AK Parti’de gelenekselleşen Kızılcahamam kampının 32.’si bugün başladı. Siz bu satırları okurken Cumhurbaşkanı Erdoğan “tarihi” olacağı belirtilen açılış konuşmasını ya yapmış ya da yapmak üzere. Beklentiler, Erdoğan’ın terörsüz Türkiye sürecine ilişkin önemli mesajlar vermesi üzerine odaklandı. Yarın Genel Başkan Vekili Efkan Ala’nın bu konuda düzenlenecek oturumu yöneteceği ifade edildi.
Önemli bir konu olması münasebetiyle oturumun yarım saatle sınırlı tutulduğu bildirildi. Kampta kabine değişikliğinin sürekli gündemde olması, özel önlemlerin alınmasına sebep oldu. Erdoğan’ın açılış ve kapanış konuşmaları haricinde programların tamamı basına kapalı gerçekleştirilecek. Açıklamalar yalnızca Parti Sözcüsü tarafından yapılacak şekilde katılımcılara iletildi. Bu durumu “basına konuşmayın” şeklinde yorumlamak daha isabetli olabilir. Basına kapalı yapım toplantıları için danışman ve korumaların girişlerine kesinlikle izin verilmiyor. AKP’ye gönderilen programda, katılabilecek üyelerin isimleri tek tek sayılmakta ve “yalnızca” ifadesi koyu renkte vurgulanmıştır.
Geçtiğimiz yılki kampa eski Bakan ve AKP Ankara Milletvekili Vedat Bilgin damga vurmuştu. Bilgin’in “Bizi rakamlara boğdunuz. Böyle istişare mi olur? Neden gerçek anlamda bir analiz yapılamıyor? Sizin konuşmalarınızdan çıkardığımız seçim sonuçlarında ekonomi %70 etkiliymiş. Geçin bunları. Bütün sorumluluğu ekonomiye atıyorsunuz” yönündeki eleştirileri uzun bir süre gündemde kalmıştı. Görünen o ki, AKP yeni bir Vedat Bilgin durumu yaşamak istemiyor. Ayrıca programda “yeni Anayasa” ile ilgili bir oturumun yer almadığı dikkat çekiyor.
AKP’den Devamsızlığa ‘Parti Komiseri’ Formülü
Siyasette “Parti komiseri” ifadesi bulunmaktadır. Sovyetlerden esinlenerek tanımlanan bu tabir, “bir bireyin her şeyi parti adına denetlemesi ve ideolojik fanatizm” olarak açıklanabilir. AKP ile ilgili bir durum olarak belirtmek gerekirse, milletvekillerinin TBMM Genel Kuruluna katılmadığı ve bu sebepten dolayı Meclis’in sık sık erken kapandığı daha önce vurgulanmıştı. AKP bu duruma çözüm bulmak amacıyla çeşitli yöntemler geliştirmeye başladı. Bunlardan biri de “parti komiserliği” görünümünde bir yöntemi uygulamak. AKP genel başkan yardımcılarından ikisi, Meclis kulisinde bekleyerek milletvekillerini Genel Kurulda kalmaları konusunda uyarmaya başladı. Grup Başkanvekilleri de, milletvekillerinin kulislerden ayrılmamaları için sık sık gruplar halinde onlarla çay içmelerine vesile olmaya çalışıyor. Eğer bu yöntemler de sonuç vermezse, daha sıkı önlemlerin devreye alınacağı söyleniyor.
‘Beni de Cumhurbaşkanı Atadı’
31 Ağustos 2024’te Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesindeki bir cümle, bürokrasideki dengeleri köklü şekilde değiştirdi. Önceden Cumhurbaşkanı onayı ile gerçekleştirilen atamalar artık Cumhurbaşkanı kararıyla yapılır hale geldi. Böylece Cumhurbaşkanlığı atama yetkileri genişletilmiş oldu. İl emniyet müdürlerinden müftülere, TÜİK daire başkanlarından Merkez Bankası Para Politikası Kurulu üyelerine kadar pek çok atama Cumhurbaşkanı kararıyla gerçekleştiriliyor. Bir dostumuz, sıkışan bazı bürokratların “Beni de Cumhurbaşkanı atadı” diyerek koltuklarına kimin oturduğunu hatırlatmaya çalıştığını dile getirdi. Bu da kendilerini güvence altına almak adına bir yöntem olarak görülüyor. Hukukun ihlalinin “günlük olağan” bir duruma dönüşmesi, AKP’nin yıllarca şikayet ettiği bürokratik oligarşinin yerine daha kötü bir yapının gelmesinden kaynaklanıyor olabilir.
Meclis’te Salgın Paniği
Geçtiğimiz perşembe günü bir Meclis çalışanı ve 8 milletvekilinin tükettikleri yemeklerden ya da içtikleri sulardan zehirlendiği haberi hızla yayıldı. “Meclis’te salgın paniği vardı” demek abartılı olmayacaktır. Konuyu araştırdığımızda, 70 personel ve 8 milletvekilinin rahatsızlanarak sağlık kuruluşlarına başvurduğu tespit edildi. Meclis Başkanlığı, yemeklerden ve sulardanın numunelerini alarak incelemeye gönderdi. Sonuç: Temiz. Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi, “salgın” haberleri üzerine TBMM’nin de dahil olduğu bölge sularını yeniden incelemeye aldı; herhangi bir olumsuz durumla karşılaşılmadı. ASKİ’ye göre meclis dışında o bölgede herhangi bir şikayet de iletilmedi. Meclis’teki durumu, AKP’li Ali İhsan Yavuz’un artık siyasi literatüre geçmiş sözüyle özetlemek gerekirse; “Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu.”
‘Sizin Gibilere Koruma Yok…’
Türkiye’nin Sesi Partisi, Halkların Demokratik Partisi’nden ayrılan Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen tarafından 2022 yılında kuruldu. SES Partisi, sessiz sedasız yeni bir genel başkan değişikliği yaşadı. Ayhan Bilgen, görevini yine bir Karslı olan Atıf Özbey’e devretti. Yeni yönetim, yeni Genel Başkan için İçişleri Bakanlığı’ndan koruma talep etti fakat aldıkları yanıtla şok oldular. İddiaya göre bir bakan yardımcısı, “Sizin gibilere koruma moruma yok” diyerek direkt olarak reddetti.
İmamoğlu ile 40 Yıllık Hatır
“Türk kahvesi” denildiğinde aklınıza neler geliyor? Dostluk, vefa, keyif, sohbet, sevgi, anılar… Liste uzatılabilir. Ancak öncelikle “bir fincanının 40 yıl hatırı” olması gerekiyor. CHP Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız, Ekrem İmamoğlu ile ilişkilendirilen hukuka ve insan haklarına yönelik o uzun listeden ince bir göndermede bulundu. CHP milletvekillerine, İmamoğlu’nun resmi bulunan çift kişilik Türk kahvesi takımı ve kahvenin gönderildiği belirtildi. “İmamoğlu’na özgürlük!” yazan fincanlardan içilen acı kahvelerin hatırının 40 yıl süreceği kesin.
Parmak İziyle Hızlıca Söz Almanın Sırrını Açıklıyoruz
TBMM’nin düzenli işleyişine göre Genel Kurul, Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri saat 14.00’te açılmakta. Her birleşimde, Başkan sisteme giren 30 milletvekiline birer dakika söz hakkı tanıyor. “Bir dakikadan ne çıkar” demeyin. Seçmene, “sizin şu sorununuzu Meclis’te dile getirdim” demek için önemli bir fırsat. Peki milletvekilleri nasıl sisteme giriyor, yani söz hakkı nasıl alınıyor? Milletvekillerinin sıralarında parmak iziyle çalışan cihazlar var. Söz almak isteyen vekiller parmak izlerini okuyarak söz talep ediyor. İlk 30’a girmek kolay bir iş değil. Birçok vekil hızlı olamadığı için günlerce söz alamıyor. Ancak bir milletvekili -bu konuda bir tüyom mu almış bilinmez- işi çözmüş. Küçük sır ise şu: Söz almak istediğinde eline krem sürüyormuş. Böylece cihaz parmak izini daha hızlı algılıyormuş. Söz almak için ilk 30’a girmeye çalışan vekillere duyurulur.
TBMM Başkanlık Resmi Konutu Ne Oldu?
AKP, Çankaya Köşkü’nü “eski Türkiye’nin sembolü” olarak değerlendiriyor. Ne Abdullah Gül ne de Tayyip Erdoğan Çankaya Köşkü’nde ikamet etti. Çankaya Köşkü’nün hemen altında “eski Türkiye’nin” Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı konutları yer alıyordu. Artık bu konutlar, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, yabancı misafirler ve toplantılar için kullanılmakta. TBMM Başkanlık Resmi Konutu ise yıkılarak 2014’te Türk mimarisinin unsurlarını yansıtan yeni bir yapı inşa edildi. O bina da Cevdet Yılmaz’a tahsis edilmiş. Süleyman Soylu, İçişleri Bakanı olduğu dönemde Ankara Valiliği’nin Çankaya Köşkü’nün hemen yanındaki konutuna yerleşti. Görünen o ki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile konut kapma yarışı hâlâ devam ediyor.
Bazı Bakanlıklarda İşler Durma Noktasına Geldi
Bakan yardımcılarının çekişmeleri ve kabine değişikliği beklentisi nedeniyle bazı bakanlıklarda işlerin durma noktasına geldiği, bu durumdan rahatsız olan hükümetin de bakan yardımcılıklarını kaldırmak için çalışma yürüttüğü daha önce belirtilmişti. Kavga o kadar büyümüş ki ekipleşmeler de artmış durumda. Artık bakanlıklarda herkes, kendilerine yakın yeni bakanların atanmasını bekliyor. Verilen talimatların yerine getirilmediği, resmi evraklara imza atılmadığı gözlemleniyor. Vatandaşlar ve iş insanları, aylarca bekletilmekte, yatırımlar, promosyonlar, izinler belirsizliğe terkedilmiş durumda.
