Büyük Birlik Partisi (BBP), bugün yapılan Başkanlık Divanı Toplantısı’nın ardından bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Partinin açıklamasında, Türkiye Cumhuriyeti’nin, terörle mücadelesinde 40 yılı geride bıraktığı, PKK terör örgütünü yendiği ve silah bırakma aşamasına getirdiği vurgulandı. Yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:
– “Büyük Birlik Partisi, kurulduğu günden bu yana şiddeti bir yöntem olarak kabul etmeyen, terörle organik ilişkisi olmayan her tür yapılandırmayı demokratik hak olarak görmüş ve bu konuda kararlı bir siyaset izlemiştir. Bu bağlamda, PKK’nın ‘silah bıraktığını’ ve ‘kendini tasfiye ettiğini’ açıkladığı durumu dikkatle takip ediyoruz. PKK ve ilişkili grupların, bir yandan silah bıraktıklarını söylerken diğer taraftan Türkiye’yi parçalama projelerini farklı yöntemlerle sürdürmeye devam edeceklerine dair açıklamaları, endişe ve tereddütlerimizi artırmaktadır.
– Ayrıca, PYD’nin dün yaptığı ‘Şam Hükümeti’nin kararlarına uymama’ ve ‘PYD yapılanmasına devam etme’ açıklaması, haklılığımızı bir kez daha kanıtlamıştır. Türkiye’nin atması gereken adımlar nettir: KCK, PYD, PJAK ve Avrupa’daki tüm terör unsurları mutlaka ortadan kaldırılmalıdır. Örgütün uyuşturucu ve organ ticareti, silah kaçakçılığı, gasp ve haraç gibi illegal faaliyetleri sonlandırılmalı, Türkiye’yi hedef alan istihbarat örgütleriyle iş birliği sona erdirilmelidir.”
“Teröristlere Yönelik Af Kabul Edilemez”
DEM Partisi’nin Türk siyasetindeki varlığının meşruiyetinin, ancak terör örgütünün Türkiye, Irak, Suriye, İran ve Avrupa'dan tamamen tasfiye edilmesi ile sağlanabileceği ifade edildi. Açıklamada şu hususlara dikkat çekildi:
– “Bahsedilen bölgelerde yürütülecek tasfiye süreci, Türkiye Cumhuriyeti’nin kontrolünde olmalıdır. Bugüne kadar devlet kurumlarımız süreci eksiksiz ve doğru bir biçimde yönetmiştir. Terör örgütüne taviz verilebilecek hiçbir adım atılmamış, süreç yalnızca tasfiye çerçevesinde kalmıştır. Bu titizliğe bugünden sonra da devam edilmelidir. Devletimize güveniyoruz ve sürecin aynı kararlılıkla devam edeceğini umuyoruz. Ancak, terör örgütüne ve onun arkasındaki küresel güçlere güvenimiz bulunmamaktadır. Aldatma, komplo, şiddet ve dehşet içeren planlar yapma ihtimalleri sebebiyle dikkatli olmalıyız.
– Öcalan’ın serbest bırakılması asla kabul edilemez; on binlerce vatandaşımızın katiline asla müsamaha gösterilemez. Genel af ve benzeri teröristlere yönelik herhangi bir af, ne ad ve biçim altında olursa olsun tarafımızdan kabul edilmeyecektir. DEM Partisi’nin tüm il ve ilçe binalarına, yan kuruluşlarına, STK, dernek ve vakıf binalarına Türk Bayrağı asma çağrısı, bir samimiyet testi olarak yapılmalıdır. Parti etkinliklerinde Türk Bayrağı asılıp İstiklal Marşımızın okunması zorunludur. Biz Türk Milliyetçileriyiz ve Türkiye’de kardeşlik ortamını sağlamak en önemli önceliğimizdir. Türk oluşumuzla gururluyuz ve Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V)'nın ümmeti olmaktan da onur da duyuyoruz.
– Terörsüz Türkiye süreci çerçevesinde, TBMM’de kurulması önerilen ihtisas komisyonuna dair DEM ve bazı muhalefet partilerinin yasa teklifi, etnik temelli ayrışmaya yol açma riskini taşımaktadır. Bu örnekler, Türkiye’nin üniter yapısını zedelemeyi hedefleyen tehlikeli ve ideolojik amaçlar gütmektedir.
– Kalıcı ve yasalarla oluşturulacak bir ihtisas komisyonu önerisi bu nedenle son derece sakıncalıdır. TBMM’de ‘demokratikleşme’ adı altında milli egemenliğimizi ve anayasal düzenimizi zayıflatmayı hedefleyen bu siyasi mühendislik projesi, geri dönüşü zor süreçlerin önünü açma tehlikesini taşımaktadır. Geçmişte çözüm süreci bağlamında yaşanan istismarların bir kez daha yaşanmaması gerekmektedir.”
“İsrail Tüm Bölge ve İnsanlık İçin Güvenlik Tehdidi”
Açıklamada, İsrail'in Suriye’ye yönelik saldırıları hakkında şu ifadeler yer aldı:
– “İsrail’in Suriye’ye yaptığı terörist saldırıları şiddetle kınıyoruz. Bir 'terör devleti' ve 'haydut devlet' olarak İsrail, tüm bölge, dünya ve insanlık için önemli bir güvenlik tehdididir. Gazze’de 50 binden fazla masum sivili katleden soykırımcı İsrail, katliamlarına Suriye'de de devam etmektedir. Suriye'nin iç savaşla büyük zarar gördüğü dönemde, Suriye devletinin kurumlarını ve ordusunu hedef almanın meşru bir gerekçesi olamaz.
– Bu alçak saldırıların amacı, Suriye merkezi hükümetini zayıflatmak ve terörist İsrail’in kukla yapılanması PYD-SDG’nin devamını sağlamaktır. ABD, daha dün İsrail’i Suriye'ye saldırmaması konusunda uyarmışken, bugün İsrail’in saldırılarına yenilerini eklemesi ABD’nin ‘Tavşana kaç, tazıya tut’ politikalarının bölgemizdeki çirkin bir yansımasıdır.”
