Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta meydana gelen yangında 78 kişi hayatını kaybetti, 133 kişi ise yaralandı. Bu korkunç olayın ardından Bolu Sosyal Bilimler Lisesi spor salonu, 700 kişilik mahkeme salonuna dönüştürüldü ve Türkiye'nin merakla beklediği davanın ilk duruşması 7 Temmuz'da başladı. İlk beş günde sanıkların savunmaları alındı, altıncı günde bazı şikayetçiler dinlendi.
'Silinen Kamera Kayıtları Var'
Duruşmanın yedinci gününde müştekilerin ifadeleri dinlenmeye devam etti. Yangında 15 yaşındaki oğlu Eren Bağcı’yı kaybeden anne Ezgi Çilingir Bağcı, tek evlatlarını kaybetmenin büyük acısını yaşadıklarını ifade ederek şunları söyledi:
“Bu kadar kötü para kazanmayı, insani ve ahlaki değerleri hiçe sayan insanlar arasında iyi kalmayı başardığımız için gurur duyuyorum. Buradaki sanıklarla aramızdaki fark ahlaksızlık, vicdansızlık ve sevgisizliktir. Bu otel, 78 canımızı kaybettiğimiz bir tabut oldu. Bizim de yangın alarm sistemleri şirketimiz var. Raporlar gösteriyor ki 30-40 yıl boyunca yangın sirenleri bir kez bile çalmamış, çünkü kablosu yok. Bu durum ilk bilirkişi raporunda da yer almaktadır. Silinen kamera kayıtları olduğu bilgisi var; delil karartma amacıyla kimlerin sildiğinin tespit edilmesini talep ediyorum.”
'Siz Sadece Katil Değil, Vatan Hainisiniz'
Bağcı'nın babası Eray Bağcı da sanıkların ülkenin geleceğini çaldığını belirterek, “Eren, bu oturan insanların dahil olmadığı her şeye sahip olan bir çocuktu. Bizim her şeyimizi çaldınız, bu mahlukatlar bu memleketin geleceğini de çaldılar. Siz sadece katil değilsiniz, vatan hainisiniz. Sanıkların ifadeleri planlı bir şekilde hazırlanmıştır. Otel müşterilerini uyandırsalardı kendi canlarını kurtarma fırsatları olmayacaktı. Emir Aras, ifadesinin aksine yangının tam ortasında çocuğunu kurtarabiliyor. Burada vereceğiniz kararın tarihi bir karar olacağı aşikar. Sanıkların vicdanı sustu, sizin adaletiniz konuşsun, başkanım” diyerek tepkisini gösterdi.
'Bu Ailenin Belgeseli Yapılacak'
Yangında oğlu Ömür Kotan'ı kaybeden Vahap Ozan Kotan da mahkemede yaşadığı acıları dile getirerek şunları söyledi:
“Siz onu yanarak, gaz içinde boğularak ölmesine sebep oldunuz. Bugün Ömür’ümüzü bizden alalı bir ay oldu. Bilin ki son nefesimize kadar davamızın peşinde olacağız.”
Yangından kurtulan iki kız çocuğu “Ömür ve Eren abi bizi uyandırdı” dedi. Ben her gece uyumadan çocuklarımızın nasıl can verdiklerini düşünerek, mesleğim gereği hastalarıma önerdiğim ilacı içerek uykuya dalıyorum. Uyandığımda aklıma gelen sahneler bunlar. Umarım çok yaşamam ama öldüğüm güne kadar böyle uyanıp böyle uyuyacağımı biliyorum. Netflix’te bazı seri katillerin belgeselleri yapılıyor, bu ailenin de bir belgeseli yapılacak, eminim. Ceyda ve Elif, ev hanımı rollerinin arkasına sığınıyorlar.”
'4×4 Alacağınıza Yangın Söndürme Cihazı Alsaydınız'
Almanya'da yaşayan Şenol Akişli, 21 Ocak’ta İstanbul'daki 11 yaşındaki kızı Mina Akişli'yi ve Antalya'daki annesi Gülçin Akişli'yi Grand Kartal Otel'e tatile götürdü. Fakat bu tatil, bir yangın faciasıyla sona erdi ve 3'ü de hayatını kaybetti. Faciadan 78 gün sonra, yangında eşi Gülçin Akişli'yi kaybeden Cevat Akişli (72), acıya dayanamayarak kalp krizi geçirdi ve yaşamını yitirdi. Akişli ailesinin diğer üyeleri de müşteki sıfatıyla beyan verdi.
Yangın faciasında annesi, ağabeyi ve yeğenini kaybeden Volkan Akişli, “Ben annemin kokusuyla uyuyan bir insandım. Bizi nasıl bir çaresizliğin içine attığınızın farkında mısınız? Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras, annesiniz ya hani, bize bir yüzünüze bakın. Halit Ergül, otel müdürünün Kartalkaya'ya çıkması için 4×4 araç alacağına yangın söndürme cihazları alacak kadar hassas olsaydınız keşke” dedi.
'Emir Aras ile Aynı Koridorda Kalıyorlardı'
Volkan Akişli, annesinin mezarında çektiği videoları salonda izlettikten sonra, Mina Akişli'nin annesi Şenol Akişli'nin eski eşi Mesude Turan, “Bakıyorum, hiçbiri söylediklerinden utanmıyor. O gün kızım, babası ve babaannesiyle oteldeydi. Şenol, oteli çok araştırarak gitmişti. 3 günlüğüne gittikleri otelden cenazeleri geldi. 7010 numaralı odada kalıyorlardı. 7. katta Genel Müdür Emir Aras ile eşiyle aynı katta kalıyorlardı.” diye konuştu.
'Vicdansız'
Hiç kimseye seslenmeden rahat rahat çıkmışlardı. Benim kızım uyanmadı bile, yatağında ölü olarak bulundu. Bize burada maval anlatıyorlar, 'Giderken çocuk kurtarmış' diyorlar. Ben orada çocuğumu bulduğumda saat 18.30'du. Morgdan çocuğumu alamadım. Soğuk hava depolu bir tırın içerisindeki ceset torbaları arasından aldım. 6 aydır doğru düzgün uyuyamıyorum. Halit beyimiz 2.5 aydır uyuyamıyormuş. Kızımın hayalleri vardı. En büyük isteğim, ihmali olan herkesin en ağır cezayı almasını istiyorum.” dedi.
Yangın faciasında kardeşi Şenol Akişli'yi kaybeden Bülent Akişli ise, “Hepimizin başı sağ olsun. Ben kardeşimi, annemi ve yeğenimi kaybettim. Peşinden de babamı kaybettim. Emir Aras, yüzüme, gözümün içine bak. Sabah görüntüleri izledim. Sen odadan kendin çıkıyorsun, geriye dönüyorsun, çocuklarını çıkartıyorsun. Annem, yeğenim ve kardeşim 7010 numaralı odada kalıyordu. Vicdansız, sen de onlarla aynı koridordasın.” ifadelerine yer verdi.
Ev Hapsi Kararı
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 6. celsede tutuksuz yargılanan 4 sanığa 4 ay ev hapsi adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verdi. Mahkeme heyeti, sanıklar İbrahim Polat, İsmail Karagöz, Ali Ağaoğlu ve Yiğithan Burak Çetin için ev hapsi şartını içeren adli kontrol hükümleri uygulanmasına; itfaiye eri İrfan Acar hakkında ise “konutu terk etmeme” şeklinde adli kontrol kararının uzatılmasına karar verdi. Diğer taleplerin celse sonrasında değerlendirilmesine karar verildi.
