilere 16 bin 881 TL uygun görülürken, saray korumalarına milyarlarca ayrılmasına göz yumulamaz. Tasarruf, halktan değil; israftan, şatafattan ve keyfilikten başlamalıdır. Bu düzenin değişmesi, halkın alın terinin tekrar halkın sofrasına dönmesi bizim görevimizdir.”