İsrailli Eski İstihbarat Ajanı Anlattı: Casusları Nasıl Seçiyorlar?

İsrail ve İran arasında 12 gün süren savaşın ardından Tahran'da casus avı devam ediyor. İsrail'in İran'a yönelik ilk saldırılarının hemen öncesinde, dış istihbarat teşkilatı Mossad tarafından düzenlenen operasyonlar, İsrail'in İran içindeki derin sızma yeteneğini gözler önüne serdi.

İsrailli eski istihbarat ajanı Oded Ailam, geçtiğimiz hafta Alman gazetesi Bild'e verdiği röportajda İran'daki geniş casus ağı hakkında bilgi verdi. 71 yaşındaki Ailam, casus seçme süreçleri ve onlara neler vaat ettikleri hakkında açıklamalarda bulundu.

'Nüfusu Homojen Değil'

Ailam, İran'ın tamamen homojen bir yapıya sahip olmadığını ve 90 milyonluk nüfusun yalnızca %40'ının İranlı Farslardan oluştuğunu belirtti. “Bu durum hükümetin halkı kontrol altında tutmasını zorlaştırıyor. Gözetleme sisteminde büyük açıklar mevcut. (Doğu Almanya Devlet Güvenlik Bakanlığı) Stasi'nin Doğu Almanya'daki uygulamalarıyla kıyaslanamaz” ifadelerini kullandı.

Genellikle Kürtler, Türkmenler, Beluciler ve Azerilere mensup bireylerin casus olarak seçildiğini vurgulayan Ailam, bu kişilerin ya maddi teşvikler ya da rejime karşı duydukları hoşnutsuzluktan dolayı bu yola girebildiğini belirtti.

'Büyük Kısmı Yoksul'

Ailam, “İran'da büyük bir memnuniyetsizlik var. Toplumun büyük bir kesimi yoksul. İran, büyük gaz rezervlerine sahip olmasına rağmen, bu kaynakları kendi ülkesine yatırmak yerine Hizbullah gibi terör örgütlerine milyarlarca dolar aktarıyor” dedi.

Ayrıca Ailam, “İran, daima gözetlenmeyen geniş sınırlara sahip bir ülke. Bu durum, ülkeye her türlü kaçakçılığın yapılmasını kolaylaştırıyor” diye ekledi.

'Casusları Koruma Sözü Verdik, Ama…'

Ailam, Mossad'ın İran'daki casuslarını koruma vaadinde bulunduğunu ve gerektiğinde onları ve ailelerini güvenli bir yere götüreceklerini iddia etti.

Ancak savaştan bu yana en az altı İsrael casusu, İran yönetimi tarafından idam edildi. Ayrıca 700'den fazla kişi, Mossad ajanı oldukları iddiasıyla tutuklandı.